Bu "reklam"ın gerçeklerle örtüşmediğini konuyu yakından bilen uzmanlar pek çok kere ifade ettiler. Ancak bu durum GSS'nin savunulmasında bu konunun öne çıkarılmasını engellemedi.
Kafa karışıklığını gidermek amacıyla "Çocukların Sağlık Hizmetiyle İlgili Hakları"nı ele aldığım bu yazı dizisinde GSS'yi de ele alma zorunluluğu doğdu.
GSS'de çocuklar nasıl yer alıyor?
Yasanın 3. Maddesi'nde yer alan "Tanımlar" başlığının altında ilk kez çocuklardan söz ediliyor.
"Hak sahibi" başlıklı, "sigortalının ölümü halinde gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babası" sözlerinin yer aldığı bu maddede çocuklar da hak sahibi olarak nitelendiriliyor.
Benzer biçimde çocuklar aynı maddenin 10. bendinde de "Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi"ler arasında da "sigortalının çocukları" sayılıyor.
Halen SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur için geçerli olan hükmün hemen hemen aynısını getiren düzenlemede GSS'nin finansmanını yapacağı sağlık hizmetleri açısından sigortalının bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının yararlanması sağlanıyor.
Çocuk tanımı
10. Bendin 3. fıkrasında yer alan bu hükme göre "çocuk" tanımı şöyle:
"18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocukları..."
Çocuklar ebeveyn yoluyla güvencede
Burada da görüleceği üzere GSS çocuklara "kendiliğinden bir sağlık güvencesi" yaratmıyor. Yani GSS için çocuklar ancak "ebeveynleri" aracılığıyla GSS kapsamı içinde yer alıyor.
Başka bir deyişle "ebeveynleri GSS kapsamı içinde olmayan ya da GSS içinde olsa da primlerini ödeyemediği için, sağlık güvencesinden yararlanamayan "sigortalıların çocukları" genel olarak bir sağlık hizmetinden yararlanamayacaklar.
Sağlık hizmeti
Yasada "çocukların durumu" değerlendirilirken önemle üzerinde durulması gereken noktalardan birisi de "sağlık hizmeti"nin ne olduğuna ilişkin tanımdır.
Yasanın 3. maddesinin, 10. bendinin 22. fıkrasında "Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 63. madde gereği finansmanı sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri," şeklinde tanımlanıyor.
Bundan sonra gelen 23. fıkrada ise, "Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti" de "kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla, kişiye yönelik olarak finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri" şeklinde ifade ediliyor.
Koruyucu hizmetler
Bu fıkrada atıf yapılan yasanın 63. Maddesinde "Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını sağlayacak sağlık hizmetleri" sıralanıyor.
Buna göre ilk hizmet "kişiye yönelik koruyucu hizmetler" ve "insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri" olarak tanımlanıyor.
Çocukları düşündüğümüzde "Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri" ile "topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetleri" buradaki ana ayrımı getiren temel bir farklılık olarak karşımıza çıkıyor.
Toplumda bir birey olmak
Buna göre "kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri"ni daha çok aşılama, bazı hastalıkların periyodik ve düzenli kontrollerle erkenden saptamaya yönelik hizmetler olarak sıralanabilir.
Bu yaklaşımla kişinin "toplum içinde bir birey" olduğunun göz ardı edildiği ve o kişinin çevresinden ve çevresindeki diğer insanlardan gelecek hastalıkların kontrolünün kapsam dışında bırakıldığını söyleyebiliriz.
Yani şehir şebeke suyu aracılığıyla yayılan bir hastalığa karşı, o olumsuzluğu önceden öngörüp, çözümlemeye yönelik hizmetleri içermediği için, yasanın sağladığı hizmetler kişiyi koruma hizmetini yerine getiremeyecek.
GSS dışı kalanlar
Diğer yandan GSS kapsamı içinde olmayan veya prim ödemediği için hizmetten yararlanamayan kişilerden gelecek hastalıklar açısından da benzer bir durum söz konusu.
GSS kapsamı içindeki bir kişi, çevresinden gelecek olumsuzlukların erkenden farkına varıp, kendi istek ve arzusuyla ve bilinçli bir şekilde bu hizmetleri sağlık kurumundan talep etmek zorunda olacak.
Aşılama oranı
Çocuklar için önemli bir başka örnek, aşıyla önlenebilir hastalıklar için verilebilir.
Bilimsel doğrulara göre "Aşıyla önlenebilir hastalıklara" maruziyetin önlenmesi, o hastalığa karşı aşılanan kişi sayısının toplum içinde belirli bir oranın üzerinde olmasıyla sağlanabiliyor.
Toplum içinde o oran yakalanamadığında hem hastalık toplum içinde görülmeye devam ediyor, hem de daha farklı seyrediyor ve daha büyük olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor.
Sorunlar genellikle koruyucu aşılama yapılmadığında ortaya çıkandan çok daha ağır oluyor.
Hizmet doğumla başlamalı
Dolayısıyla yasa sağlığı "bütüncül bir bakışla toplumsal bir olgu" olarak görmüyor, "kişisel bir yaklaşımla bireysel bir sorun" olarak tanımlıyor.
Bu maddeleri çocuklar gelişimi açısından ele aldığımızda da hizmete ulaşma konusunda önemli sıkıntılar olacağı söylenebilir.
Örneğin çocukların doğdukları andan başlayarak gereksindikleri sağlıklarını korumaya ve geliştirmeye yönelik hizmetlerden hemen hemen hiç söz edilmiyor.
Bebeklerin doğumdan sonraki düzenli izlenmeleri, fiziksel ve mental gelişmelerinin, beslenme ve korunmalarıyla ilgili sağlık hizmetlerinin bütüncül bir şekilde yasa kapsamında düşünülmediği anlaşılıyor. (MS/BA)