Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İmroz'un Zarife Tepesi mevkiinde bulunan evinde yaşayan 86 yaşındaki Zafir Pinari adlı Rum vatandaş önceki gün ölü olarak bulundu.
Elleri ve ayakları bağlı bulunan Pinari, bir Gökçeada sakininin bianet'e aktardığına göre herkes tarafından sevilen biriydi, kimsesi yoktu ve adada yalnız yaşıyordu.
Adada yaşayanlar Pinari'nin "Toprağa gömülü altınlarım var" dediğini, ancak bunu şaka amaçlı dile getirdiğini söylüyor. Pinari'nin cesedi otopsi için adli tıp kurumuna gönderilirken, adada bir kişi gözaltında tutuluyor.
Aynı gün trafik kazasında ölen 46 yaşındaki Atanaş Muhali ise bugün (Cuma günü) toprağa veriliyor. Gece saatlerinde aracı el freni çekilmemiş durumda bulunan Muhalli, aracının şarampole yuvarlanması sonucu hayatını kaybetti.
Tepeköy'de restoran işleten Muhali'nin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili de soruşturma başlatıldı.
1964'e kadar nüfusunun büyük bir çoğunluğu Rum olan adada "Türkleştirme politikaları", "eritme programı" nedeniyle de azınlıklar açısından kritik noktalardan biri.
Twitter hesabından "Bu acı haberi görünce, yine aynı şehir efsanesi aklıma geldi. Rumlar zengindir,parası,altını boldur! Bu zihniyet değişsin artık. Hayattaki ilk amacımız para değil, mutlu ve huzurlu yaşamaktır" açıklamasında bulunan İmroz Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı aynı zamanda, Yeniköy Rum Ortodoks Panaia Kilisesi Vakıf Başkanı Laki Vingas'a azınlıklara yönelik algıyı sorduk.
"Zengirler, talimat alıyorlar algısı sürüyor"
"İstanbul'da olsun, Anadolu'da olsun, Gökçeada'da olsun, kadim toplumlar olmasına ve yıllarca birlikte yaşamamıza rağmen, azınlıklarla ilgili 'zenginler, yurt dışıyla irtibatlılar ve talimat alıyorlar' algısı devamlı insanların zihinlerinde ve bunu açamıyoruz" diyen Vingas ekliyor:
"İki tane temel sıkıntımız var, bir tanesi azınlıkların ülkeye olan bağlılıkları devamlı sorgulanıyor, ikincisi de her zaman zengin kişiler olduğumuz düşünülüyor. Diğer topluluklar gibi doğal süreçlerden geçen bir toplum olduğumuz düşünülmüyor.
"Bizde de hem iyi var hem kötü"
"Bunu defalarca gördüğüm için hatırlatmak istedim. Bundan birkaç yıl önce 30 sene siyaset yapmış bir belediye başkan adayı o da yoksullarımız için yapılan bir yardım faaliyetini kendisine anlatırken 'Allah Allah sizde yoksul mu var?' dedi.
"Bunu söyleyen 30 yıllık bir siyasetçi. Partisinden ya da kişiliğinden bahsetmiyorum, algıdan bahsediyorum.
"Her toplumda olduğu gibi bizim toplumda da zengini, fakiri, suçlusu, suçsuzu, kötü niyatlesi, iyi niyetlisi, dincisi, ataisti var.
"Kimliklerle kategorize etmeyi geçmeliyiz"
"İnsanları sırf kimlikleriyle kategorize etmenin, ötekileştirmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum.
"Gökçeada'da tam da güzel şeyler yaparken...."
"Bir başka boyutu var Gökçeada'da çok önemli bir toplumsal bütünlük açısından en değerli projelerden biri binlerce insan bir yerden bir yere giderken herkes bir gelecek çıkış yönünde arayış içindeyken biz İmroz'da toplumumuzun küçük bir kısmının geri dönmesini sağladık. Yerel halkla çalışmalarımız artıyor.
TIKLAYIN - "İmroz'dan Gökçeada'ya Giderken: 1964'te Ne Oldu?"
"Çok güzel bir konsensüs, çok güzel bir enerji yarattık, onun korunması için çaba gösterilmesi lazım.
"Tabii ki her zaman toplumda farklı düşünenler olabilir, ama insan hayatını riske atacak, onu öldürecek noktaya getirilmemesi lazım tepkilerin.
"Gökçeada'daki hepimizin bunu geliştirirken tüzel kişilikler oluştururken bu kadar bu insanlarımızın ufak ufak iş arayışlarını geliştirirken, öğrenciler arasında etkinlikler yapmaya özen gösterirken, bu gibi talihsiz olaylar insanların heyecanını engelliyor.
"Umuyorum ki umutlarımızı gölgelemeyecek yine aynı yönde çabalarımıza devam edeceğiz." (PT)