Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) genel merkez yöneticisi ve ÇHD Ankara Şube Üyesi Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ile ÇHD üyeleri Avukatlar Didem Baydar Ünsal, Seda Şaraldı ile Berrak Çağlar 6 Şubat’ta Halkın Hukuk Bürosundan gözaltına alındı.
Ankara ve İstanbul’da bir araya gelen hukukçular, meslektaşlarının İstanbul Adliyesine saldırı soruşturmasında gözaltına alınmasının hukuksuz olduğunu açıkladı.
Soruşturma dosyasında gizlilik kararı verildi
Adalet için Hukukçular, Demokrasi için Hukukçular, ÇHD Ankara Şubesi, Hukukçu Dayanışması, Özgürlük için Hukukçular (ÖHD) Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk’un Ankara’daki basın açıklamasında, meslektaşlarının serbest bırakılması talep edildi:
“Gözaltındaki avukatlar hakkında hukuka aykırı bir biçimde ilk 24 saat avukat görüş yasağı kararı alındı, bu nedenle avukat görüşü yapılamadı, soruşturma dosyasında gizlilik kararı verildi. Son derece keyfi bir biçimde, hiçbir somut gerekçe gösterilmeksizin gözaltına alındılar ve gözaltında tutuluyorlar.
Meslektaşlarımızın gözaltına alınması iktidarın her fırsatta avukatlara yönelen saldırılarının bir sonucudur. 2013 ve 2017 yılında da benzer komplolarla meslektaşlarımız gözaltına alınmış, yargılamalar sırasında bu komplolar boşa çıkarılmıştı. İktidar her fırsatta savunmaya yönelik saldırıları ile avukat arkadaşlarımızı sindirme politikasını sürdürmeye devam etse de biz de her seferinde bu hukuksuzluğu gün yüzüne çıkartıp mesleğimize ve savunmanın bağımsızlığına sahip çıkacağız.”
“Bürolarının kapıları sökülerek gözaltına alındılar”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesindeki açıklamada da avukatların, bürolarının kapıları tamamen yerinden sökülmek suretiyle basıldığı belirtildi:
“Uygulanan yöntem avukatları ve avukatlık mesleğini kriminalize etmek ve kamuoyunda korkutma ile yanlış algı oluşturma dışında bir işe yaramazken herhangi suç fiili yahut hukuki irtibat kurma gereği bile duyulmadan avukatlar hukuksuz biçimde gözaltına alındı.
Soruşturma konusu olay ile avukatların ilişkilendirilmeye çalışılması hiçbir hukuki alt yapıya sahip değildir. Özellikle son 10 yıldır, toplumsal muhalefetin savunmanlığını yapan avukatlar sürekli ve yoğun bir şekilde kriminalize edilmeye çalışılıyor. Bugün derneğimiz üyesi meslektaşlarımızın, uzak-yakın asla irtibatlandırılamayacakları bir olay kapsamında gözaltına alınmaları süregelen kriminalize etme çabalarının bir devamıdır.
İstanbul adliyesinde meydana gelen olayın hemen akabinde, dakikalar içerisinde hangi deliller elde edildi ki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı meslektaşlarımıza yöneldi? Olayın hemen ardından meslektaşlarımızla ilgili arama ve gözaltı kararları alınıp, sadece 2 saat içinde bürolarına polis gitti.
Adliyedeki olayı bahane ederek avukat arkadaşlarımızı gözaltına almak, son yıllarda defalarca kez gördüğümüz delilsiz, dayanaksız sadece şahsi tercih ve yorumları ile ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı biçimde ‘müvekkil-avukat örtüştürülemez’ ilkesinin yok sayılmasından başka bir şey değildir.
ÇHD’li avukatlara aynı senaryolar daha önce de 2013 ve 2017’de de kullanıldı. 2013’te meslektaşlarımızın 11 çelik kapı ardında “örgütsel” toplantı yaptıkları yalanı söylenmişti. Bugün gözaltına alınan bizzat avukatlık mesleğinin kendisidir.”
ÇHD davasında tebliğname: 100 klasörlük dosyaya bir haftada onama istendi
(AS)