Krallık genelindeki 178 belediye meclisinin üyelerinin yarısı Nisan ayına kadar tamamlanacak seçimlerle belirlenecek.
Kadınlara ve ordu mensuplarına oy verme hakkının tanınmadığı seçimlerde, seçmen olma hakkına sahip 600 bin kişiden sadece 149 bini oy vermek için kayıt oldu. Kaydolanlar arasında oy verenlerin oranı ise yüzde 82.
Seçimle gelecek olan üyeler belediye meclislerinde, merkezden atanacak olanların yanında azınlıkta kalacak.
Öte taraftan, ülkede siyasi parti kurmak halen yasadışı. Hal böyleyken seçimlere alışık olmayan halkın büyük kısmı sandık başına gitmeyi anlamsız buluyor. Seçimlere katılımın az olması da bunun göstergesi.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nden (ASAM) Ortadoğu Araştırmacısı Serhat Erkmen, bianet'e yaptığı açıklamada, bütün gediklerine rağmen seçimlerin Ortadoğu'nun siyasi geleceği açısından önemli olduğunu söyledi.
Erkmen, seçimlerin hemen ardından bir "demokratikleşme furyası" beklemenin doğru olmadığının da altını çizdi.
Hayatlarında ilk kez oy kullanan Suudi erkekler arasında farklılıklarsa dikkat çekiciydi:
Kimi yaşadığı şehirde çocuğu için yeterince oyun alanı bulunmamasından şikayetçi olup oyunu buna göre vereceğini söylerken, kimi de oy vereceği adayın kim olması gerektiğini seçimlerin güvenliğinden sorumlu memurlara sordu.
Kadınlara oy hakkı verilmemesi tartışma yarattı
Muhalif tavrıyla bilinen Washington merkezli Suudi Enstitüsü'nün Başkanı Ali el-Ahmed, kadınların oy verme hakkı bulunmamasını eleştirirken Birleşmiş Milletler'in (BM) buna rağmen seçimlere destek vermesini ve teknik yardım sağlamasını da tasvip etmediğini bildirdi.
Ahmed'e göre, Suudi Arabistan 2000 yılında BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) imzalamasına rağmen seçimlerde kadınlara oy hakkı vermedi; buna karşın BM'den seçimler için teknik destek alabildi.
Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçisi Türki el Faysal ise, çıkarılan seçim kanununa göre herkese oy hakkı tanıdıklarını ancak "pratik zorluklar" nedeniyle kadınların bu seçimlerde oy veremediğini söyledi.
Faysal'ın iddiasına göre, kadınların büyük kısmının nüfus cüzdanı olmaması ve onlar için ayrı oy verme yerlerinin inşası bu zorlukların başında geliyor.
Seçim Kurulu Başkanı Mutab bin Abdül Aziz ise, bir dahaki seçimlerde kadınların da oy vermesini umduklarını belirtti.
Bazılarının yorumlarında işi "yarım porsiyon demokrasi" demeye kadar götürdükleri bu seçimin neden yapıldığı ise, ucu Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'ne (GOP)dayanan başka bir tartışmanın konusu.
GOP nedir?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı George Bush, Amerikan askerleri Irak'ı işgal etmişken, Kasım 2003'te yaptığı bir konuşmada GOP'un, "Ortadoğu'yu değiştirmeyi amaçlayan 'demokratik' bir müdahale olduğunu" söylüyordu.
Suudi Arabistan'ın "gelecek seneye seçim" yapma sözü de bu konuşmayla aynı döneme denk geldi.
Bush'un sözünü ettiği müdahalenin ilk somut sinyalleri ise, 2000 yılındaki Yeni Amerikan Yüzyılı Projesiyle verilmeye başlanmıştı: "Irakta bir rejim değişikliği ve Ortadoğu'da daha 'agresif' bir Amerikan politikası gerekli".
Filistin'in Ankara Büyükelçisi Fuat Yasin burada adı geçen Ortadoğu'nun Afganistan ve Tacikistan'dan Çin'e kadar bir alanı kapladığını iddia ediyor.
GOP neden var?
