Karadeniz ezgilerini rock’ın çeşitli unsurlarıyla birleştiren Gormot, Çernobil faciasına dikkat çektiği “Yol” adlı şarkısıyla tekrar aramızda.
Haziran 2024’te klibiyle birlikte yayımlanan şarkı, Çernobil’den sonra Doğu Karadeniz’de artan kanser vakalarında hayatını kaybedenlere ithafen yazıldı.
Gormot'la “Yol”un hikâyesini konuştuk.
En son “The Birth” projenizin son halkası olan “Korku” için bir araya gelmiştik. O “korku”, Laz mitolojisindeki korkunç figür Didimangisa’ya ve farklı bir temele dayanıyordu. Yeni şarkınız “Yol” ise Çernobil faciasında yaşananlara ait “deneyimlenmiş”, “somut” bir korkuya dayanıyor. Zira gidişata baktığımızda insan eliyle yaratılmış pek çok çevresel katliama tanık oluyoruz. Bu açıdan baktığınızda her Laz’ın hayatında bir kez de olsa deneyimlediğini düşündüğüm Didimangisa “korkusu”yla, Çernboil faciasıyla birlikte deneyimlenen “korku” arasında bir bağlantı kurmak fazla zorlama mı olur? Şahsen ben ikisi arasında bir bağlantı kurulabileceğini sanıyorum…
Bahsettiğiniz gibi, “Korku” projesinde Didimangisa figürü Laz mitolojisinin derinlerinde yer alan ve bilinçaltında korku uyandıran bir sembol olarak yer alıyor. Mitolojik figürler her zaman insanlar üzerinde kültürel ve toplumsal bağlamda derin izler bırakmıştır.
Son eserimiz “Yol” ise Çernobil faciasının somut ve deneyimlenmiş korkusunu ele alıyor. Bu trajedi, tarihte insan eliyle yaratılmış çevresel felaketlerin en çarpıcı örneklerinden biridir. Didimangisa hikayesindeki korkunun aksine doğrudan ve gözle görülür sonuçlara sahip olduğu için çok daha somut ve gerçekçi bir etkisi var. Lazona’da yaşayan insanların Çernobil felaketinden sonra deneyimlemek zorunda kaldıkları bir çok korkunun olduğu da bir gerçek.
Didimangisa’nın mitolojik korkusu ile Çernobil faciasının somut korkusu arasında bağlantı kurma fikriniz oldukça anlamlı. İkisi de insanların iç dünyasında derin izler bırakan, travmatik deneyimler olarak değerlendirilebilir.
“Öğretilmiş korkular ve yüzleşilmiş korkular”
Aynı röportajda şöyle diyorsun: “Korkularımız, kendi irademiz dışında bilinçaltımıza yerleştirilen bir duygu karmaşasıdır. Ancak bu karmaşanın içinden bilinçaltımızı biraz olsun bloke edip, korkularımızla yüzleşip, aslında onların bilinçaltımızda yarattığımızdan farklı olabileceklerini düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.” Bunun “Yol” şarkısı için geçerli olmadığını düşünüyorum. Çernobil de tekrarı mümkün olduğu için bilinçaltımıza yerleşti ama bunu -senin deyiminle- bloke etmek o kadar kolay gibi gelmiyor bana. Sen neler söylemek istersin?
Elbette, bu durum “Yol” şarkısının hikâyesi için geçerli değil çünkü burada somut olarak yaşanmış bir durum söz konusu. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için “yola çıkılması” gerektiğini ifade etmeye çalıştık. İnsanlık adına bir şeyler yapılmalı ayrıca bu tür felaketlerin insanlar tarafından yapılması da trajikomik bir durumdur.
Öğretilmiş korkular ve yüzleşilmiş korkular… “Yol” şarkısı yüzleşilmiş bir korku olduğu için bilinçaltımızı bloke etme şansımız yok çünkü tam içinde yaşıyoruz. Çernobil gibi insan eliyle üretilen bir sürü felaketler, savaşlar yıkımlar ölümler… Son dönemde gözümüzün önünde bir halkın uğradığı soykırım ve daha niceleri… Sokak hayvanlarına bir şey yapmak değil de ölümden, yıkımdan, yok etmekten başka bir işe yaramayan başıboş insanlara dur demek için yola çıkmak gerekiyor sanırım.
