Yazar Gülfer Akkaya’nın yeni kitabı “Alevi Kadınlar Vardık, Varız, Var Olacağız” Kasım ayının ilk haftası okurla buluşacak. Aleviliğin kadıncıl bir inanç olduğunu söyleyen Akkaya, kitabında, inancın erkekleştirildiğini yok olmaya yüz tutan “analık” statüsü örneği üzerinden anlatıyor.
“Çözüm ne diye” soranları da Akkaya: “Çözümü ben bilmiyorum, çözüm bu kitapta değil. Bildiğim tek yöntem, kadınların yan yana gelmesi halinde çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığı” diye yanıtlıyor.
“Sır İçinde Sır Olanlar: Alevi Kadınlar” ve “Yol Kadındır” kitaplarının tamamlayıcısı niteliğinde olan kitap, başta Alevi kadınları olmak üzere tüm kadınları bir kez daha gaspa uğramış haklar konusunda düşünmeye itmekle kalmayıp, hareket etmeye çağırıyor.
Akkaya ile kitabına ilişkin söyleştik.
Bu kitabi yazmak nereden aklınıza geldi?
Alevilere dair yayınladığım kitaplar sonrası panellerde, festivallerde Alevilerle bir araya geldik. Alevi kadınlar, sürekli olarak sorunlardan söz ediyor ve çözüm soruyorlardı. Elbette, bu kitapta, “işte çözüm budur” demedim. Çözüm bu kitapta değil. Sadece şunu diyebildim, kadınlar yan yana olursa çözüm olur. Bu kitapta, Alevi kadınların yaşadığı sorunları daha görünür kılma çabası üzerinden oluştu. Alevi kadınlar, “Ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyordu, bu gibi sorunlara hep birlikte bir akıl yürütmenin yanıtı da diyebiliriz. Her gittiğim paneldeki soruları ve cevapları not etim. Bu kitap, bu deneyimlerin bir sonucu da diyebiliriz
Her yazı “kadıncıl aşk ile” diye bitiyor, biraz açar mısınız?
Alevilikte bir işi bitirince, “aşk ile” dersiniz. Konser verirsiniz diyelim ya da bir deyiş söylersiniz, “aşk ile” dersiniz. Bu Aleviliği temsil eder, Aleviler arasındaki bağı anlatır. Ben Aleviliğin kadıncıl bir inanç olduğunu düşündüğüm için kadıncıl aşk ile diyorum.
Aslında Alevilik kadıncıl bir inançtı, ancak zaman içinde, erkekleştirildi. Tartışmasız kadıncıl bir inançtır Alevilik. Erkekleştirilen Alevi toplumuna dikkat çekmek ve yok sayılan Alevi kadınına itafen “kadıncıl aşk ile” diyorum.
"Devlet Alevi kadıları toplumsal bir grup olarak görmüyor"
Alevi kadınların sorunları neler?
Alev toplumunu yok sayan devlet, iktidar, aynı şekilde Alevi kadınları da yok sayıyor. Alevi toplumu da öyle alevi kadınlar da öyle. Devlet zaten Alevileri kabul etmiyor kadınları da zaten kabul etmiyor. Dolayısıyla Alevi kadınları da hiç kabul etmiyor. Siyah kadınların siyah olmak yanında kadın olma sorunu varsa Kürt kadınlara Kürt kimliğini taşıdıkları için yaşatılan sorunlar varsa, Alevi kadınların da kadın olmaktan kaynaklı sorunları var. Devlet, Alevi kadınları toplumsal bir grup olarak görmüyor, binlerce kadından söz ediyorum.
Daha somut örnekler verir misiniz?
Türkiyeli kadınlar ne sorun yaşıyorsa Alevi kadınlar da yaşıyor. Mirastan pay alamama, yok sayılma, erkek şiddeti. Düşük ücretle çalıştırılma. Sakın Alevi toplumun da yok sanılmasın en fazla Alevi erkeklerden görüyorlar Alevi kadınlar şiddeti. Bu da genelde dışarıya aktartılmayan görünür kılınmayan sorunların başında geliyor. Dedelerden cemlerden bu soruna dikkat çekmek istiyoruz.
Alevi toplumu ve inancı bugün farklı noktadalar. Alevi inancında kadın ve erkeğin eşitliği var nacak Alevi toplumun da bugün durum böyle değil.
