Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi kurucularından avukat Eren Keskin, kendilerine yapılan başvuruları açıklarken bu bilgileri veriyor.
1997 yılından beri çalışmalarını sürdüren projeye, 7 yılda 154 kadının "cinsel işkence" nedeniyle başvurduğunu belirten Keskin, cinsel işkence gören pek çok kadının, bunu açıklayamadığını hatırlatarak, bu sayının gerçek rakamın çok altında olduğunu belirtiyor:
* Büroya 1997 yılından bu yana 154 kadın "cinsel işkence" gerekçesiyle başvurdu. Ancak, gerçek sayının bu rakamın çok üstünde olduğunu düşünüyoruz.
* 7 yıl içerisinde 49 kadın tecavüze uğradığı için suç duyurusunda bulundu. Bunlardan ikisi tecavüze uğradıktan sonra intihar etti. 14 yaşındaki bir kız çocuğu da tecavüze uğradıktan sonra akrabaları tarafından "namus temizleme" gerekçesi ile öldürüldü. Bir kadın ise işkencenin uzun vadeli etkisi sonucu Aralık 1999 tarihinde yaşamını yitirdi.
Siyasi nedenler ilk sırada
* Başvuru yapan kadınların gözaltına alınma nedenleri sıralamasında ilk sırayı 135 kişiyle siyasi nedenler alıyor. Ailenin erkek üyelerini konuşturmak ya da ailenin erkek üyeleri hakkında bilgi almak için cinsel işkenceye uğrayan kadın sayısı 13 iken ailenin siyasi üyelerinden dolayı cezalandırma amacıyla tecavüz edilen kadın sayısı ise 7.
Çocuklarla birlikte işkence
* Başvuru yapan kadınların 3'ü tecavüze uğradıktan sonra hamile kaldı. Mağdurların 5'i işkence sonrası bebeğini düşürürken 5'i de 3 ve 10 yaşları arasındaki çocukları ile birlikte işkence gördü.
* Cinsel işkenceye maruz kalan kadınlar arasında reşit olmayanların sayısı 21.
* En gencinin 10 yaşında olduğu bu mağdurların en yaşlısının yaşı ise 67.
* Cinsel işkence şikayetiyle büroya başvuran kadınlardan 114 kişiyle ilk sırada Kürt kadınları yer alıyor. Diğerleri ise 30'u Türk, 4'ü Roman, 1'i Alman ve 1'i Bulgar.
Mağdurken suçlu oldular
* Gördükleri işkenceden dolayı yaptıkları suç duyurusu nedeniyle ağır baskılara maruz kalanlar da oldu. Bunlardan 8'i baskı sonucu Türkiye'yi terk etmek zorunda kalırken, 15'i tekrar gözaltına alınarak işkenceye maruz kaldı. Hatta mağdur iken suçlu duruma düşürülenler de oldu, 7 mağdur aleyhine dava açıldı.
Polisler ilk sırada
* Cinsel işkence suçunu işleyenler arasındaki sıralamada birinci sırayı 111 ile polisler alıyor. 32 başvuru ile jandarma ikinci sırada yer alırken bu sırayı 3 Özel Tim, 6 korucu, 9 infaz koruma memuru ve 2 itirafçı takip ediyor.
Davaların durumu
* Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi'nin suç duyurusundan sonra açılan davaların hukuki durumu ise şöyle: 25 dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde devam ediyor. 13 dava ceza mahkemelerinde sürerken 2 dava Yargıtay'da bulunuyor. 37 dava ise savcılıkta bekletiliyor.
Arşive kaldırılan dosyalar
* Projede arşive kaldırılan dosyaların sayısı 65. Bunların nedenleri ise şöyle sıralanıyor:
32 kadın korktuğu için hukuki işlem istemedi. Ancak buna rağmen bir olayda fail olan asker görevden alındı. 9 kadın dava devam ederken vazgeçti. Bunlardan birinde mağdur dava açıldıktan sonra ağır baskılara maruz kaldığı için vazgeçti. Bir başka olayda ise açılan davanın beraat ile sonuçlanmasından sonra Yargıtay kararı ile davanın yeniden görülmesi söz konusu iken mağdur davadan çekildi.
Cinsel taciz suç değil!"
Avukat Eren Keskin, çalışmaları sırasında yaşadıkları sorunlara ilişkin şu bilgileri veriyor:
* Yazılı hukuktan kaynaklanan sorunlar var. Örneğin cinsel tacizin suç olarak tanımlanmaması. Tecavüzün tanımının son derece yetersiz olması.
* Cinsel işkencenin ispatında resmi bilirkişilik raporunun geçerli olması. Bağımsız hekim raporlarının değer taşımaması.
Cezaevlerindeki sorunlar
* Cezaevlerindeki kadınların rapor alabilmek için hastaneye sevklerinde yaşanan zorluklar, tedavi odasına jandarmanın birlikte girmek istemesi gibi çok çeşitli sorunlar var karşımızda.
* Bütün bunlara rağmen, kadınların her şeyi göze alarak açıklama yapmaları suç duyurusunda bulunmaları gerekiyor. Türkiye'nin AB'ye girme sürecinin tartışıldığı şu günlerde cinsel işkencenin hala devam ediyor olması da son derece düşündürücü. (BB)