Yasal olarak haftalık dört saatlık Kürtçe Kırmançi yayınlarının çok sorunlu geçtiğini ifade eden Gün Radyo-TV yetkilisi Ahmet Birsin, “Çeviri zorunluluğu olduğu için dublaj, çeviri ve edit etme gibi işler çok sorunlu geçiyor. Anında çeviri olanağı bulunmadığı için canlı yayın yapma şansımız da yok. Bu nedenle paket program yapıyoruz” dedi.
Çiftçi memnun, yayınlarda çocuklar yok
Avrupa Birliği’nin desteğiyle “Kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımız” konulu 12 bölümlük bir programın yayınına başladıklarını, Diyarbakır’ın Bağlar Belediyesi’nin AB ile yürüttükleri “Bilinçli Çiftçilik” programında iştirakçı kuruluş olarak yayın yaptıklarını açıklayan Birsin, “Yayınlar çok zahmetli. Yönetmelikteki kısıtlamalar kaldırılmalı” diye konuştu.
“Bilinçli Çiftçilik” programında çiftçilerle kendi dillerinde tarımın sorunlarını birebir tartışabildiklerini, bunun da ciddi bir izlenirliği olduğunu ifade eden Birsin, diğer yandan, bölgede dizboyu olan sağlık sorunlarını Türkçe dışı dillerde yayınla ilgili Yönetmelikte “çocuklara yönelik yayın yapılamayacağına” dair bir yasak bulunduğu için sağlık gibi toplumsal sorunları doğru düzgün ele alamamalarından yakındı.
Radyoya Kürt türküden "kin" davası
Aynı gruba bağlı Gün Radyo’ya 9 Kasım 2006 tarihinde yayımlanan Mezopotamya isimli Kürtçe müzik parçası nedeniyle Emniyet Müdürlüğü’nün çevirisi ve raporu doğrultusunda dava açıldığını açıklayan Birsin, “Kürtçeyi denetleme polis üzerinden yapılıyor. Bunda tabi ki, polis memurunun yeterliliği de rol oynuyor” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Turan Güzeloğlu’nun 28 Şubat’ta kaleme aldığı iddianamede, müzik parçasında “kim diyor senin sahibin yok diye, işte biz geldik Lice, işte biz geldik imparator, şah Kürdistan” ifadelerine yer verildiği, ayrıca, “işte yara ve kan, silah ve yıldızla, din ve imanla” siye sürdürüldüğü, Kürdistan İmparatorluğu sözünün geçtiği de savunuldu.
Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi, bunun ardından radyonun eski yayın yönetmeni Cemal Doğan’ı, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı Ceza Yasasının 216. maddesinden yargılamaya başladı.
Otosansür nedeniyle yayımladıkları türküleri dahi sorgulama noktasına geldiklerini aktaran Birsin, “Kürtçe yayıncılık yaptığımız için mi bütün bu durumlarla karşı karşıyayız diye soruyoruz kendimize” şeklinde konuştu.
Beş saat Kürtçe için 26 ay bekleme
Üçüncü Uyum Yasası olarak bilinen 4471 Sayılı Yasayla 3984 Sayılı RTÜK Yasası’nın 4. maddesine yapılan bir eklemeyle “Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılmasına” izin çıkmıştı.
25 Ocak 2004 tarihli Yönetmelikten iki yıl sonra Kürtçe yayın yapmak isteyen yayın kuruluşlarına nihayet izin verilmiş ancak yayınları günde 45 dakika, haftada toplam dört saat ve tercümesi altyazılı olarak; radyolara ise günde bir saat, haftada beş saat tercümeli olarak yayın izni verilmişti. (EÖ/NZ)