Feministler tarih boyunca kadınların doğal işlevinin çocuk bakımı olmakla sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladılar ama elbette ki, bu yetmedi. Bu tür farklılıklar popüler feminist kişilikler ile feminist eylemcilerin çalışmaları arasında da tartışma konusu.
Sözlüklerin birinde ikinci sırada bulunan bir tanım feminizmi anlamaya çok yardım ediyor: Feminizm cinsiyetlerin eşitliği teorisini temel alarak kadın haklarının savunulmasıdır. Gönderme olarak da "womanism" yani "kadıncılık" belirtilmiş. Onun tanımı da şöyle: Kadınların başarısı ve hakları konusunda çalışmak.
Başarı yetmez
Tabii, feminizm kadınları "başarılı" olmaları için poh pohlamakla kalsaydı, bugün pek bir anlamı kalmayacaktı. Feminizm daha fazlasını içeriyor. En basit biçimiyle şöyle diyebiliriz: kadın hareketi ve feminizm kadınların asla yadsınamayacak haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için bir mücadeledir.
Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürümüzü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel objektifleri eğitim, iş, çocuk bakımı gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Farklı yollar
Feminizm hedeflerine farklı yollardan ulaşmayı hedefleyebilir: Marksizm, liberalizm, radikalizm. McPhee der ki, "Her hareketin içinde uçlar, iç tartışmalar ve güç mücadeleleri vardır".
Feministler, kadın hareketinin en önemli talebi olan "değişim"i unutmamalıdır. Feminizm tek bir amacın peşindedir: Kadınların yadsınamaz insan haklarını korumak. Bu hedef, liberal, Marksist ya da radikal gibi farklı yöntemleri içine alabilecek kadar yalındır. 1848'deki Seneca Falls Konvensiyonu kadın hareketinin anlamını belirtir: "Bütün kadınlar ve erkekler eşit yaratılmıştır".Kadın ve erkeğin hayat yolları elbetteki farklıdır ve sınıf, ırk, eğitim düzeyi ve toplumsal deneyim gibi konularda farklılık gösteren kişilerin haklarını gözeten bir hareket içinde de çatışmalar olması doğaldır.
Önce liberalizm
Kadın hakları savunucularının ilk saptığı yol liberalizmdi. Seneca Falls koalisyonu ve 20. yüzyılın ilk başındaki kadın eylemciler bireyin iktisadi ve yasal eşitliği kazanması yoluyla mutluluk bulabileceğini düşünüyorlardı. Liberal feminizm, kadınların erkeklere benzemesi anlamına gelmiyordu, kadınların erkeklerin sahip olduğu yurttaşlık haklarından aynı biçimde yararlanmasını ve mevcut kültür içinde onlar kadar fırsata ulaşabilmesini talep ediyordu.
Liberal feministlerin en ünlülerinden biri Betty Friedan,kitlelerin ilgisini çeken yayınlar ve siyasi eylemlerle kamu oyunda tartışma yaratmaya ve yasal reforma gidilerek eşitlik sağlanmasına çalışıyordu. Friedan 1966'da Ulusal Kadın Örgütü (NOW) - National Organization of Women'ı kurdu. Onun eylemleri liberal feminizmin, kadın hareketinde yasal reform taleplerinin ve bilinç uyandırmanın kusursuz örnekleri olarak görüldü.
Kapitalizmden vazgeçmeden değişim olmaz!
Ancak bu hareketin ivme kaybetmesindeki en büyük neden eşitlik ifadesinin kafa karıştırmasıydı. Eşitlik libarallerin tanımladığı şekilde bir şey miydi? Yoksa marksistlerin önerdiği gibi iktisadi bir eşitlik ya da rekabetten kurtulma söz konusu olabilir miydi? Marksist feministlerin yöntemi liberal feministlerden farklıydı. Komünist Manifesto'yu takip eden ve kadınların kapitalist sistem tarafından baskı altında söyleyen marksist feministler, kapitalizmin sermaye sahibi bir kaç erkeğin elindeki güce yoğunlaşmış bir sistem olduğunu vurguluyorlardı. Marksistlere göre kadın hareketi toplumun iktisadi, cinsel, kişisel ve siyasi tüm alanlarında değişim talep etmeliydi. Değişim, kapitalizmden vazgeçilmesi yoluyla mümkün olacaktı.
Liberal feministlerin bilinç uyandırma çalışmaları Maksistlerin istediği büyük değişimler için bir çalışma zemini de yarattı. 1974'lerde kadın hareketinin kadınların "Toplumdaki statüsünü güçlendirme ve değiştirme" talepleri bir çok ülkede çoğunluk desteği aldı. 1977'de ABD'deki kadınların %74'ü, kadınların statüsünün 1972'den bu yana iyiye gittiğini söylüyordu. Oy vermek, protesto etmek ve lobi faaliyeti yürütmek bugünün genç kadınlarının onaylanmış hakları oldu.
Patriyarka...
Marksist ve radikal feministler, cinsiyetçiliğin ve ayrımcılığın en kötü biçimiyle hala varlığını koruduğunu söylüyorlar. Eşit haklar ve siyasi protestoların kadınların baskı altında tutulmasını engellemeye yetmediğini açıklıyorlar. Ancak, Maksist ve radikal feministlerin liberal feminizme borçlu olduğu şeyleri görmezden gelmek olmaz. Tıpkı Marksist feminstler gibi, radikal feministler de toplumsal kültürün temel yapılarına statükonun koruyucuları gözüyle bakıyor. Mevcut toplumlar kapitalizm, kapitalizm de patriyarkayı temel alıyor.
Erkek egemenliğini ortadan kaldırmak
Popüler kültür ve medya radikal feministleri hep lezbiyen erkek düşmanları gibi gösterdiği için radikallerin getirdiği pozitif değişimler sürekli gölgede kaldı. Radikal feminizm, kadın merkezli bir ideoloji. "Meşrulaştırılmış ve kurumsallaştırılmış erkek egemenliğinin ortadan kaldırılmasını" amaçlıyor, yerine "cinsler arası anlaşma, işbirliği ve paylaşmayı getirmeyi" istiyor. (Storkey, 1985). Radikal feminizm de, liberal feminizm gibi, kadın haklarının siyasi eylemler, gösteriler yoluyla ortaya konmasını öneriyor. Aynı zamanda tıpkı Marksist feministler gibi kadın sponsorluğundaki organizasyonların ve kızkardeşlik unsurunun toplumsal değişimde önemli rol oynayacağını ortaya koyuyor.
Yöntemler arasındaki karşılıklı soruların kolay yanıtları ya da mutlak yanıtları yok. En iyi yanıt, Esther Peterson'ın feminizmin yalın amacı olarak gösteriği ifadede saklı: Cinsiyet ya da cins gözetmeksizin rol seçme hakkı. Bu anlayışta, kadınların erkekler gibi olması gibi bir talep yok. Aksine, kariyer ya da aile gibi konularda kendi rolünüzü kendiniz belirliyorsunuz. Bu tanım, liberal, Marksist, radikal feministleri içine alacak kadar geniş. Siyasi lobileşmeden tutun, kadınların yürüttüğü komünlere kadar pek çok taktik ile feministler kadınların hayatlarını iyiye dönüştürmek için çalışabilirler ve bu da kadın hareketinin birincil anlamıdır.