Ama diğerleri de sola oy verdiler, çünkü Arjantin ve Brezilya'da iktidar soldaydı. Bu ufak ülkenin, iki büyük komşuyla iyi ilişkiler kuracak bir başkana ihtiyacı vardı.
Dönemin sağ kanat Uruguay başkanı Jorge Battle, Arjantin ve Brezilya ile ilişkileri bozmak için elinden geleni yapmıştı.
Dahası, kameraların kapalı olduğunu sandığı bir anda, "Arjantinliler tümden hırsızdır" cümlesi çıkmıştı ağzından.
Arjantin, Battle'ı muhatap almayı o anda kesmiş, sol muhalefetin lideri Tabare Vazquez'e daha iktidara gelmeden başkan muamelesi yapmaya başlamıştı.
Uruguay seçimleri öncesinde Arjantin'de büyük kampanyalar yapıldı. Ve Arjantin'de oturan Uruguay yurttaşları, seçim günü, Buquebus firmasının deniz otobüslerine indirimli tarifeden binerek oy kullanmaya gittiler. 2004 Ekim seçimlerinde yeni bir kavram doğdu: "Buquebus Oyları".
Geçtiğimiz gün, Arjantin başkanlık sarayı Casa Rosada'nın birinci katından yapılan açıklamada bu anımsatılıyordu: "Seçimleri Buquebus oyları sayesinde birinci turdan kazandılar, şimdi bize düşmanlık yapıyorlar."
Gualeguaychu kentinin ekolojistleri
Arjantin'in Entre Rios eyaletine bağlı Gualeguaychu kentinde oturanlar ayladır tedirgin. Çünkü Uruguay ırmağının karşısında kalan komşu ülke kağıt fabrikaları kurmak istiyor. Daha doğrusu, İspanya ve Finlandiya merkezli iki kağıt şirketine yatırım izni vermek.
Uruguay otoriteleri çevreyi korumak üzere tüm önlemlerin alınacağını söylüyorsa da, Botnia ve ENCE firmalarına Gualeguaychu halkının güven duyduğu yok.
Greenpeace ve benzeri kuruluşları da yanına çeken Gualeguaychu halkı, aylardır eylem yapıp duruyor. Gualeguaychu Çevreciler Meclisi altında örgütlenen kent sakinleri, kimi zaman bin arabaya doluşup iki ülke arası sınır yolunu kapıyor; bazan bu işi yola çektikleri şezlonglara uzanarak yapıyor.
Entre Rios valisi Jorge Busti, başlangıcından bu yana Gualeguaychulu ekolojistlerinin yanında. Cumhurbaşkanı Nestor Kirchner ise bir aydır. Geçtiğimiz haftalarda Entre Rios'a giderek Busti'ye destek veren Arjantin lideri "bu bizim ulusal davamız" demişti.
O andan itibaren gerilim yükseldi, işler bir anda ciddileşti. Tabii tek meselenin "papeleras" (kağıtçılar) olmadığı da zamanla çıktı ortaya.
Tabare'den sert açıklamalar
18 Ocak günü buluşan Arjantin ve Brezilya liderlerinin gündeminde Mercosur'un (Güneyin Ortak Pazarı) ufak ortakları Uruguay ve Paraguay'ın kazan kaldırması vardı.
Zira kıtasal entegrasyon adına Brezilya ve Arjantin tarafından "söğüşlendiklerini" düşünen küçük ortaklar bağımsızlıklarını kazanmaya karar vermiş, ABD'ye sarılmışlardı.
Arjantin ve Brezilya liderleri, Mercosur içindeki eşitsizliklerin giderileceğini söylüyorlardı. Ancak diğer yandan da, ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamaya hazırlanan Uruguay'a "tek başına davranan tek başına kalır" mesajı iletmeyi ihmal etmediler. Uruguay'ın Mercosur'la ilişkisinin yeniden gözden geçirilebileceği belirtildi.
Uruguay lideri Tabare Vazquez ise aynı gün Montevideo'da zehir zemberek bir açıklama yapıyordu 'kağıtçılar' sorunu konusunda:
"Ne Greenpeace ve ne de kimseye Uruguay yurttaşlarının haklarına saldırma izni vermeyeceğiz."
"Yolların kesilmesine izin vermeyeceğiz. Biz özgür, demokratik, egemen ve bağımsız bir ülkeyiz."
"Dışarıdan hiç kimseye Uruguay'ın sorunlarına çözüm uydurma izni vermeyeceğiz; Uruguaylılar olarak sahip olduğumuz sorunları Uruguaylılar olarak kendimiz çözeriz."
