Sabah gazetesinin 4 Mart tarihli manşeti ne yazık ki TRT Şeş’e şüpheyle yaklaşan Kürtleri doğrular nitelikte.
"Şeş konuştu, Keleş sustu" başlıklı haber ne yazık ki gerçeklerden çok tam da bölgede yaşayan Kürtler’in iddia ettiği gibi seçim yatırımı kokuyor. Habere göre TRT Şeş açıldığından beri bölgede çatışmada ölen ya da yaralanan olmamış. Çatışmasız ve huzur dolu bu günlerde "biri düşme diğeri kaza kurşunu ile şehit olan 2 asker", "yakalanan 5 PKK’lı," "örgütten kaçan 17 PKK’lı" ve "mayınlara basarak yaralanan 5 sivil" var ama olsun. Onlar "kısmet".
Kürt halkının TRT Şeş’ten ne kadar mutlu ve umutlu olduğunun altını çizmek için gazeteye demeç veren AKP’den Abdülkadir Aksu ve Mehmet Mir Dengir Fırat dışında kimse bu açılımdan bahsetmemiş. DTP milletvekili Hasip Kaplan, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’ndan (USAK) İhsan Bal, terör uzmanı Nihat Ali Özcan, Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, Diyarbakırlı avukat Sezgin Tanrıkulu, İHD Bölge Temsilcisi Ali Akıncı ve MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı Seher Akçınar bölgedeki sükunetle ilgili olarak birçok açıklama yapıyorlar ama hiçbirisi "TRT Şeş" demiyor.
Peki Silopililer ne diyor?
Aslında DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün UNESCO Anadil Haftası’nı kutlamak amacıyla grup toplantısında anadilini konuşmaya başladığı, yıllardır ekranın sağ alt köşesinde haberleri işitme engellilere anlatan memurenin o maharetli ellerini nereye koyacağını bilemeden kucağına indirip ekrana ürkek ürkek bakakaldığı ve Meclis TV Türk’ü yayından kaldırıp attığı gün Silopi’de halk kızgınlıktan çok alaycı bir neşe içindeydi.
Silopi’de konuştuğumuz Kürtler TRT’nin Kürtçe kanalı TRT Şeş’i izlemediklerini söylüyorlar. Genel kanı kanalın Kürtler için bir özgürlük alanı değil bir seçim yatırımı olduğu. Berberde saçını kestiren ve "ne olur ne olmaz" adını vermeyen bir erkek "TRT Şeş Başbakan’a Kürtçe ‘hera hi’ (hoşgeldin) diyor, o zaman Ahmet Türk neden konuşamıyor? Bu kanal Başbakan’a açılmış. Kürtçe diye bir dil var mıdııır? Vardııır. O zaman her yerde konuşulacaktııır. Meclis’te de konuşulacaktııır," diye kıkırdıyor.
Daha sabah saatlerinde Kürtçe kanal açılımlı özgür Silopi’nin minicik çarşısında 10 dakika içinde üç polis memuru tarafında kimlik kontrolünden geçtiğimiz için konuştuğumuz erkeğin adını almak konusunda diretmiyoruz.
‘’Sevmem, seyretmem’’
Silopi gibi Diyarbakır’da da günün konusu aynı, Ahmet Türk’ün konuşmasının "ne hakla" kesilmesi ve Meclis’ten Türk’e karşı yükselen muhalif ses. Şehir merkezindeki bir kahvehanede okey oynayan Salih, Bayram ve Selahattin TRT Şeş’in programlarını Kürtlere yönelik bulmadıkları gibi tamamen seçim yatırımı olduğu konusunda hemfikirler.
İyi niyetle "Yine de resmi kanalda Kürtçe yayının başlaması en azından Kürtlerin varlığını, dillerini kabul etmek değil midir?" diye sorduğumuzda Bayram atılıp "Ben Türkiye Cumhuriyeti altında Kürt olarak yaşamak istiyorum. Mahkemede hakkımı Kürtçe arayayım. Hangi kürt lideri çıkmış o Şeş’e? Ahmet Türk’e Meclis’te diyorlar Kürtçe yasaktır, Türkçe konuşacaksın. Adamın ana dili Kürtçe. Bu nasıl yasak olur? Bu ne biçim özgürlüktür? Bu özgürlük değil," diyor.
Selahattin’in cevabı ise daha kısa "Oy toplamak için yaptılar. Herkes de farkında. Sevmem, seyretmem."
Sabah gazetesinden arkadaşlar TRT Şeş haberini nerede derlediler bilmiyorum ama biz Diyarbakır’da Sur mahallesindeydik. Hani vatandaşlarla daha iyi iletişim kurabilmek için belediyede Kürtçe, Arapça ve Süryanice hizmet vermeye çalışırken mahkeme kararıyla görevinden alınan seçilmiş Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın mahallesinde.(ZE/EÜ)