Türkiye Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz'a göre, hükümetin bugün ayrıntılarını açıkladığı "Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı", Kürt sorununun hâlâ bir güvenlik sorunu olarak algılandığının göstergesi.
bianet'in görüştüğü Tahmaz "Bu tür önlemler daha önce defalarca denendi. Sorunun güvenlik yöntemleriyle aşılamayacağı bir gerçek. ABD-Irak-Türkiye üçlü güvenlik koordinasyonu da işlemedi. Sorunun 'güvenlik sorununa' indirgenmesinde çıkış yok" diyor.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın açıklamasına göre, yeni müsteşarlık "terörle mücadelede" güvenlik kurumlar arasında koordinasyonu sağlayacak.
Oysa, beklentinin ne olduğu çok açık Tahmaz'a göre: "Demokratik, siyasal açılımlar bekleniyor. Demokratik zemini güçlendirmek gerek. Burada ilk adım da DTP'yle diyalog olmalı. Parlamentoda olmanın gereği bu zaten. DTP'yle diyalog kurulmadan bir arpa boyu yol alınamayacağı anlaşılmalı."
DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk, nisan sonunda ilettiği Başbakan Erdoğan'la görüşme isteğine hâlâ yanıt bekliyor. Türk, geçen hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le görüşmüştü.
Tahmaz: Sembolik adımla olmaz
Tahmaz, Cumhurbaşkanı Gül'ün Prag dönüşü gazetecilere "Kürt sorunu Türkiye'de birinci sorundur" demesini, Radikal gazetesi yayın yönetmeni İsmet Berkan'ın aktardığına göre, Başbakan'ın "sembolik adımlar" atılabileceğini söylemesini, İçişleri Bakanı Atalay'ın bugün "Başbakan'ın 2005 Diyarbakır konuşmasının arkasındayız" demesini anımsatıyor ve ekliyor:
"2005'ten sonra Başbakan hiçbir yerde 'demokratik, anayasal çözüm' demedi. Hâlâ sembolik adımlardan söz ediyor. Oysa demokratikleşmeden söz etmesi gerek. 2005'in gereğini yerine getirecek adımlara ihtiyaç var."
Başbakan 2005'te Diyarbakır'a gittiğinde "Kürt sorunu benim sorunumdur" demişti.
Tahmaz "Önemli konulardan biri, Kürt sorununda savaş döneminin ortaya çıkarttığı mağduriyetlerin giderilmesi. Örneğin koruculuk sisteminin kaldırılması. Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek önce koruculuğun gözden geçirilebileceğini söyledi. Ama DTP bunu destekleyince, geri adım attı. Çiçek hükümet sözcüsü; herhangi bir bakan değil. DTP'yi ötekileştiren, demokratik zeminin dışında gören zihniyet sürüyor."
"Türkiye istese de istemese de adım atacak"
Ancak son dönemdeki tartışmalardan pek umutlu olmadığını dile getirse de, Tahmaz, koşulların Türkiye'yi Kürt sorununun çözümüne zorladığı kanısında: "Türkiye istese de istemese de, bu sorunu çözmek için bir adım atmak durumunda. Dünyadaki gelişmeler buna zorluyor Türkiye'yi. Aksi halde zaman, enerji ve olanaklarımızı boşa harcıyoruz. Ama hükümet ayak diriyor."
"Şeffaf olmayan güvenlik tehlikelidir"
Tahmaz, yeni müsteşarlığın ilgili örtülü ödeneğe sahip olmasını da tehlikeli buluyor: "Bu, yapının saydam olmaması demek. Saydam olmayan güvenlik önlemi tehlikelidir. Bu, Türkiye'nin geleneğinde var." (TK)