Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bu yıl Newroz kutlamaları ve sonrasında Güneydoğu bölgesinde güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanarak temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiğini söyledi ve hak ihlallerinin etkin şekilde soruşturulmasını istedi.
Vakıf yetkilileri bugün saat 11:00'da Ankara'da düzenledikleri basın toplantısıyla 22-24 Mart arasında Hakkari, Yüksekova ve Van'da yaşanan olaylara ilişkin raporu açıkladı.
Rapor, vakıf yönetim kurulu üyesi Coşkun Üsterci'nin başkanlığında psikiyatr Dr. Alp Ayan, Dr. Mehmet Antmen ve avukat Hülya Üçpınar'dan oluşan heyetin bölgede yaptığı incelemeler sonucunda oluşturuldu.
Newroz'u kutlamak isteyen vatandaşlara güvenlik güçlerinin müdahalesi üzerine yaşanan olaylarda 35’i güvenlik görevlisi olmak üzere yüzlerce kişi yaralandı, en az 34’ü çocuk toplam 249 kişi gözaltına alındı, en az 10’u çocuk toplam 71 kişi tutuklandı.
Olaylarda dört kişi de hayatını kaybetti.
Devlet olayları hazırladı
TİHV heyetinin incelemeleri sonucunda vardığı sonuçlar kısaca şöyle:
Resmi makamlar kutlamaları dolaylı olarak yasakladı: Kutlamalara 48 saat kalana dek, resmi makamlar tertip komitelerinin farklı illerde farklı günlerde planladığı kutlamaların sadece 21 Mart'ta yapılabileceğine dair görüş açıklamadı. Bu kadar kısa süre kala kutlamaların yeniden planlanmasının talep edilmesi, dolaylı olarak yasaklama olarak değerlendirilebilir.
Resmi makamlar, kutlama gününü değiştirmek suretiyle yasaklamanın sonuçlarını da hazırladı: Kutlamalardan önce diğer illerden bölgeye takviye güç getirildi. Kutlamaların makul bir gerekçe olmaksızın 21 Mart’a çekilmesiyle, öncesinde resmi makamlar tarafından yapılan hazırlık ve önlemler de hesaba katıldığında, adeta “yasadışı” gösteri ortamının yaratıldığı kuşkusu oluşuyor.
“Düşünce ve ifade özgürlüğü” ile “toplanma ve gösteri özgürlüğü” ihlal edildi.
Yaygın hak ihlalleri
Güvenlik güçleri aşırı/orantısız güç kullandı: Mağdurların, tanıkların anlatımları, basında yer alan görüntüler, fiziksel ve ruhsal tetkik sonuçları bunu gösteriyor. Bunun sonucu olarak başta yaşam hakkı olmak üzere işkence yasağı, konut dokunulmazlığı, mülkiyet hakkı, ayrımcılık ve basın özgürlüğü ihlalleri yaşandı.
Maruz kaldıkları travmanın güçlü ve ilk şok edici etkisinden henüz kurtulamamış olan mağdurlar derin bir kaygı ve güven sorunu yaşıyor.
Resmi makamlar, hekimleri tıp mesleğinin etik ilkelerine, uluslararası standartlara, Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının genelgelerine aykırı davranmaya yöneltti: Mağdur ve tanık anlatımlarına göre, Hakkari’de gözaltında alınan kişi sayısının fazla olduğu gerekçesiyle gözaltı prosedürü gereği yapılması zorunlu olan tıbbi kontroller için kişiler hastanelere götürülmedi; aksine doktorlar gözaltı birimlerine getirildi.
Resmi makamların güvenlik güçlerinin olaylardaki rol ve sorumluluğuna yaklaşımı kaygı verici: Hakkari Cumhuriyet Savcılığı, C.E. adlı çocuğa yönelik işkence ve kötü muamelede bulunan görevliler hakkında takipsizlik kararı verdi. (EÜ/GG)
* Raporun tam metnine ulaşmak için: TİHV-Newroz kutlamaları ve Sonrasında Yaşanan Olaylarla İlgili İnceleme ve Değerlendirme Raporu