Avukat Eren Keskin ve Leman Yurtsever tarafından yayına hazırlanan kitap, gözaltına alınıp tecavüz ve cinsel tacize maruz kalan kadınların durumlarına ilişkin rapor, anlatım, yazı ve fotoğraflardan oluşan bir "belge" niteliğinde.
İstanbul Makine Mühendisleri Odası'nda gerçekleştirilen tanıtıma Keskin ve Yurtsever katıldı.
"Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu"nun kurucularından Keskin, kitabın ortaya çıkış öyküsünün 1995 yılında başladığını söylüyor. Bu tarihte tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne konulan Keskin, 11 yıllık avukatlık hayatı boyunca karşılaştığı "gözaltında işkence" vakalarının bir diğer yüzüyle tanışmış: Gözaltındaki kadınlara yönelik taciz ve tecavüz.
Acı da utanç da ortak...
Bir tutuklu kadının gözaltında yaşayıp anlatmadığı gerçekleri Keskin'e anlatmaya başlamasıyla, Keskin, diğer kadınlara da aynı soruyu sormaya, gözaltında cinsel işkence görüp görmediklerini araştırmaya başlamış. Şöyle diyor:
"İstisnasız hepsi gözaltında cinsel işkence yaşamışlardı. Ancak utanıyor ve korkuyorlardı. Korktukları ise kesinlikle 'devlet' değildi. Kendilerini aşan 'feodal değer yargıları' ve 'erkek egemen ahlak' anlayışıydı."
Cezaevinde karşılaştığı vakaların, cezaevinden çıktıktan sonra takipçisi olan Keskin, yola çıkış amaçlarını şöyle özetliyor:
"Proje olarak adli ya da siyasi nedenle gözaltında, savaşta, ev veya köy baskınlarında, yani ne şekilde olursa olsun devlet güçlerinin herhangi bir biçimde gözetimindeyken, cinsel işkenceye maruz kalan kadınlar ve travestilere ücretsiz hukuk yardımı verecektik."
"Çabalar sonuç almaya başladı"
Çalışmaların geçen 10 yıl içinde meyvelerini vermeye başladığını açıklayan Keskin, buna örnek olarak Türk Ceza Kanunu'a iki yıl önce giren "cinsel taciz"in suç olarak tanımlanmasını gösteriyor.
Buna karşın tecavüzün halen bağımsız hekimler tarafından raporlanmamasının önemli bir sorun olduğuna işaret eden Keskin, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde aleyhine sonuçlanan Şükran Aydın davasında, ceza almasının nedeninin "bağımsız hekim raporunun" olmaması olduğunu hatırlatıyor.
"Hak arama bilinci gelişmeli"
Bunun dışında bir başka soruna da işaret ediyor Keskin: "Kadınların başvuru yapmada yaşadığı çelişkiler." Birçok kadının yaşadıklarını itiraf etmeye hazır olmadığını anlatan Keskin, "şiddete karşı çıkabilmek için, bu konuda 'hak arama bilinci'nin gelişmesi kadın örgütlülüğünün ve dayanışmasının genişlemesi gerekiyor" diyor.
Kitap, "Kadına Yönelik Şiddet ve Mevzuat", "Cinsel İşkence Nedeniyle Travmaya Uğramış Kadınlarda İşkencenin Psişik Sorunları ve Bilirkişilik", "Bosna Hersek'te Kadınlara Yönelik Suçlar", "KA-MER'in Kadına Yönelik Şiddete Karşı Çalışmaları" gibi belge niteliğindeki yazıların yanı sıra, "Neden?", "İzi Kalır", "Korkmuyor musun?", "Sonbahardayız" gibi anlatımlardan da oluşuyor.
Kitapta ayrıca, mağdurların yazıları, hekim raporları, basında konuya ilişkin yer alan yazılar, fotoğraflar da var. (AÖ/TK)