Bugün, Adıyamanlı Ermeni devrimci Misak Manuşyan ve 22 yoldaşının 81. ölüm yıldönümü.
21 Şubat 1944’te, Manuşyan ve direniş grubu üyeleri, Nazi işgali altındaki Fransa'da faşizme karşı verdikleri silahlı direnişin ardından, Paris yakınlarındaki Valerien Tepesi’nde kurşuna dizildi.
"Manuşyan Grubu" olarak da bilinen Manuşyan ve yoldaşları, Fransız topraklarında gerçekleştirdikleri eylemler ve Nazi güçlerine karşı yürüttükleri direnişle tarihe adlarını yazdırdılar. Nazilerin grubun üyelerinin yakalanması için hazırladıkları propaganda amaçlı Kızıl Afiş ve şair Louis Aragon’ın onların hatırasına yazdığı ünlü şiir, her biri direniş saflarında aktif olan bu göçmen işçileri ölümsüz kıldı.
Bugün, dünyanın birçok kentinde anma törenleri ve etkinliklerle, direnişçilerin mücadelesi onurlandırılıyor.
Yaşamı
1906'da Adıyaman, Besni’de doğan Manuşyan, üç çocuklu bir çiftçi ailenin oğluydu. 1915'te ağabeyi Garabed dışında ailesinin tüm fertleri katledildi. I. Dünya Savaşı’nın ardından iki kardeş, Fransa yönetimindeki Suriye’de bir yetimhaneye sığındı. Marangozluğu burada öğrendi. 1925’te Suriye’den ayrılarak Fransa’ya sığındı. Önce Marsilya’ya, ardından Paris’e yerleşti ve Citroën otomobil fabrikasında çalışmaya başladı.
Edebiyatla ve sosyalist düşünceyle tanıştı, Fransa’daki Ermeni kültürünü koruma çabalarına katıldı. Genel-İş Konfederasyonu’na (CGT) ve ardından Fransız Komünist Partisi’ne üye oldu. 1930’lu yıllarda Ermenice gazetelerde şiirleri yayımlandı. Şair ve işçi arkadaşı Sema (1910 Bafra doğumlu, 1940’ta Faşizm’e karşı mücadele ederken hayatını kaybeden Keğam Atmacayan) ile birlikte Çank (Çaba) ve Mşaguyt (Kültür) dergilerini yayımladı. 1943’te komünistlerin öncülüğündeki silahlı direnişe katıldı. 1944’te idam edilen Manuşyan’ın külleri, kendisi gibi direnişçi olan ve ölümünden 45 yıl sonra hayata veda eden eşi Mélinée ile birlikte 2024’te Panthéon’a taşındı.
Böylelikle Manuşyan, Fransa'nın ulusal kahramanlarının naaşlarının yer aldığı Panthéon mozolesine defnedilen ilk yabancı direniş savaşçısı oldu.
Dostu, sevgilisi ve yoldaşı Meline Manuşyan'ın kaleme aldığı “Manuşyan” kitabı Ekim 2009'da, Sosi Dolanoğlu çevirisiyle Aras Yayıncılık tarafından yayımlandı.
Yayıncı ve yazar Rober Koptaş, Misak Manuşyan’ın 1930’larda kaleme aldığı “Yoksunluk” şiirini Ermeniceden çevirdi. Ermenice bilen okurlar için, şiirin Ermenice orijinalini de yayımlıyoruz.

Yoksunluk
Dostlarım bazen soruyorlar bana
– Nasıl başarıyorsun güç vermeyi daima
Umutsuz kalplere ruhunun derinlerinden
Çoğu zaman kendin aç ve yoksunken.
– Dolanırken sokaklarında şehrin
Sayısız yoksunluğun ve sefaletin
Feryadını ve isyanını biteviye
Ruhumda toplarım gözlerimle;
Ben onları kendi ıstırabıma katarım
Nefretin zehirleriyle acı bir ilaç hazırlarım
Dolanır damarlarında kan misali
Ruhumla bedenimin ve yoktur dili.
Size tuhaf gelen bu sıvıdır belki
Ama bir kaplan gibi coşturur beni
Güçlüdür dişlerim ve yumruklarım sıkılı
Adımlarken ben şehrin sokaklarını.
ԶՐԿԱՆՔԸ
Բարեկամներ երբեմն ինծի կը հարցնեն,
– Ի՞նչպես կ՚ապրիս ու միշտ հոգւոյդ խորերէն
Կ՚ըղձաս ուժ տալ յուսալքուած սրտերուն,
Մինչդեր զրկեալ՝ ու նօթի ես յաճախ դուն։
– Երբ քաղաքի փողոցներուն մէջ թափառ՝
Թշուառութեան ու զրկանքին անհամար
Հառաչանքներն ու բողոքներն անընդմէջ,
Աչքերովս կը հաւաքեմ հոգւոյս մէջ.
Ես զանոնք իմ տառապանքին կը խառնեմ՝,
Կը պատրաստեմ, ատելութեան թոյներով,
Մի բարկ շիճուկ, որ կը հոսի զերդ արիւն
Մարմնոյս, հոգւոյս երակներուն մէջ համրուն։
Գուցէ հեղուկն այս անսովոր թըւի ձեզ
Սակայն ան զիս կ՚ոգեւորէ վագրի պէս...
Ատամներս ու բռունցքներս սեղմ՝ ուժքին,
Երբոր կ՚անցնիմ փողոցներէն քաղաքին։
(RK/TY)