İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, Cumartesi Anneleri ve insanları, bu Cumartesi günü de, Ocak ayının soğuğunda,'Beyoğlu Belediyesi'nde temizlik işçisi İsmail Şahin'in akıbetini yetkililerden sordu.
Söz konusu 251. eylem haftasında meydanda toplananlar, 1996 yılında işlenen Güçlükonak Katliamı'nda ve bir minibüsün içerisinde yakılan 11 köylüden biri olan Ahmet Kaya'nın eşi Emine Ertaç'a destek verdi. Ertaç, dönemin tüm askeri ve siyasi yetkililerin yargı önüne çıkarılmasını talep etti.
Kiraz Şahin: Hiç olmazsa mezarını bilseydik
Eşi İsmail Şahin'in 18 Ocak 1996'da işe gitmek üzere sabah 6.00'da evden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyleyen Kiraz Şahin, zor sürdürdüğü konuşmasında, aynı gün saat 11.00 sularında evi telefonla arayan bir kişi, "İsmail evde mi?" diye sordu; "Bir şey mi oldu, siz kimsiniz?" diye sorunca "Hayır, bir şey yok" yanıtını aldı. Telefon eden kişi İsmail'in eniştesi İlyas Karaçayır'dı.
Aynı gün evi telefonla arayan bir polis memuru İsmail'in babasına Karaköy Karakolu'na gelmesini istedi. Karakolda Karaçayır'la birlikte İsmail'in çalıştığı çöp kamyonun şoförü Muktelip Kalemköy de oradaydı. Kiraz Şahin iki gün sonra karakola gittiğinde Karaçayır ve Kalemköy yine oradaydılar. Eşi, onlara, "İsmail'in ölüsünü veya dirisini istiyorum" deyince bu kişiler birbirlerine bakıp ses çıkarmadılar. Karakol komiseriyse Kiraz Şahin'i azalıyordu: "Bunlar senin kocanın çobanı mı?"
Olaydan birkaç gün sonra Kiraz Şahin evde mutfaktayken küçük kızı Sibel ağlayarak annesinin yanına geldi ve "Anne, babamı televizyonda gördüm, polisler dövüyorlardı" dedi. Ancak annesi habere yetişememişti. Aynı akşam haberi başkaları da görmüştü.
Yıllardır eşinden haber bekleyen Kiraz Şahin, "Toprağını bile bilmiyoruz, hiç olmazsa mezarını bilseydik" diyor; yetkililerden ve gazetecilerden yardım istiyor.
"Güçlükonak bir devlet katliamıdır, hesap verilsin"
Oturma eyleminde İHD İstanbul Şubesi'nin basın açıklamasını okuyan Altan Sinan Cebeci, İsmail Şahin'in Sabancı Suikastı sırasında yaşanan toplu gözaltılar içerisinde bulunup bulunmadığını öğrenmek istediklerini ifade ederek, "Devlet, İsmail'in akıbetini etkili bir şekilde soruşturma yükümlülüğünü neden şimdiye kadar yerine getirmedi?" diye de sordu.
Cebeci, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Vali Rıdvan Yenişen, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve diğer yetkililerin yargılanmasını talep etti.
Geçen hafta emekli Jandarma Yüzbaşı Özcan Tozlu'nun Güçlükonak Katliamı'nın devlete bağlı birimlerce işlendiğini itiraf ettiğini belirten Cebeci, Akçay Piyade Tugay Komutanı Albay Selahattin Uğurlu, MAK'ta görevli yetkililer, halen infazlarda yer aldığı iddia edilen korucu Ahmet Özalp ve ekibi, olaydan haberi olan Yüzbaşı Hüseyin Gürocak, MİT yetkilileri ve Başbakan Çiller, Başbakan yardımcısı Deniz Baykal ve Cumhurbaşkanı Demirel'in yargılanmasını istediler. (EÖ)