Greenpeace’in verdiği bilgilere göre, 26 Nisan 1986’da yaşanan Çernobil nükleer felaketinin yıkıcı etkileri hala sürüyor. Bölgede arazi kullanımı ve gıda üretiminde halen kısıtlama tedbirleri var.
“Radyasyon nedeniyle yaşanan hastalık ve ölümler hem o arazide, hem de felaketten etkilenen Türkiye’de devam ediyor.”
Greenpeace’in hatırlattığı veriler şöyle:
* Birleşmiş Milletler tarafından 2011 yılında yayımlanan bir rapor, Çernobil bölgesinde 7000 kadar çocuğun tiroid, akciğer, göz gibi kanser hastalıklarına yakalandığını ortaya koydu.
* Yapılan araştırmalar, radyoaktif kirliliğe maruz kalan bazı kasabalarda, test edilen sütlerin yüzde 93’ünün kabul edilebilir düzeyden çok daha fazla miktarda kimyasal sezyum oranı içerdiğini ortaya koydu.
* Binlerce çocuk tiroid, göz, akciğer kanseri gibi pek çoğu ölümcül kanser hastalığının yanı sıra, kalp hastalıkları gibi en çok görülen hastalıklarla da baş etmeye çalışıyor.
* Ukrayna’da 18.000 km2’lik tarım toprakları radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Ülke ormanlarının yüzde 40’ı (toplam 35.000 km2) kirlendi.
* Kazanın Ukrayna’ya maliyeti 2000 yılı itibariyle 148 milyar dolardı. Beyaz Rusya, 2016 yılına gelindiğinde Çernobil’in ekonomisine etkisinin 235 milyar dolar olacağını tahmin ediyor.
Türkiye’ye etkisi
Greenpeace’in açıklamasında benzer bir felaketin Türkiye’de yaşanmaması için Türkiye’nin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjilere yatırım yapması çağrısı yinelendi.
Felaketin Türkiye’yi nasıl etkilediğine de değinildi.
* Türkiye’de de Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ve Pediatri Ana Bilim Dalları’nın yaptığı çalışmaya göre, lösemi vakaları 1986 öncesi yüzde 0,7 iken 1986 sonrası yüzde 2’ye çıktı.
* Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 1984’te yüz binde 19,2 olan kanser vakaları, 1996 yılında yüz binde 63,46 olarak bildirildi.
* Felaketten beş gün sonra Akçakoca’da havadaki radyasyonun gittikçe arttığı farkedildi. Karasu bölgesinde o bölgenin doğal radyasyon düzeyinin 20 katı fazla olan 150 mikroröntgen/saat düzeyinde ölçüm yapıldı.
* 4 Mayıs günü Kapıkule-Edirne yolunda İstanbul’da havadaki radyasyonun tam 1000 katı olan ve Çernobil nedenli Türkiye’de ölçülen en yüksek değer olarak tarihe geçen, 16 miliröntgen/saat değeri ölçüldü.
Nükleer enerjide yeni teknoloji çözüm değil
Greenpeace Avukatı Deniz Bayram Çernobil nükleer felaketinin ardından 29 yıl geçmesine karşın, dünyada nükleer enerjinin en tehlikeli, yıkıcı ve öldürücü, çevresel ve yaşamsal risklerin sıfırlanamadığı bir enerji üretim biçimi olduğunu vurguladı.
“Yeni nesil reaktörler hala güvenli değil. Beklenmeyen teknolojik hatalar, işletme hataları, şeffaf olmayan nükleer enerji endüstrisi, ekonomik ve politik baskılar ile nükleer enerji santrallerine yönelik saldırı potansiyelleri, nükleer enerji santrallerinin güvenlikli ve emniyetli olmadığını gösteriyor.”
Bayram Türkiye’nin güneş ve rüzgar potansiyelinin sadece yüzde 3’ünü kullandığını vurgulayarak hükümetin enerji politikasını bir an önce enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji politikalarından yana çevirmesi gerektiğini söyledi.
“Türkiye nükleer riskini almak zorunda değil.” (YY)