Türkiye'deki 90 gazeteci, grevdeki işlere destek açıklaması yaptı. Gazeteciler, "Kamuoyunu çözüm için sorumluluk almaya ve Polonez işçilerinin haklı mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz" mesajını verdi.
Tekgıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçileri, 17 Temmuz'da direnişe geçmişlerdi.
İşçiler, İstanbul Çatalca'da bulunan fabrika önünde haftalarca süren eylemlerinin ardından da Ankara’ya yürüyüş başlatmıştı.
İşçilerin, işe iade talebiyle verdikleri mücadelenin 141’inci günü olan 6 Aralık’ta Ankara’ya başlattıkları “Anayasal Hak Yürüyüşü” Çatalca Adliyesi önünde polis tarafından engellenmişti. Abluka altına alınan işçiler ise yürüyüş taleplerinin engellendiği ikinci günde açlık grevine başlamıştı.
POLENEZ İŞÇİLERİ ANLATIYOR
"Bize haklarımızı çok gördüler, asla pes etmeyeceğiz"
Gazeteciler, konuya dair şu açıklamayı yaptı:
Biz aşağıda imzası bulunan gazeteciler olarak, Birleşik Metal-İş Sendikası çatısı altında örgütlü metal işçilerinin işveren sendikası MESS ile yaşadıkları toplu iş sözleşmesi uzlaşmazlığı nedeniyle başlattıkları grevi destekliyoruz. Aynı şekilde, Çatalca Polonez Gıda Fabrikası işçilerinin sendikal baskılara karşı verdikleri direnişi de yakından takip ediyor ve dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Metal işçilerinin elektromekanik işkolunda yürüttükleri grev, yalnızca ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir mücadele değil, insan onuruna yaraşır bir yaşam için verilen haklı bir direniştir. İşçiler, artan hayat pahalılığı ve zor ekonomik koşullara karşı insanca yaşanabilir bir ücret ve güvenceli çalışma koşulları talep etmektedir. Ancak Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu haklı grev, “milli güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelenmiştir. Fiiliyatta bu karar, grev hakkının gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Benzer şekilde, Çatalca’daki Polonez işçileri, sendikal haklarını kullanma taleplerine karşılık işten çıkarmalarla ve baskılarla karşı karşıya kalmıştır. 146 işçinin sendikal örgütlenme nedeniyle iş akitleri feshedilmiş, işçilerin büyük bir kısmı açlık grevi ve Ankara’ya yürüyüşle seslerini duyurmaya çalışmaktadır. Ne yazık ki işçilerin meşru talepleri baskıyla ve hukuksuzlukla susturulmak istenmektedir.
Biz gazeteciler, işçi sınıfının mücadelelerinin yalnızca bir haber konusu olmadığını, aynı zamanda hakikat ve adalet mücadelesinin de ayrılmaz bir parçası olduğunu biliyoruz. Grev de sendika üyesi olmak da anayasal bir haktır. Metal işçilerinin ve Polonez işçilerinin talepleri meşrudur; bu mücadele yalnızca onlar için değil, emeğiyle geçinen herkes içindir.
Biz gazeteciler, hem metal işçilerinin hem de Polonez işçilerinin hak arayışlarını destekliyor ve dayanışmamızı ifade ediyoruz. Tüm yetkilileri işçilerin haklı taleplerini görmezden gelmek yerine çözüm üretmeye ve anayasal haklara saygı göstermeye davet ediyoruz. Ayrıca tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu işçi direnişlerini görünür kılmaya ve dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
(EMK)