“Analar dedeye dönüştü” gibi cümleler var kitapta tam olarak ne ifade ediliyor?
Alevilikte 12 ocak vardır. Her ocağın da bir dedesi ve anası var. Ana burada çocuğu olan kadın anlamında değildir, toplumsal statüyü temsil eder. Alevilerde, dedeler ve analar eşit sayıdadır. Ancak, Türkiye’de 4-5 tane ana kaldı. Analık yok oldu gibi. Analar yok olmasına rağmen dedelik, arttı, her yerde her cemde dedeler var. Analar yok. Kadıncıl olan Alevi inancı böylece erkekleşti.
Alevileri sadece devlet asimile etmiyor Alevilerin kendisi de bilerek ya da bilmeyerek asimile ediyor. İşte analığın yok olması buna örnektir. Kadınlar Alevi toplumunda fiziki olarak vardır, işi yapan da kadınlardır, ancak, cemleri yönetirken yokturlar, analık statüleri yok bir kere.
"Kadıncıl olan inancı erkekleştirirseniz bu da asimilasyondur"
AKP iktidarının bunda etkisi var mı?
Alevi toplumunun yaşadığı sorunların en önemli kaynaklarından biridir bugünkü iktidar. Genelde kadınlar, özelde Alevi kadınlar bugün daha çok evlere hapsediliyor, kamusal alandan uzaklaşılıyorsa sorumlusudur iktidardır. Alevi kadınlar, belediyelere girip çalışamıyor, çalışanlar çıkarılıyor ve Alevi oldukları için susmak zorunda kalıyorlar.
Kitaptan
Yasalarda kadınların miras hakkı var. Eğitim desen hala birçok aile en çok erkek çocuğa yatırım yapıyor. Ekonomik açıdan yine en çok erkekler destekleniyor. İş açılacaksa oğlana açılır, kızların iş açması için destek olan aile sayısı yazık ki çok az. Aileler hala kız çocuklarına evlenip gidecek gözüyle bakıyor, bu fikirle kendisini kız çocuğundan yabancılaştırıyor, kızını ise ötekileştiriyor. Oysa hastalık, yaşlılık gibi durumlarda oğlandan ziyade kızın kapısı çalınıyor. Aile, kadınları sadece sömürmek için anımsıyor, erkekleri ise zenginleştirip güçlendiriyor. Alevilerin evlerinde ev işlerini hala sırf kadınlar yapıyor. Ev işi yapan çok az sayıda erkek var ve onlar da ya karısına yardım ediyordur ya da lütfederek o işleri yapıyor. Çünkü ev işi kadın işidir diye düşünmekteler. Kafaları hala değişmemiş, cinsiyetçi kafa olarak duruyor. Alevilik inancında Hakk insandadır. Yani kadın erkek insan olan tüm canlarda Hakk vardır. Ama Alevi toplumu Hakk’ı içinde taşıyan insan arasında erkeği kayırarak böylece Hakk’a karşı “ikilik” üretmiş olur. Alevilik inancında kadın ve erkek yan yana ibadet eder. Kadın erkek arasında cinsiyet ayrımı yapılmaz ama Alevi toplumunda artık kadın ve erkeğin yan yana gelmesinde, giyiminde, kuşamında Alevi erkeklerin cinsiyetçi muhafazakâr müdahaleleri oldukça artmış durumda.
Tüm bu ve daha nice nedenlerle “Bizde kadın erkek eşit” diyen sevgili canlara sormak isterim, emin misiniz?
Gülfer Akkaya hakkındaİstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını “Kadınların paralı günleri” konusu üzerine Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde yaptı. Çeşitli haber portallarında, internet sitelerinde ve Alevi dergi ve gazetelerinde halen yazmakta. Pekçok dergide yayımlanan çok sayıda makalesi var. Uzun yıllar dergi ve gazetelerde editörlük yaptı. 2008 yılında “Unutulmasın diye... Demokratik Kadınlar Derneği”; 2011 yılında “Sanki Eşittik, 1960-1970’li yıllarda devrimci mücadelenin feminist sorgusu”; 2014 yılında “Sır İçinde Sır Olanlar: Alevi Kadınlar”; 2017 yılında “Yol Kadındır” adlı kitapları yayımlandı. |
(EMK)