“Düşman hukukuyla değil, düşmanıma da hukuk ilkesiyle hareket etmek gerekiyor.”
Adana Baro Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık, Olağanüstü Hal uygulamalarındaki hukuksuzlukları, adil yargılanma ve savunma hakkı başta olmak üzere ihlal edilen hakları ve ihlallerden kaçınmak için yapılması gerekenleri bianet’e anlattı.
Avukat Çıtırık, meslektaşlarından baroya iletilen yazılı ve sözlü şikayetler ile gözaltına alınan veya tutuklananların yakınlarından kendilerine ulaşan şikayetlere göre, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanının ardından temel hakların ihlal edildiğini belgelediklerini ifade etti.
Gözaltı merkezleri ve özellikle cezaevlerinde avukat-müvekkil görüşmelerinin yasaklandığını ya da gardiyanlar eşliğinde yapılmasına izin verildiğini belirten Çıtırık, bu ve işkence ile kötü muamele gibi uygulamaların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’ya da aykırı olduğunun altını çizdi.
Ayrıca yargılamalar sırasındaki hukuka aykırı uygulamaların, ileride darbeyle ilgili ceza alabilecek olanların da aklanmasına yol açabileceğini hatırlattı.
“Darbeyle hukuken hesaplaşılmalı”
Çıtırık, en kötü demokrasinin askeri darbelerden daha iyi olduğunu, Anayasal düzenden yana olduklarını belirterek, darbe atlatıldığında da olağana dönülmesi gerektiğini ifade etti.
Ancak üç aylık OHAL ilanı ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) özellikle savunma hakkı ve adil yargılanma gibi hakların ihlal edilmesine yönelik uygulamalara geçildiğini ekledi.
Avukat Çıtırık, “Hukuk hakim kılınarak, hukuk askıya alınmadan darbeyle hesaplaşılmalı” dedi.
“30 günlük gözaltı süresi çok ağır”
Gözaltı süresinin 30 güne çıkarılmasının başlı başına hak ihlali olduğunu belirten Mengücek Gazi Çıtırık, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hukuki alanda yaşananlarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Şüpheli veya sanığın en temel hakları olan savunma ve adil yargılanma, avukatıyla görüşmesi engellenerek ihlal ediliyor. Oysa avukatın sağlıklı şekilde savunma yapması için müvekkilini sağlıklı bir ortamda dinlemesi gerekir.
“90’lı yıllardaki 15 günlük gözaltı süresi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) mahkum edilirken 30 günlük gözaltı süresi çok ağır bir uygulama.
“Karakollarda, gözaltı merkezlerinde gözaltına alınanların yakınlarına ve avukatlarına bilgi verilmiyor.
“bianet’te de yayınlanan ‘İşkence Yasağı, İşkenceyi Önlemeyi de İçerir’ başlıklı haberde de değinildiği gibi, gözaltına alınanların sağlık muayenelerinin mutlaka yapılması gerekir.”
Avukatlara “darbeciyi mi savunacaksın” tepkisi
“Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) veya özel vekaletnameyle müdafilik üstlenen ve gözaltı merkezlerine veya cezaevlerine müvekkil görüşüne giden avukatlar, ‘darbeyi savunmaya gelmişler’ ya da ‘Adana Barosu darbecilere avukat göndermiş’ şeklindeki sözlerle karşılık buluyor.”
Avukat Çıtırık, bu konuyla ilgili personelin uyarılması talebiyle Adalet ve İçişleri bakanlıklarına dilekçe gönderdi.
Savunma hakkı nasıl kısıtlanıyor? |
Savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik uygulamaları da şöyle sıraladı: “Savunmanlar ve aileler cezaevlerine gittiğinde ‘Bugün görüş yok’ denilerek geri gönderiliyor, açıklama yapılmıyor. “Çok sayıda meslektaşımızdan, cezaevinde görüş yapamadıklarını, yazılı emir istediklerinde yazılı bir belge verilmediğini, emniyette de genel bir huzursuzluğun olduğunu belirten çok sayıda yazılı veya sözlü şikayet aldık. “Görüşmeler sırasında infaz koruma memuru odada bulunuyor, müvekkil-avukat mahremiyeti ihlal ediliyor. Ben müvekkilime kötü muamele, işkence görüyor musun diye sorsam infaz memurunun yanında nasıl sağlıklı yanıt verecek? “Gözaltı merkezlerinde de yazılı belge ortaya konmaksızın, ‘Savcılığın talimatı var, görüştürmüyoruz’ deniyor. “Anayasaya göre de suçluluğu hükmen sabit olana dek herkes suçsuzdur. Darbeye karışsın karışmasın, sen şusun, sen busun deniyor. İddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlü. Anayasal düzene karşı suç varsa iddia makamı bunu kanıtlamak zorunda. Aksi halde bir sendikaya üye diye insanlar yaftalanamaz. “Cezaevi görüşlerinin kameraya alınması, avukat-müvekkil görüşmesinde ‘Konuşmanız şu içerikte’ diye konuşmanın bölünmeye çalışılması gibi uygulamalar savunma hakkını kısıtlıyor.” Çıtırık, avukatların hiçbir baskı ve engelleme olmaksızın görevlerinin yerine getirmesi için hükümetin asgari şartları yerine getirmesi gerektiğini söyledi. |
“OHAL de olsa işkence yasağı ihlal edilemez”
Mengücek Gazi Çıtırık, “İşkence ve kötü muamele konusunda da yetkililerin açıklamaları ve haberler gözönüne alındığında, son derece rahatsızlık verici uygulamalar görüyoruz” dedi.
