Grass1999'da Nobel Edebiyat ödülünü almıştı. Hafta sonu Almanya'da yayımlanan Frankfurter Allgemeine gazetesine verdiği röportajda "Nazi geçmişi" konusunda yaptığı açıklamanın ardından başlayan tartışma, esasında bu ödülü geri verip vermemesi gerektiği üzerine.
Grass'ın "gençlik suçu"
Günter Grass 15 yaşındayken gönüllü denizaltıcı olmak üzere orduya başvurmuştu ama kontenjanlar dolmuştu ve askere alınmadı. 17 yaşına geldiğinde ise Dresden'deki SS birliğine çağırıldı ve katıldı.
Grass, geçtiğimz günlerde yayınlanan "Soğanı Soymak" başlıklı otobiyografisinde Danzig'de geçen çocukluğunun ve askerliğinin yanı sıra savaş sonrası Almanya'da süren yazarlık serüvenini anlatıyor.
Şu an 78 yaşında olan yazar, tartışmaları başlatan söyleşide 17 yaşında SS'e katılırken suçluluk duymadığını söyledi.
Bununla birlikte zaman geçtikçe rahatsızlık hissetmeye ve devamlı olarak o zaman neler olduğunu nasıl da fark etmediğini sormaya başladığını dile getirdi.
Farklı tepkiler
Grass'ın yeni kitabının tanıtımı için mi bunca zaman sonra SS bağlantısını açıkladığı yoksa geçmişte utandığı için mi suskun kalarak bugüne kadar geldiği de tartışmada sorulan sorular arasında.
Dünyanın her yerinde gazeteciler, aydınlar, yazarlar ve politikacılar bu sorular üzerine sayısız birbirinden farklı yorum yaptı.
Alman edebiyat eleştirmeni Hellmuth Karasek "Grass Nobel ödülünü kesinlikle hak ediyor," diyor. "Ama ödülü hileyle aldı."
Karasek'e göre, Grass 1985'de Helmut Kohl ve Ronald Reagan Bitburg'daki SS üyelerinin yakınlarının da yattığı mezarlığı ziyaret ettiğinde konuşmalıydı.
"Almanya'dan eleştiriler"
Koalisyon ortağı CDU'dan (Hristiyan Demokrat Birliği) Friedberg Pflüger de bu fikre katılıyor ve Grass'ın üstün yazarlık kabiliyetini insanlara o zamanlar 17 yaşındaki bir gencin nasıl olup da bir SS askeri haline gelebildiğini anlatmak için kullanması gerektiğini belirtiyor.
Pflüger, kendi imajını güvenceye aldıktan sonra bu açıklamayı yapmanın medeni cesaret sayılmayacağını, bu bir şey kaybetmeyi göze alarak açıklansaydı anlamı olacağını söylüyor.
Tarihçi Christoph Stölzl de geç gelen açıklamanın Grass'ın vicdansızlığını göstermediğini, tersine, zamanlamanın iyi ayarlandığını ve Grass'ın "bir kez daha kendini ne kadar profesyonelce satabilen bir medya profesyoneli olduğunu gösterdiğini" düşünüyor.
Almnya Başbakanı Angela Merkel ise sözcüsü Thomas Steg'in Pazartesi günü Berlin'de yaptığı açıklamaya gore "Grass'ı yargılamk gibi bir görevi olmadığından" tartışmaya karışmak istemediğini açıkladı.
Araştırma kuruluşu Forsa'nın yaptığı bir kamuoyu araştırması da Almanların yüzde 86'sının Grass'ın SS geçmişi yüzünden Nobel geri vermesi gerektiğini düşünmediğini gösteriyor.
Rushdie'den destek
Bu arada tartışma Almanya'yla sınırlı kalmadı ve dünyanın her yerinden edebiyatçılar daha çok Grass'ı savunmak için ileri çıktılar.
"Şeytan Ayetleri" başlıklı kitabıyla İslamcıların öfkesinin hedefi olan Hint kökenli Britanyalı yazar Salman Rushdie Perşembe günü yaptığı bir açıklamayla Grass'ı Alman tarihçiler, edebiyat eleştirmenleri ve politikacılara karşı savundu.
Bu öfkenin bir ölçüde yapmacık olduğunu düşünüyorum" diyen Rushdie, Rusya'da yayınlanan St. Petersburg Times gazetesine verdiği demeçte Grass'ın Nazi geçmişini itiraf etmesinden hayal kırıklığına uğradığını söyledi."Ama onun bir savaş suçu işlediğine dair bir iddia da yok ortada" diyen Rushdie, Grass'ın dün olduğu gibi bugün de kendisi için büyük bir yazar olmaya devam ettiğini dile getirdi.
ABD'li yazar ve Grass'la ortak çalışmalarda bulunmuş olan John Irving de Cuma günü Frankfurter Rundschau gazetesine verdiği demeçte dostunu savundu ve " Grass bir yazar ve bir ahlak timsali olarak hala benim kahramanım olmaya devam ediyor" dedi.
"Yazar ve bir Alman yurttaşı olarak ortaya koymuş olduğu örnek cesaret bu ifşaatıyla değerinden kaybetmez, tersine yücelir" diyen Irving, Alman medyasında kopartılan gürültünün de irkiltici olduğunu söylüyor: "Grass cesur bir yazardır ve hep de cesur bir insan olmuştur."
Bütün bu karşıt tepkilere rağmen Günter Grass'ın kendisini Nazi rejiminin ve suçlarının teşhirine ve eleştirisine adamış olduğunu; demokrasi, hoşgörü ve Polonya'yla uzlaşmayı savunduğunu kaydetmek gerekiyor.
Nobel Vakfı: Ödül geri almak diye bir uygulama yok
İsveç Nobel Vakfı müdürü Michael Sohlman da Salı günü İsveç'te yayımlanan Dagens Nyheter gazetesine verdiği demeçte "Yedi yıl önce Grass'a Nobel Edebiyat Ödülü'nü vermek için var olan gerekçeler bugün de aynen varlığını sürdürüyor" diyordu. Nobel ödülünü elinde tutmanın Grass'ın hakkı olduğunu vurgulayan Sohlman, kurumun tarihinde ödül geri alma diye bir olay bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Eninde sonunda Grass'ın yapıtı ve üzerine yapılan tartışmalar Alman ve hatta Avusturya toplumlarının Nazi suçlarına hangi ölçüde ortak olduklarının daha gerçeğe yakın ve daha ayrıntılı bir manzarasının gözlerimizin önüne seriyor. Bu da hepimizin hayrına. (AG-B/EK)