COP 27 İklim Zirvesi’ni hem Türkiye hem Dünya için tarihi bir dönemeç olarak belirten Greenpeace, COP 27 ile eş zamanlı olarak iklim kriziyle mücadeleyi ve çözüm yöntemlerini tartışmak için Greenpeace İklim Buluşması düzenledi.
İki gün sürecek programın ilk etkinliği İstanbul Müze Gazhane’de 11 Kasım Cuma günüydü. Etkinlikte iklim mücadelesinin aktörleri bir araya geldi.
İklim Buluşması; 2030 Türkiye İklim Hedefleri, COP 27 Köşesi, Yeşil ve Adil Dönüşüm olmak üzere üç ayrı başlık altında konuşuldu.
2030’da kömürsüz Türkiye
Greenpeace Akdeniz’den Gökhan Ersoy moderatörlüğünde ilerleyen 2030 Türkiye İklim Hedefleri’nin açılış konuşmasını Greenpeace Akdeniz Proje Koordinatörü Sevil Turan gerçekleştirdi. Etkinliğin amacını söyleyen Turan şöyle konuştu:
“İklim krizinde yeni bir dönemdeyiz ve harekete geçmek için başka bir yolumuz yokken bütün paydaşlar olarak bir araya gelerek etkin bir mücadelenin parçası olmak istiyoruz. Bu etkinliğin buna yol açmasını umuyoruz. “
Son bir yılda tabloyu değerlendiren Turan Türkiye’nin çalışmalarıyla ilgili şöyle konuştu:
“Küresel çaba meselesinde Türkiye nerde diye bakacak olursak Türkiye’nin geçtiğimiz yıl Paris Anlaşmasını onaylaması önemli bir adımdı. Ardından buradan gelen iklim yasası çalışmaları da önemli bir adımdı. Ancak yasal düzenlemeye iklim aktörlerinin kısıtlı düzeyde dahil olmasıyla Türkiye çok yönlü mücadelede eksik ilerlemiş oldu.”
Ardından konuşan Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye Koordinatörü Özlem Katısöz, 2053 yılına kadar Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine ulaşması taahhüdünü değerlendirdi ve Türkiye’nin bugünden itibaren emisyon azaltım politikasına girmesi gerektiğini söyledi.
Kömürün Ötesinde Avrupa’dan katılımcı Duygu Kutluay ise Türkiye’de fosil yakıt tüketimini azaltmak için kömürden çıkmak mümkün mü sorusunu değerlendirdi. Kömürden kaynaklı tüketimi azaltıldığı takdirde 2030 yılında emisyon hedeflerine Türkiye’nin ulaşabileceğini belirterek “2030 yılında kömürsüz Türkiye görmek istiyoruz” dedi.
COP’lar iklim siyaseti için önemli
COP 27’de dikkat çeken ve öne çıkan konuların tartışılıp değerlendirileceği COP 27 Köşesi’nde Mısır’da gelişmeleri yakından takip eden iklim aktivisti Elif Sarah ve İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin canlı bağlanarak konuştu. Söyleşinin moderatörlüğünü Greenpeace Akdeniz’den Ersin Tek ve Marmara Üniversitesi’nden akademisyen Semra Cerit Mazlum üstlendi.
Güncel COP27 tartışmalarının aktarımının ardından COP’ların önemine dikkat çeken Semra Cerit Mazlum şöyle dedi:
“COP’lar iklim siyasetinin ilerlemesi açısından dünya siyasetinde kaçınılmaz bir yer işgal ediyor. Resmi gündemin ötesinde devletler ve diğer taraflar azaltım için başka girişimlerde bulunabiliyorlar ve böylece gündem oluşabiliyor.
“Örneği fosil yakıtların tüketilmesi birkaç sene öncesinde sadece sivil toplum örgütleri konuşuyorken bugün devleti yetkililerinin söylemesi konuyu ana akıma taşıyor. COP ’da herkesin bu konuları beraber konuşması önemli. “
Yeşil ve adil dönüşüm
Fosil yakıt tüketiminin azaltılması, bunun için Türkiye’deki kömür madenleri ya da kömürlü termik santrallerinin kapatılmasının etkilerinin konuşulduğu Yeşil ve Adil Dönüşüm bölümüne Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nden Bengisu Özenç, Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni Sevil Acar, Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Cem İskender Aydın ve Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformundan Mehmet Dalkanat konuşmacı olarak katıldı.
Adil geçiş başlığı altındaki sunumuyla iklim değişikliyle mücadele ederken yeni iş yaratma, sosyal adaleti sağlama gibi unsurlara dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Sevil Acar, Türkiye’deki kömüre dayalı sektörü değerlendirdi.
Türkiye’deki kömüre dayalı ekonomi profilinde öne çıkan sonuçlar şöyle:
- Çalışanlar gittikçe daha az kazanıyor.
- Sektörde kadın çalışanı neredeyse sıfır.
- Çalışanlar için gittikçe daha sağlıksız ve güvensiz bir iş ortamı oluşuyor.
Cem İskender Aydın krizin enerji adaleti, iklim adaleti ve çevre adaleti olarak geniş bir perspektifte değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Hızlı dönüşümlerin toplumsal sorunlara yol açtığını söyleyen Aydın, kömür madenleri ya da kömürlü termik santrallerinin kapatılması durumunda sorun yaşayacak işçiler için arka plandaki toplumsal sorunların değerlendirilmesi gerektiğini ve adil dönüşüm için mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
“Biz bu cephenin içerisindeyiz”
Mehmet Dalkanat, Kahramanmaraş Afşin Elbistan Termik Santrali’nin bölgeye verdiği hasarı anlattı. Siyah Kar adlı kısa filmle santralin yarattığı tahribatı katılımcılara gösteren Dalkanat “Biz bu cephenin içerisindeyiz ve her gün bir kurşun yiyoruz” dedi.
Santralin kapatılması için çaba göstereceklerini ancak işçilerin mağdur edilmemesi için mücadele verileceğini söyleyen Dalkanat şöyle konuştu:
“Başka bir santral yaptırmamak için canımızı ortaya koyacağız, bunu da kapattıracağız. İşçilerin mağdur edilmeyeceğinin taahhüdünü onlara vermemiz gerekiyor. Sonuçlarına nasıl bir çözüm üretmek gerektiği üzerine çabalamaya devam edeceğiz.”
Greenpeace ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe Avrupa İklim Eylem Ağı, Kömürün Ötesinde Avrupa, Doğa Derneği, İstanbul Politikalar Merkezi, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği, Çevre Bilimleri Enstitüsü, Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu, Boğaziçi Üniversite ve Marmara Üniversitesi’nden akademisyenler, aktivistler ve basın mensupları katıldı. |
(EO/EMK)