11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Siirt gezisi hayal kırıklığıyla dolu formaliteden öteye geçmedi diyebiliriz. Buna karizmatik lider Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem Siirt milletvekilliği yapması ve her şeye rağmen sevilmesi de neden gösterilebilirdi.
Karşılama sönük ve curcunaydı. Daha önce ciddi bir hazırlık yapılmamış,gereğince duyurulmamıştı.Valiliğin birkaç satırlık resmi bülteninde geliş saati bile belirtilmemişti. Belediye Başkanlığı'nın hoparlör duyurusu ise adeta halka 'sen devlet değilsin' der gibiydi.
''Sayın Cumhurbaşkanımız saat 10.30'da şehrimize gelerek sivil toplum örgütleriyle toplantı yapacaktır." Sivil toplum örgütleri olarak kılı kırk yarılarakçağrılanların çoğu kamu ağırlıklıydı... THK,Kızılay ve Esnaf Dernekleri gibi. Demokratikkitle örgütleri, İHD ve sendikalar ise yoktu.
Yurttaşlar konu mankeni gibiydi...
Şehirde tek pankartı Hükümet konağı önünde belediye asmıştı, zaten Cumhurbaşkanı'nın "Siirt'i ziyaret etti" demek mümkün değildi. Çünkü Abdullah Gül, şehrin girişindeki Hükümet konağından 100 metre mesafedeki Tugay Gazinosu'na gitmiş, şehir içinde Atatürk anıtını dolanarak bir tur atmadan ve şehri görmeden geldiği yoldan ayrılmıştı.
Resmi Dairelere ve belediyeye telefonlar edilmesine rağmen icabet eden olmamıştı. İlçelerden gelen Kaymakam ve Belediye Başkanlarıyla gelenler; protokol ve meraklı yurttaşlar adeta konu mankeni gibiydiler.
Dert sahibi aileler çocuklarıyla birlikte gelmişlerdi. "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratı maçlarda atılan slogan kadar canlı değildi.
"Hani Cumhurbaşkanı her kesimin cumhurbaşkanı olacaktı..."
En şanslı çocuk, beş kardeşiyle okul masraflarının karşılanmasını yazıyla isteyen sekiz yaşındaki Yusuf Aygan'dı. Yusuf'un arkadaşları Cumhurbaşkanına "oyuncak diye dağıtmadı" diye dudak büktüler.
Kalabalık sayılmayan topluluğun çoğunluğu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP)iki milletvekili, ilçe ve Merkez Belediye Başkanları ve örgüt mensuplarıydı. Bu ilgisizlik belki de vatandaşa "hani Cumhurbaşkanı AKP'nin değil, her kesimin Cumhurbaşkanı olacaktı'" istifhamını hatırlatıyordu.
Cumhurbaşkanına verilen hediyeler anlam ve ciddiyetten uzaktı. Siirt battaniyesi orijinal tiftik yerine boyalı ve sentetikti. Oysa Siirt'in bu ünlü el emeğinin geleceğini tehlikeye düşüren bu yanlışlıktan kurtarması yerine hatanın yaygınlaştırılması üzücüydü.
Toplumsal barış ve Anayasa konuşulmadı
Bizi bu denli karamsar kılan bu fırsatın yeterince Siirt ve ülke yerine kullanılmamış olmasıydı. Bölgedeki olayların göz ardı edilmesi, toplumsal barış ve Anayasa değişikliklerinin konuşulmamasıdır.
Ne yazık ki bu geziden Türkiye'nin hatırlayacağı özgün projeler yerine sadece dinen seferi sayılan bir Müslüman'ın yanlışlıkla su içerek orucunu bozmasının gösterilmesi çok üzücü olmuştur.
Gül'ün Botan nehrinin kurtarılmasını görmesi, teselli...
Tek tesellimiz Cumhurbaşkanı'nın bu ilk gezisinden Siirt Üniversitesi'nden bir kurucu rektörün, Botan nehrinin zehirli atıklarından kurtarılması ve işsiz gençlerin kahvelerden kurtulmasını sağlayacak çabalarını görmek olacaktır. (CK/NZ)