Süregiden erkek egemenliği
2002 Türkiye'sinde erkek egemenliği tüm hızıyla sürüyor. ' Erkek Hükümet, Erkek TÜSİAD, Erkek İşçi örgütleri, Erkek medya, erkek Siyasi Partiler, sivil toplum örgütleri v.b. ' Yeni bir yüzyılda ülkemizde kadınları tanımlarken; ilkleri ve tekleri sayıyorsak kadın haklarında aldığımız yol çok net görünüyor...
2000'ler Türkiye'sinin çalışan kadını ise; iki işverenli, dört vardiyalı ( ev, eş, çocuk, iş ) ikili mesaili ağır bir işçidir. Bu nedenle yorgun ve mutsuzdur.
Haksızlıklar...
Bugün ülkemizde sayıların diliyle çalışan kadınların temel haklar açısından değerlendirdiğimizde ortaya çıkan tablo çok da parlak görünmüyor.
Öncelikle, temel insan hakları arasında olan ' Çalışma hakkı ' özellikle kadınlar için kullanımda engeller olan bir haktır. İş Güvencesi ile ilgili düzenlemenin yokluğu, çalışma hakkını kadın için kullanabilir olmaktan, çıkarıyor. Hamilelik ve doğum, kadınların iş güvencesi açısından risk içeriyor. Çalışma hakkının güvencesi olan iş güvencesi ile ilgili eksiklik, sosyal güvenlikle ilgili haklar, işsizlik sigortasından yararlanabilme, kadının çalışma ile ilgili başka temel haklarını kullanmasında engel oluşturuyor.
Kadınlar, sendikaya üye olma, sendikal haklardan yararlanma hak ve özgürlüğünden de yeterince yararlanmıyor. Sendikaya üye olmak, işten çıkarılma nedeni oluyor.
Örgütlenmek gerek...Değişimin gücü kadınlar
Tüm olumsuzluklara karşın; kadınlar çağrı beklemeden örgütlü yapılarla buluşmalı. Bir örgüte kayıtlı üye olup sadece ödenti ödemek bizi örgütle bütünleştirmez. Örgütlerimizde aktif üye olmalı, örgütü ikinci evimiz görüp, yönetim organlarında yer almalıyız. Tüm sorunları sendikalarımızla ve örgütlü yapılarla aşarız. En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir sözünü unutmamak gerekir.
Bir kez daha bilmeliyiz ki; küreselleşme ya da yeni dünya düzeni içindeki tüm uygulamalar önce kadını vurur. İşe en son alınan en önce çıkarılan, anneliği cezalandırılan, toplumsal uğraşta önüne barikatlar konan kadınlardır. Yılların birikmiş potansiyelini toplumsal üretime dönüştürmeliyiz. Unutmamalıyız ki; değişimin gücü kadınlardır.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.