Princeton Üniversitesi'nden Prof. Richard Falk'a göre, Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla Sovyetler Birliği'nin dağılması Batı dünyasında bir "zafer" havası oluşturdu:
Buna göre Batı artık sahibi olduğunu düşündüğü "demokrasi, insan hakları ve özgürlük" gibi değerlerin diğerlerine üstünlüğünden emindi. Öte taraftan demokrasilerin birbirleriyle savaşmayacağı yönünde bir inanç sahibi olmuştu.
Bunların bir sonucu olarak Batı dünyasında egemenliğini sürdüren neo-liberal anlayış ve serbest pazar ekonomisi, demokrasiyi ittifak kurabilecekleri yegane siyasi rejim olarak bellediler.
Bu bağlamda oluşturulan "özel sektör demokrasisi" kavramı GOP ile Ortadoğu'ya ihraç edilmeli ve dünyanın bu kısmı gelişen dünya düzenine entegre edilmeliydi.
NATO'nun Ekim 2003 Prag Zirvesi'nde Amerika'yı temsil eden Nicholas Burns ise projenin amacını müttefiklerine şöyle açıkladı: "NATO'nun kuruluş amacı Avrupa ve Kuzey Amerika'nın güvenliğini sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için askeri gücümüzü doğuya ve güneye yani Ortadoğu'ya kaydırmamız gerekiyor. NATO'nun geleceği Ortadoğu'da yatıyor".
Amerika ne kadar samimi?
Amerika şimdilerde yoğun bir şekilde bu projeyi hayata geçirmenin çalışmalarını yürütüyor.
Hatta Amerikan eski Dışişleri Bakanı Collin Powell'ın Aralık 2002'de belirttiği üzere "bu iş için 90 milyon dolar gibi 'müthiş' paralar" harcadığı da oluyor.
Bush'un Ortadoğu'da demokratik adımlar atan ülkelere teşekkür konuşmaları yaptığı sıralarda kendisine Irak'ta seçim yapılması yönünde bir çağrıda bulunan Şii lider Ayetullah Ali el Hüseyni el Sistani'nin bu isteğini reddetmesini bir kenara bırakırsak, Amerika Ortadoğu'da demokrasiyi yaymaya niyetli görünüyor.
Ortadoğu araştırmacısı Erkmen'e göre de Suudi Arabistan'daki seçimlerin bu niyetle bağlantısı olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Erkmen'e göre Amerika Ortadoğu'da yaygın olan anti-Amerikan duyguları törpülemek için bir kamuoyu yaratmaya çalışıyor. Arabistan'da okutulan ders kitaplarından yabancı düşmanlığı içeren bölümlerin çıkarılması ve demokratik seçimler yapılması için bu ülkeye yaptığı baskılar da bu amaçla yapılan geleceğe dönük yatırımlar.
Amerikan karşıtı duyguların törpülenmesi burada askeri varlığını ve ekonomik faaliyetlerini artırmak isteyen ABD için büyük önem arz ediyor. Bu anlamda bu bölgeye demokratik değerlerin ihracı özsel anlamda bir önem taşımasa da pratik yararı büyük.
Seçimin sebebi sadece GOP mu?
bianet'e konuşan Erkmen, bütün bunlara rağmen GOP'un bu seçimlerin varlığının tek sebebi olarak gösterilmesine de karşı. Ona göre son otuz yılda gelir seviyesinin düştüğünü gören Arap halkı kamu maliyesinin üzerinde kontrol sahibi olmak gibi son derece doğal ama basit bir demokratik talebi kendisi üretti.
Bu anlamda seçimlerdeki katılımın düşüklüğünden kadınların oy kullanamamasına kadar uzanan, demokrasilerde görmeye alışık olmadığımız sorunların, seçimlerin öneminin kavranmasına engel olmaması gerekir.
Tarihinde ilk kez sandık başına giden bir halkın bir anda bir demokratik bi yapıya kavuşmasının beklenmesinin yanlış olacağına da değinen Erkmen seçimlerin Ortadoğu'da demokrasinin gelişmesi açısından umut verici olduğu çünkü iç dinamiklerle de beslendiği kanısında.(OA/EÜ)
* Bu haber Washington Post, New York Times ve 2004'te İstanbul'da yapılan İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) GOP Sempozyumu bildirilerinden derlendi.