İstanbul'un Güngören ilçesinde 27 Temmuz 2008'de saat 21.45'te iki ayrı patlama meydana geldi. olayda 17 kişi öldü, 154 kişi hayatını kaybetti.
Saldırıda ölenlerin Fadime Beşkan, Macide Aydın, Hayrettin Güler, Şeyma Özkan, Taha Yıldızlı, Aleyna Çelik, Servet Asan, Alim Mantarcı, Filiz İkiz, Murat Ağca, Halit Öge, Mehmet Fikri Kuş, Sabahat Kuş, Yunus Öztürk, Dursun Ali Aydemir, Furkan Şentürk ve Abdullah Gülle olduğu açıklandı.
Patlamanın hemen ardından İstanbul Valisi Muammer Güler saldırıyla ilgili "Bölücü örgüt bağlantısı tabii ki görülüyor", CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "Milli tepki koymalıyız" dedi, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ise "Bazı kesimlerin adres gösterilmesi kimseye yarar sağlamaz" diye konuştu.
Güler'in açıklamasının ardından basında çıkan "Saldırıyı PKK yaptı" şeklindeki haberlerini örgüt "sivillere yönelik saldırıları hiçbir zaman desteklemediklerini" belirtti. Türkiye Barış Meclisi, DİSK, TMMOB, DTP, ÖDP ve EMEP'in de aralarında bulunduğu kuruluşlar saldırıyı kınadı, "şiddet ortamına karşı durma "çağrısında bulundu.
Medya eleştirmeni ve Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Esra Arsan bianet'e "Gazeteciler bilgileri kesinleşmeden dolaşıma sokmaması gerektiğini" söyledi. "Haberi sunarken 'taraf' olunmaması gerektiğinin" altını çizen Arsan "Çocuk ölümlerinin sömürü aracı olarak kullanılmaması gerekiyor" dedi.
Güngören'deki patlamalarla ilgili NTV'ye yorum yapan Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan eylemin PKK'nin genel stratejisiyle uyumlu olmadığını, bu tür bir eylemin PKK için "tehlikeli" olduğunu, El Kaide'nin yapmış olabileceğini, ama El Kaide'nin de "soyut" bir örgüt haline geldiğini söyledi, "Ergenekon olayıyla bağlantılı da olabilir" dedi.
Güngören'deki patlamada ölenlerden Eğitim Sen üyesi Halit Öğe için patlamanın olduğu yerde basın açıklaması yapıldı. Sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve meslek odaları temsilcileri "Bombalar kardeş kavgası isteyenlerce patlatıldı" dediler.
ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras "Bu bombayı atanlar 'üzerimize gelmeyin' diyorlar" dedi, saldırıyı provokasyon olarak niteledi.
Olayla ilgili açıklama yapan sivil toplum örgütlerinden İHD, Güngören üzerine "Fail belli olmadan adres göstermenin manidar olduğunu" vurguladı, Amargi "Şiddete karşı barıştan yana taraf olmaya devam edeceğiz", ÖDP "demokratik bir toplum olma kararlılığımızı şimdi gösterme zamanı" dedi.
İHD'nin yaptığı basın açıklamasına katılan DTP Milletvekili Sebahat Tuncel "Saldırının barışa yapıldığını" söyledi.
30 Temmuz'da, iki patlamayla ilgili polis, dokuz kişiyi gözaltına aldı.
31 Temmuz'da Taksim'de basın açıklaması yapan Barış Meclisi üyeleri Güngören'deki bombalı saldırıyı kınadı
Sayıları 20'yi bulan siyasi parti ve sivil toplum örgütleri 4 Ağustos'ta düzenledikleri eylemle Güngören'deki bombalı saldırıyı protesto ettiler, saldırının kontrgerilla tarafından düzenlendiğini iddia ettiler.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul'un Güngören İlçesi'nde 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların tamamen aydınlatıldığını, tutuklananların bombacı olduğunu söyledi ancak şüphelilerden Hüseyin Türeli'nin avukatı Hüseyin Çalişçi, müvekillerinin "bombalamayla ilgisi bulunmadığı"nı; "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla tutuklandıklarını açıkladı.
Türeli'nin avukatları Hüseyin Çalışçı ve Mehmet Sani Kızılkaya İHD'de yaptıkları basın toplantısında "Türeli Metris'te işkence görüyor, saldırıdan değil örgüt üyeliğinden tutuklu" dediler.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi cezaevinde gönderilen sekiz kişinin tutuklanmalarına yapılan itirazı reddetti. Şüpheliler, Silivri Cezaevi'ne nakledildi.
Kürt siyasetçi Tarık Ziya Ekinci bianet'e Güngören, Üsküdar, Mersin ve İzmir'deki saldırıları PKK'nin yapmadığını düşünüyor, şiddetin tek taraflı silah bırakmayla bitmeyeceğini belirtiyor, barış için kamuoyu baskısı oluşturulmalı açıklamasını yaptı.
Son olarak olayla ilgili dün (11 Mayıs) başlanan duruşmada ölenlerin yakınları sanıkları linç etmek istedi. Sanıklardan biri bu bir komplodur diye bağırdı. Sanıklardan suçlamaları reddedip istedi. Talepleri reddeden mahkeme duruşmayı 14 Ekim'e erteledi.(BÇ)