Kirchner: "Şili yapabilir, ama Uruguay... "
Uruguay liderinin kullandığı bazı sözcükler yorumcuların dikkatinden kaçmamıştı. Tabare, Kirchner'e karşı, Kirchner'in sözlerini ödünç almıştı. Bunlar, Arjantin liderinin Mar del Plata'daki Amerika Devletleri Örgütü zirvesinde George W. Bush karşısında kullandığı ifadelerdi.
Tabare'nin sözleri ertesinde Kirchner "kimsenin jandarmalığını yapmıyoruz" demekle yetindi: "Sorun yalnızca ekolojik".
Arjantin dışişleri ise hayli teknik bir "diplomatik" açıklama yapmakla yetinecekti: Uruguay'ın iddialarının aksine "sınır" kapatılmamış, sınıra çıkan yol kapatılmıştı yalnızca.
Ama ocak ayının son günü, "kağıtçılar" sorunu çözmek üzere kurulan Arjantin-Uruguay ikili komisyonu görüşmeleri tıkandığında, Arjantin tarafı da siyasî açıklamalar yapmaya başlayacaktı.
Kirchner "Biz de Brezilya karşısında küçük bir ülkeyiz ve bundan kaynaklanan sorunlarımız var; ama bunları ikili görüşmelerde çözüyor, ortak toplantılardaysa büyük kardeşler olarak tek tavır sergiliyoruz. Uruguay ve Paraguay ile birleşerek 3-1 yaratmıyoruz" diyerek Mercosur'un nasıl çalıştığını ve Arjantin'in üstlendiği sorumluluğu belirtiyordu.
Bir de, ihracatı şarap gibi ürünlere dayanan Şili'nin aksine, Uruguay'ın ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalamakla çıkar yol bulamayacağını.
Aynı saatlerde, diğer Arjantin yetkilileri ise Uruguay'ın komşusunun doğal zenginliklerini tehdit eden kağıt fabrikalarını Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na götüreceklerini açıkladılar.
Uruguay'da ulusal zirve
Arjantin'in konuyu Lahey'e taşıma kararı Uruguay Dışişleri Bakanı Reinaldo Gargano'ya göre Mercosur kurumlarını tanımamak anlamına geliyordu.
Gargano, kağıt fabrikalarının inşaatının devam edeceğini de söyledi. Tabii, devam edebildiği ölçüde. Zira, örneğin bu fabrikalar için malzeme taşıyan Şili kamyonları Arjantin tarafından durdurulmaya başlanmıştı bile.
Tabare Vazquez ise ülkedeki tüm parti liderlerini toplamış, ulusal bir strateji belirlemek üzere çalışmalara başlamıştı.
Ulusal zirvede sağ muhalefetin lideri Sanguinetti, Arjantin'in Mercosur belgeleri ve Birleşmiş Milletler şartında belirtilen serbest dolaşım hakkına saldırdığını ifade ediyordu. Tabare'nin de üyesi olduğu Geniş Cephe'nin Başkanı Jorge Brovetto, Malvinas Savaşı veya Beagle Geçiti muharebesinde dahi Lahey'e gitmeyen Arjantin'in bu kararını eleştiriyordu.
Aranan öneri ise yine Geniş Cephe'den olan Victor Semproni'den geldi: Vatikan!
Nitekim, Arjantin 1981'de Şili'ye karşı Beagle harekatını gerçekleştirdiğinde, Pinochet de çözümü Papa'dan yardım istemekte bulmuştu.
Güney'de yeni bir eksen
Uruguay kutsal makama başvurur mu, Lahey'in kararı ne yönde olur, kağıt fabrikaları faaliyete geçer mi, bunları öngörebilmek imkan dahilinde değil elbette.
Ancak, Güney Amerika'da son altı aydır büyük bir hızla yaşanan bölünme sürecinde tarafların artık iyiden iyiye netleştiğini söylemek mümkün.
Amerika Devletleri Örgütü zirvesinde ABD tarafından sunulan planlar Arjantin-Brezilya-Venezuella bloğunun itirazıyla karşılaşmış; Meksika lideri Vincent Fox küçük ülkeleri etrafında toplamayı denediyse de başarılı olamamıştı.
Meksika ile Şili'nin geçen gün "farklı bir bölgesel entegrasyon" projesini ortaya atmaları hiç de önemsiz bir gelişme değil.
Bu projeye, Mercosur'un büyükleri ile bir uzlaşma sağlayamadıkları takdirde Uruguay ve Paraguay'ın da dahil olması kimseyi şaşırtmayacak. (GÇ/TK)