“Var gücümüzle mücadele etmemiz gerekiyor”
“Yol”un hikâyesine dönecek olursak… Çernobil’le ilgili bir şarkı yapmak nereden aklınıza geldi? Neler vardı kafanızda fikir ilk oluştuğunda?
O coğrafyanın bir insanı olarak, bsevdiğimiz birçok yakınımızı, dostlarımızı çeşitli hastalıklar yüzünden maalesef yitirdik. Çernobil'in bu hastalıklara binde bir oranında bile etkisi varsa, bir şekilde bunu insanlara ve yeni nesillere duyurmamız ya da hatırlatmamız gerektiğini düşünerek bu şarkıyı ortaya çıkarttık.
Şarkıda “Yola çıkın!” diyorsunuz. Neler var bu “yol”da?
Bu yolda, hayatımızı, yaşam alanlarımızı, kaynaklarımızı, kısacası insanlığımızı tehlikeye sokan tüm kötülüklerin gözle görülür bir şekilde karşımızda olduğu ve geleceğimiz, çocuklarımız için bunlarla var gücümüzle mücadele etmemiz gerektiği gerçeği var. Bu yolda bizimle birlikte olacak arkadaşlarımız, sevdiklerimiz ve dostlarımız var. Aslında bu yolda, düşmanlığı yenecek kocaman bir sevgi var.
“Yol”un sound’una da değinmek isterim. Gormot’un klasik progresif sound’undan farklı olarak biraz daha rock’ın köklerine inmişsiniz sanki. Sebebi nedir bunun?
'The Wall' desem, yeterli bir cevap olacağını düşünüyorum. Bu şarkıda, Berlin Duvarı'nın yıkılışı gibi tüm nükleer santrallerin ve insanlar arasındaki duvarların yıkılışını görmeyi hayal ettiğimizden dolayı, sound'u biraz daha rock'ın köklerine, Pink Floyd'un etkilerine indirmeye çalıştık. Çünkü şarkıyı bu şekilde hissettik.
“Yolumuzu daha da sağlamlaştıracağız”
Şarkının klibi üzerinde de epey ter dökmüşsünüz. Gormot’un temellerinden şaşmayarak günden güne kendi yolunu daha da sağlamlaştırdığını söylemek mümkün mü?
Şarkının klibi üzerinde yoğun bir emek harcadık, açıkçası bizi biraz zorladı çünkü bir ayağı Londra bir ayağı İstanbul olan çekimleri bir bütün olarak birleştirmek gerekiyordu. Hak verirsiniz ki bir müzik klibi içinde, hele ki bir band klibi için bunu uygulamak kolay bir durum değildir. Fakat düşündüğümüzden daha iyi bir iş çıkarttık diye düşünüyorum. Gormot'un temellerine sadık kalarak, zamanla kendi yolumuzu daha da sağlamlaştıracağımızı söylebilirim. Her yeni projede, hem sanatsal hem de teknik anlamda bir öncekinin üzerine koymaya çalışıyoruz. Bu süreçte, özümüzden ve temel değerlerimizden ödün vermeden, yenilikçi ve özgün işler ortaya koymaya devam edeceğiz. Klip çalışmalarımızı da bu doğrultuda, müziğimizin görsel bir yansıması olarak büyük bir titizlikle hazırlamaya çalışacağız. Gormot'un yolculuğunda bizimle birlikte olan herkese teşekkür ederiz; bu destek ve inanç, bize ilham vermeye devam edecek.
Dinleyici tarafında durum nasıl? Okuduğum yorumlarda size biraz daha yaklaştıklarını görüyorum. Artık bir “Gormot dinleyicisi”nden söz edebilir miyiz?
Şarkılarımız, dinleyicilerin hayatlarındaki deneyimler ve duygularla özdeşleşmelerini sağlayarak, Gormot ile bir telepati kurmalarına yardımcı oluyor diye düşünüyorum Henüz bir kitleye sahip olduğumuz söylenemez fakat yaptığımız işlere karşı çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Gelecekte yapacağımız konserlerde bu geri dönüşleri daha net görme şansı bulacağız. İnsanlar bizden daha fazla şarkı ve artık konser bekliyorlar; ben de bu beklentiyi çok iyi anlıyorum. İçim içime sığmıyor ancak hayatın zorluklarıyla da başa çıkmak gerekiyor. Yine de elimizden geldiğince fazla eser üreterek, hayatlarının bir köşesinde olmaya çalışacağız.
(BS/VC)