Elektrik faturasını ödeyemediği için camiye güneş paneli takan imam. Tüm tarlasını güneş paneli sayesinde sulayan Konyalı çiftçi. Almanya’da görüp bahçesine taktığı panelin altında inekleri gezen Gerze köylüsü.
Avrupa’da ikinci güneş potansiyeline sahip Türkiye güneş enerjisinde dünyanın fersah fersah gerisinde. Ancak bir elin parmağını geçmese de yukarıdaki güneş hikayeleri umut veriyor.
Greenpeace, Güneşe Yelken Aç kampanyası kapsamında Türkiye’nin farklı illerinden güneş enerjisinden bireysel olarak faydalananların hikayelerini topladı.
Bu hikayeler de Greenpeace’in ünlü gemisi Rainbow Warrior aracılığıyla başkalarına anlatılıyor. Gemi Lübnan’dan yola çıkıp Türkiye’ye geldi, ardından Fas’taki İklim Zirvesi’ne gidecek. Bu başarı hikayeleri de yol boyunca başkalarına ilham vermek için anlatılacak.
Almanya'da gördü, köye kurdu
Sinop’un Gerze Gürsökü Köyü’nde yaşayan Kezban Karaman’ın, yeğeninin düğünü için gittiği Almanya’da gördüğü, kendi deyimiyle “ayna gibi parıldayan” güneş panelleri dikkatini çekti. Ne olduklarını sordu. “Biz bunlardan elektrik üretiyor, ihtiyacımızı kullanıyor, fazlasını da devlete satıyoruz” yanıtını aldığında, “Biz neden yapmıyoruz” diye sordu. Sinop’a döner dönmez de kolları sıvadı. Karaman şimdi bahçesindeki güneş panellerinden elektrik üretip, kullanıyor ve ekliyor; “Bugün yarın değil, bitmeyen hazine bu. Değerini bilelim güneşin. Torun torbamızın geleceği için dumanı yok, isi yok, pisi yok.”
Caminin faturası çok geldi, kolları sıvadı
Cemil Sancar, Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Mevlana Camisi’nin imamı… Caminin elektrik faturaları yılda 12 bin lirayı bulması camiyi zora sokmaya başlayınca, cami vakfı kolları sıvadı. Şimdi elektriğini güneş panelleri ile üretip, caminin giderlerini de ürettikleri fazla elektriği devlete satarak karşılıyorlar. Caminin imamı Sancar, “Güneş, Allah’ın izniyle gökyüzünde bulunduğu müddetçe bizler bu enerji kaynağından sürekli şekilde faydalanacağız” diyor.
Tarlada su yoktu, şimdi hayat var
Konya’da yaşayan Esat Aslan, çiftçilikle geçimini sağlıyor. Ayçiçeği, mısır ve yonca yetiştirdiği tarlasını sulaması gerekiyordu fakat yakınlarda bir su kaynağı yoktu. Önce herkes gibi jeneratör kullanarak kuyudan su çekmeyi düşündü. Fakat mazot çok pahalıydı. Aslan düşündü, taşındı ve aradığı ‘bedava’ enerji kaynağını buldu: Tarlasının yakınına 220 adet güneş paneli kurdurttu. Şimdi tarlasını bu panellerden günlük ürettiği elektrik sayesinde suluyor. Aslan, “Güneş paneli kurdurunca bu kurak, boz ovaya can verdim, hayat verdim. Hayat sudur, güneş olduğu sürece ayçiçeklerimi güldür güldür sulayacağım” diyor.
Köyde elektrik yok, güneş var
İzmir’in Güzelbahçe köyünde sarp bir tepede annesi, babası ve eşiyle birlikte yaşayan Mustafa Kahya, geçimini çobanlıkla sağlıyor. Evlerinin konumu nedeniyle elektriksiz bir evde yaşayan aile evlerini bir lüküsle aydınlatıyor. Kahya, bir gün hayatını değiştirecek güneş panellerini keşfetti. Kahya, “Dağın başındayız elektrik yok, su yok, cereyan getirme imkanı yok. Bizim için en iyi güneş paneli” diyerek ekliyor; “Güneş bitmeyen enerji, kışın havada bulut olsa dahi elektrik üretebiliyoruz. Doğal nimet bu, bitmeyen bir bereket.”
Hem sütü sağıyor, hem dağıtıyor
Ulamış’ta yaşayan Mustafa Sümer geçimini hayvancılıkla sağlıyor. Sabahları erkenden ineklerini sağıyor, sonra köyde tura çıkarak sütlerini satıyor. Sümer ineklerini elle sağarken bakıyor ki başkaları süt sağma makineleri ile ineklerini sağıyor ve daha fazla süt elde ediyorlar. Sonra da motorlu taşıtlarına atlayıp hem daha az yorularak hem de sütleri ısınmadan satabiliyorlar. Sümer, her ikisini alacak ve de onların elektrik faturasını ödemeye yetişecek kadar kazanmadığı için alternatif bir yol aramaya başlıyor. İmdadına güneş yetişiyor. Sümer şimdi ineklerini elektriğini güneş panellerinden sağladığı süt sağma makinesi ile sağıyor, sonra da güneş panelleri ile aküsünü doldurduğu motoru ile dağıtıyor. (NV)