“Anayasa’nın 15. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre OAHL de ilan edilse, işkence yasağı, yaşam hakkı, kölelik ve zorla çalıştırma, cezanın yasallığı gibi haklar hiçbir durumda ihlal edilemez, askıya alınamaz.”
“Hukuka uygun yargılama için altyapı oluşturulmalı”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ önceki günkü açıklamasında 16 bin kişinin tutuklandığını, şu anda işlemleri devam eden gözaltı sayısının da 6 bin civarında olduğunu söyledi, “7 bin 668 civarında da adli kontrol kararı verilen kişi var” dedi.
Avukat Çıtırık bu rakamlar gözönüne alındığında, toplumun sürecin hukuk çerçevesi içerisinde işleyeceğine dair güven duymasıyla gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
“Somut delil olmaksızın, kaçma olasılığı var diye tutuklama kararı veriliyor. Operasyonu yürütenlerin ve siyasi iktidar buna uygun altyapıyı oluşturmalı. Ancak bazı gözaltılar ve bazı tutuklamalar bu doğrultuda gelişmiyor.”
“HDP ötekileştirilmemeli”
“OHAL’i ikinci bir üç aya uzatmak yerine toplumsal hak ve özgürlükleri, hukuku etkin kılarak devam edilmeli. Kimse ötekileştirilmemeli” diye konuşan Çıtırık, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) miting ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı toplantılarına davet edilmediğine dikkat çekti.
Çıtırık, “Meclis bombalandığında çatısı altında dört parti vardı, Türkiye sorunlarını aşacaksa kimseyi ötekileştirmemeli” dedi.
“Darbe girişim olarak kaldığına göre, sağduyu, akıl ve hukuk hakim kılınarak , kin ve intikam duygularından uzak kalınarak, adil yargılanma ilkesine, masumiyet karinesine gölge düşürülmeksizin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin işletilmesini bekliyoruz.”
Uluslararası Avukatlar Birliği'ne mektup |
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, baronunu üyesi olduğu, merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Avukatlar Birliği’ne (UIA) de mektup yazarak, süreç hakkında birliği bilgilendirdi. Mektubunda 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6. maddesiyle gözaltı süresinin 30 gün olarak düzenlendiğini belirten Çıtırık, “Geçmişte gözaltında kayıpları, faili meçhul cinayetleri yaşamış bir ülke için bu süreyi doğru bulmuyoruz” dedi. Kanun Hükmündeki Kararnamenin yine 6. maddesinde getirilen diğer düzenlemelerle de avukat-müvekkil ilişkisini ciddi sınırlandırdığı, avukat-müvekkil arasındaki mahremiyeti ortadan kaldırdığı, savunma hakkına ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu, avukat-müvekkil ilişkisinin ayrıcalığını ortadan kaldıran düzenlemeler olduğu belirtildi. 1927 yılında kurulan UIA, 120'den fazla ülkeden yaklaşık 2 milyon avukatı bir araya getiriyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi nezdinde tanınıyor ve resmi temsilci bulunduruyor. |
Mengücek Gazi Çıtırık kimdir?
1972'de Osmaniye'de doğdu. 1989'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başladı, 1996'da stajını tamamladı.
1998'den itibaren Adana Barosu'na kayıtlı avukatlık yapıyor. Ekim 2012’den bu yana da baro başkanlığı görevini yürütüyor. Adana Barosu'nda sayman üye, İnsan Hakları Komisyonu üyeliği, Staj Komisyonu başkanlığı görevlerinde bulundu.
Mesleğinin yanı sıra çeşitli kitle örgütlerinde üye olarak hukuk, siyaset ve ekonomi konularında çalışmalara katıldı. (AS)