Derik belediyesinin 2000'de Paris'te sürgünde hayatını kaybeden Ahmet Kaya'nın adını parka vermesine kaymakam Kılınç "ayrımcılığa yol açacağı" gerekçesiyle izin vermemişti.
Gülten Kaya, bianet'e yaptığı değerlendirmede, kaymakamın gerekçesinin hukuk dışı olduğunu söyledi: "Kaymakam Anayasa'nın aksi kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur ilkesi çiğniyor."
"Ahmet Kaya hakkında kesinleşmiş bir ceza yoktu. Ahmet Kaya'yla ilgili yapay ve masa başında kurgulanmış bir imajı kamusal alanda Kaya'nın imajı olarak göstermesi yanlış."
Kaymakamın kararı milyonları da yok sayıyor
Gülten Kaya, Derik Belediyesi'nin ve halkının hassas tutumununsa kendisini onurlandırdığını söyledi ve sordu: "Bu anlayışla bakıldığında Mandela'yı, Nazım Hikmet'i ve diğer bir süre aydını ne yapacaksınız?"
"Dönemsel cezalar hiçbir zaman ölçü alınmamalı. Kaymakamlığın kararı milyonlarca Ahmet Kaya sevenini de yok sayıyor."
Kaymakamın gerekçesi
Kaymakam Kılınç'ın Derik Belediyesi'nin geçen yaz yaptığı parka belediye meclisi kararıyla "Ahmet Kaya Sanat Parkı" adını vermesini onaylamama gerekçesi şöyle: "Ahmet Kaya'nın kamu düzenine aykırı, toplumda ayrımcılığa yol açabilecek yönü bulunduğundan, anılan kanunu mezkur maddesi gereğince ilgili park ismi Kaymakamlığımızca onaylanmamıştır."
Belediye Kaya'da kararlı
Belediye başkanı Ramazan Kapar ise Ülkede Özgür Gündem Gazetesi'ne yaptığı açıklamada "Ahmet Kaya sazıyla sözüyle halkımızın sorunlarını dile getiren biriydi. Halkımız bu ismi istiyor. Biz de bu isimde karalıyız. Önümüzdeki ilk meclis toplantısında kararı aynen geçireceğiz. Hatta bu kez Ahmet Kaya Vakfı'nın da desteğiyle parka Ahmet Kaya'nın büstünü dikeceğiz" dedi.
Ahmet Kaya kim?
1957'de Malatya'da doğan protest (özgün) müzik sanatçısı Ahmet Kaya 16 Kasım 2000'de Paris'te sürgündeyken öldü.
1980 ve 1990'larda Türk müziğine damgasını vuran sanatçının eserleri bugün de dinlenmeye ve tartışılmaya devam ediyor.
5 çocuklu bir işçi ailesinin en küçük üyesi olan Ahmet Kaya ilkokulu Malatya'da okudu ve müzikle ilk defa 9 yaşlarında tanıştı. Boş zamanlarında müzikle ilgilenen Ahmet Kaya, ailesiyle İstanbul'a göç etti. Ortaöğretimden sonra müzikle profesyonel olarak ilgilenmeye başladı. Uzun uğraşlar sonucu çıkardığı Ağlama Bebeğim albümünün sansürden geçmemesinin gazetelere yansıması onun için iyi bir fırsat oldu ve ilk albümünde büyük bir beğeni topladı.
12 Eylül ve sonrasının baskıcı ortamının yarattığı yılgınlığa sazı ve sözüyle yanıt vermeye çabalayan Kaya 1990'lara değin özgün müzikten ayrılmadı.
1990'ların ikinci yarısında daha yaygın bir izleyici kitlesine seslenen Kaya bir yandan da Kürt sorunu ve savaşın yol açtığı trajedileri seselnedirdi. Her albümü ayrı bir satış rekoru yarattı. "Şarkılarım Dağlara" albümü ise 2 milyon 800 bin legal satış yaptı.
Bir ödül töreninde yeni albümünde anadili olan Kürtçe bir şarkıya yer vereceğini açıklamasından sonra kovuşturmaya uğrayan Kaya 2000'de sürgünde yaşadığı Paris'te hayatını kaybetti ve Pere La Chaise mezarlığına gömüldü.
Türk medyasının büyük bir kısmınca dışlanmasına karşın geniş ve vefalı bir hayran kitlesini hala koruyan Kaya'yı meslektaşları da sahiplendi.2002'de Ahmet Kaya'nın anısına 20 ünlü sanatçı onun şarkılarını seslendirdikleri "Dinle Sevgili Ülkem" adlı bir albüm yaptılar.
Ölümünden sonra "Biraz da Sen Ağla" (Aralık 2003) ve "Kalsın Benim Davam" (Aralık 2005) adli iki albümü daha yayınlandı. (KÖ/EÖ/EK)