“Travmalarda bir kahramanlık evresi vardır. Herkes içindeki vicdanla, kahramanlık arzusu ile buraya akın eder sonra bir balayı dönemi olur ve bu geçer. Bir hayal kırıklığı aslında, insanların yalnızlaşmaya başladı bir dönem. Biz şu an yalnızlaşma dönemini yaşıyoruz."
Bu sözler, Hataylı depremzede Ezgi Harbelioğlu’na ait.
Birlikte Yaşam İstasyonu Derneği gönüllüsü olan psikolog Ezgi Harbelioğlu ile üzerinden 10 ay geçen 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’ı ve Hatay’daki sivil toplum çalışanlarının durumunu konuştuk.
“Depremde gönüllülerimizi kaybettik”
Antakya’da ‘birlikte yaşam’ kültürünün yaşatılması amacıyla 2019 yılında kurulan Birlikte Yaşam İstasyonu Derneği, 6 Şubat depremlerinde pek çok gönüllüsünü kaybetti.
Harbelioğlu ayrıca, ‘Eski Antakya Evleri’ndeki ofislerinin de depremde yıkıldığını belirtti.
“Yeniden toparlanacağımıza dair umudumuz yoktu” diyen Harbelioğlu, depremin ardından Antakya’ya geri dönüşlerin başlamasıyla bu düşüncelerinin değiştiğini belirterek ‘toparlanmalarını sağlayan motivasyonu’ şu sözlerle açıkladı:
“Antakya’ya, birlikte yaşama olan hayalimize ve inancımıza tutunarak ayağa kalkabileceğimizi fark ettik. Bu şekilde çok kan kaybetmiş de olsak yeniden birlikte yaşama inancına tutunarak bir araya geldik.”
“Sahaya inenler çocuk haklarını bilmiyor”
Depremden sonra eğitime destek projesi başlattıklarını ve deprem bölgesinde büyük bir çocuk açlığı sorunu olduğunu belirten Harbelioğlu, bu süreçte ‘Bir Çorba Projesi’ başlattıklarını söyledi.
Harbelioğlu, çekirdek ekipleriyle projelerini ilerletmeye çalıştıklarını belirterek “Fark ettik ki herkes çocuklar için geliyor ama sahaya inenler çocuk haklarını, çocuk güvenliğini ve çocuk korumayı bilmeden sahaya iniyor. Bu şekilde de çocukların en temel ihtiyaçları karşılanmamış oluyor” dedi.
“Kaynaklar verimli şekilde kullanılmadı”
6 Şubat’ın ardından geçen 10 ayda deprem bölgesinin unutulduğunu belirten Harbelioğlu, Hatay’da devam eden sorunlara dikkat çekti:
“Kaynaklar verimli şekilde kullanılmadı. Dolayısıyla 10. ayda biz hala konteynırlardan evlere geçemedik, normalde bunu çoktan yapılmış olması gerekiyordu. Hala biz konteynırlarda akan sulardan bahsediyoruz. Hala çadırlarda kalan insanlardan bahsediyoruz. Hala en temel eğitim, sağlık gibi haklara erişememekten bahsediyoruz.”
“Bu çok uzun soluklu bir süreç” diyen Harbelioğlu, “Uzun soluklu bir süreç olduğunun farkına varılması ve gözlerin tekrar buraya çevrilmesi gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
(AD)