Polis haberleşmeyi engelledi
Gözaltına alınan gazetecinin serbest bırakılması için Acil Müdahale Hattı'nı devreye sokan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) üyesi gazeteciler, Demir'e cep telefonuyla ulaşmaya çalıştıklarında ya kimse telefona yanıt vermedi ya da arayanlara polis, yanlış numara çevrildiğini bildirerek görüşmeyi engelledi.
"Haberajans" sitesine göre, bir süre göz altında tutulduktan sonra serbest bırakılan Demir, yaşadıklarını şöyle anlattı :
* "Anadolu'nun Sesi" Haber Merkezi olarak, işçilerle ve aileleriyle röportaj yapmak için bir kez daha fabrikaya gittim.
* Daha önce haber bültenlerimizde, kendisiyle görüştüğümüz işçilerden biriyle ailelerin yanına girecekken polis tarafından durduruldum. Kimliğimi görmek istediklerini söylediler gösterdim.
"Provoke etmeyin"
* "İçeriye giremezsin. Sen daha önce de gelmiştin. Bu işçilere zaten Allah vurmuş bir de siz onları provoke etmeyin" deyip, oradan itiş kakış uzaklaştırdılar.
* Durumu bildirmek için, fabrikanın önüne geldim. Sendikacılarla konuşmama izin vermeyen polisler, beni yeniden çevrelediler. Gözaltına alacaklarını, GBT kontrolü yapacaklarını söylediler.
* Buna hakları olmadığını, basın çalışanı olduğumu ve gözaltına alınmamı gerektirecek bir şey yapmadığımı söyledim.
* Basının içeri girmesinin yasak olduğunu defalarca söylediklerini, diğer basının da parkta beklediğini söylediler.
"Normal basın" gibi davran
* "Normal basın gibi davran o zaman yalan söylüyorsun, işçileri provoke etmek için buradasın, ısrarla girmeye çalışıyorsun" dediler.
* O sırada sendikacılardan biri ve işçilerden daha önce röportaj yaptığımız Erkut Tekin geldi. Benim kendileriyle görüştüğümü ve röportaj yapmak için orada olduğumu anlattılar.
* "Bütün basın aynı yöntemle içeri girmeye kalkarsa biz işimizi yapamayız" diyerek, beni kimlik kontrolü için karakola götürdüler.
* Beykoz karakolunda bütün polisler fabrika önünde olduğu için sanırım, beni götüren polislerin dışında bir iki polis vardı.
Talimatla basına yasak
* Kesin talimat aldıklarını, basını oraya yaklaştırmayacaklarını anlattılar.
* İşçilerin boş yere çırpındıklarını, 8 gündür aileleriyle aç susuz perişan olduklarını, bizim de onlara destek vererek perişan olmalarına sebep olduğumuzu söylediler.
* Fırınların söndüğünü, işçilerin kendi istekleriyle fabrikadan çıkmak zorunda kalacaklarını, boşuna beklediklerini söylediler.
Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nda "belirsiz bir süre için üretime ara verilmesi" kararına karşılık işyerlerini terk etmeyen işçilerin eylemini izlemek isteyen çok sayıda gazeteci engellendi.
"CNN Türk" televizyonu muhabiri Murat Erdin, işçilerin eylem başlattıkları ilk günlerde, kendisiyle kurulan telefon bağlantısı sırasında "basının görev yapmasının engellendiğini" açıkladı.
Polis: "Hangi siyasi görüştensin"
24 Temmuz'da fabrika önüne giden "bianet" muhabiri Hamza Aktan'a, polisler kimlik kontrolü ve çanta araması yaptı. Polisler, gazeteciye, çalıştığı kurumun hangi siyasi görüşte olduğunu sorduktan sonra Aktan'ın ve çalıştığı kurumun ismini kaydettiler.
"Günlük Evrensel" gazetesi muhabiri Muzaffer Özkurt'un da, 27 Temmuz'da, görev yapmasına engel olundu. Özkurt, gazetecilerin fabrikaya yüz metre uzaklıktaki İncirköy Parkı'nın dışına çıkmasına izin verilmediğini, haber almalarının da böylece engellendiğini söyledi.
Polis: "Yasak Var"
"Özgür Radyo" muhabiri Bircan Değirmenci, engellenen gazeteciler arasında yer alıyor. Üç gün boyunca Beykoz'a giden gazeteci her defasında polis engeliyle karşılaştı. (EÖ/BB)