Görme engelli öğretmen Önder İşlek, ne olduğunu bilmeden imzaladığını iddia ettiği evraklar nedeniyle evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan yedi yıl ceza aldı.
Cezası onanırsa, hem hapse girecek, hem de yüz kızartıcı suç olması nedeniyle yurtdışında okumak için aldığı devlet bursunu faiziyle (800 bin lira) geri ödemek zorunda kalacak.
İşlek, Türkiye'de okul öncesi öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra devlet bursuyla dil öğrenmek için Amerika'ya gitti. Ardından yine bursla San Francisco State Üniversitesi'nde görme engelliler öğretmenliği üzerine yüksek lisansa dereceyle girdi.
Daha sonra dünyanın ilk 50 üniversitesi içinde yer alan Birmingham Üniversitesi'ne görme engellilerin eğitimi konusunda yine bursla doktoraya kabul edildi.
Yaklaşık iki yıldır Birmingham'de doktorasına devam eden İşlek, sadece bir kez ifade verip adeta unuttuğu bir dava yüzünden 7 yıl hapis cezasına çarptırıldığını öğrendi.
İşlek devlet bursunu kazanmadan önce para kazanmak için Özel Gökdeniz Özel Eğitim Merkezi'nde engelli çocukların zihinsel becerilerini geliştirmek için öğretmenliğe başladı.
Ancak üç ay sonunda maaşı ödenmeyince ve bursu kazandığını öğrenince işi bıraktı. Bu sırada eğitim merkezi yöneticileri ve öğretmenleri ile ilgili evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırma ve kamuyu zarara uğratmak üzerinden dava açıldı.
"'Hocam şurayı imzala' dediler, imzaladım"
İşlek, süreci şöyle anlattı:
"Çalıştığım kurum branş dışı öğretmenleriyle fizyoterapi seansları yapıyor diye ihbar edilmiş. Belgelerde benim üç saat girdiğim zihinsel eğitim dersleri dışında üç saat de fizyoterapi dersine girdiğim yönünde belgelere imza attığım tespit edilmiş. Ayrıca 22 adet de sahte imzam atılmış.
"Ders programları ve ücret alınan belgeler ay sonunda bir görevli tarafından imzalatılıyordu. Bana 'hocam buraya, ya da şuraya' atın diyorlardı. Kötü niyetli olduklarını bilemezdim. Şu anda hem hapis cezası şoku yaşıyorum, hem de çok yüklü miktarda bursumu geri ödemek zorunda kalacağım."
İşlek'in temyiz aşamasında avukatlığını üstlenen İhsan Şahabettin Örsal, müvekkilinin görme engelli olmasının mahkeme sürecinde yeterli inceleme yapılmadığından gözardı edildiğini belirtti.
Örsal, okul yönetiminin sahtecilik eylemi varsa dahi İşlek'in bundan yararlanmasının mümkün olmadığını çünkü maaşının sabit olduğunu ve fazladan ders almasının maaşını yükseltmediğini zaten üç ay boyunca maaşını alamadığını ifade etti.
"İmza hakkı sorgulanmamalı"
Görme Özürlü Evrensel Hukukçular Derneği'nden avukat Güven Kışlalı, yıllar boyunca görme engellilerin şahit olmadan imza atma hakkı için mücadele ettiğini hatırlatarak bu olayın kazanılmış hakkın sorgulanmasına neden olmaması gerektiğini söyledi.
"Önceden görmeyenlerin sadece 2 şahit eşliğinde imza atabileceği algısı vardı. Çünkü kanunda aslında tek başlarına imza atmaları yetkisi olmasına rağmen, engelli imza attığı metnin içeriğine vakıf olmadığını belirtip buna itiraz edebiliyordu. Bu yüzden de toplumda bunun önüne geçmek için hep şahit eşliğinde imza attırılıyordu. Ancak engellilerin verdiği mücadele neticesinde kanunda yapılan değişiklikle engellilerin tek başına imza atma hakkı güçlendirildi.
"Çalıştığınız iş yerinde her gün rutin olarak bazı belgeler düzenleniyor, tabii ki bunların imzalanması da gerekiyor. Sürekli paranoyak bir yaklaşımla her şeyden, her belgeden iş arkadaşlarınızdan şüphe etmeniz mümkün değil. Bazı kötü niyetli kişiler bundan yararlanmaya çalışmış olabilirler. Burada görmeyenlerin kendi başına imza atabilmesinin değil, dolandırılmasının sorgulanması gerekiyor. Herkes her durumda kandırılmaya müsaittir."
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği hapis kararına itiraz edildi. (NV)