Gümüşhane Şiran'da dört yıl önce Üsteğmen Bülent Kılıç'ın "terörist sanıp" vurduğu dört köylünün davası askeri mahkemede görülecek.
hurriyet.com.tr'nin haberine göre Kılıç’ın 30 yıl hapise mahkum edildiği dava Yargıtay’ın bozma kararı üzerine Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Görevsizlik kararı veren mahkeme davanın Trabzon 48. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Mahkemesi'nde görülmesine hükmetti.
28 Aralık 2007'de Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Üsteğmen Bülent Kılıç "zaruret sınırını aşmak", "birden fazla insan öldürmek" ve "birden fazla insan yaralamak" suçlarından 30 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmış, kararda, "sanıkların terörle mücadele görevi kapsamında sübutu kabul edilen eylemi gerçekleştirdikleri, terörle mücadele ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün faaliyetlerinin askeri nitelikte olduğu" belirtilmişti.
18 Eylül 2004'te Şiran'ın Elmaçukur Köyü yakınlarında gece operasyon yapan jandarma timleri, ikisinde av tüfeği bulunan dört kişiye ateş açmıştı. Tarlalara zarar veren domuzları avlamak için araziye çıktıkları sırada kurşunlara hedef olan köylülerden iki çocuk babası 34 yaşındaki Kenan Çubukçu ile 17 yaşındaki Olcay Bayrak ölmüştü; 18 yaşındaki İsmail Sarı ve 30 yaşındaki Selahattin Çubuk ise yaralanmıştı.
Radikal'in haberine göre Ağır Ceza'daki duruşma dün saat 10:20'de başladı ve yarım saatte sonuçlandı.
Avukat temyize gidecek
Mağdurların avukatı Muhsin Eren "Bu masum köylüler vatanına milletine bağlıdır. Sivil otoriteye bağlı silahlı bir kuvvet olan jandarmanın, sivillere karşı işlediği bu suç da sivil bir mahkemede görülmeli" dedi, "Temyiz hakkını kullanacaklarını" söyledi.
Olayda ölen Kenan Çubukçu'nun eşi Leyla Çubukçu, kardeşi Sinan Çubukçu, ölen Olcay Bayrak'ın annesi Elmas ve babası Halis Bayrak, yaralanan Selahattin Çubukçu ve diğer yaralı İsmail Sarı'nın babası Ali Rıza Sarı duruşmaya katıldı.
Emekli öğretmen Ali Rıza Sarı "Mahkemenin kararını yersiz bulduğunu" söyledi, "Biz bu olayda mağdur olmuşuz. Hiç beklemediğimiz anda, hiç beklemediğimiz bir zamanda çocuklarımız vuruldu. Deliller jandarma tarafından toplanmış, mahkemeye getirilmiş. Şimdi dava askeri mahkemeye devrediliyor. Bundan dolayı sıkıntılıyız" dedi.
Şemdinli'de de aynısı olmuştu
Van 3. Ceza Mahkemesi de bu yıl Eylül ayında Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararına uyarak Kasım 2005'te Hakkari Şemdinli'deki Umut Kitabevi'nin bombalanmasıyla ilgili davayı askeri mahkemeye göndermişti.
Hukukçular Şemdinli davasının askeri mahkemeye gönderilmesi üzerine, askeri mahkemenin adil yargılama yapamayacağını anımsatmıştı.
Eski askeri hakim Ümit Kardaş ve avukat Mehmet Nur Terzi o zaman bianet'e bunun geçerli olamayacağını söylemişlerdi. Kardaş "İç hukukta askeri yargının görev alanı geniş tutulmuş olsa bile, askeri yargının ordunun iç disiplinini ilgilendiren konularla sınırlı olması gerektiğini" belirtmiş, "bu davanın askeri mahkemede görülmesi doğal yargıç ilkesine ve yargılama birliğine aykırı" demişti. (NZ/TK)