"Merkel hükümeti göç yasasındaki sertleşmeyle iki şeyi amaçlıyor. Göç edenleri sınırlamak ve göçmenler arasında eleme yapmak. Yani esas hedef eğitimsiz göçmenin ülkeye girişini engellemek; sadece eğitimli olanlara izin vermek."
Almanya Bielefeld Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim görevlisi Emre Arslan Almanya'da Cumhurbaşkanı Hors Köhler'in imzasıyla geçtiğimiz hafta kabul edilen ve önceki gün resmen yürürlüğe giren göç yasasını bianet'e değerlendirdi. Arslan 1970'lerin ortalarından itibaren göç politikasında değişimin başladığını ifade etti.
"Bir yandan Almanya'ya yeni göçü durdurmak öte yandan da zaten göç etmiş olanları topluma entegre etmek gibi bir politika var. Ancak bu iki hedef genellikle birbiriyle çelişkili sonuçlar doğuruyor."
Göç yasasının tarihsel süreci
Arslan göç yasasının kabulüne giden süreci şöyle anlattı:
"1980'lerin başında, özellikle de Helmut Kohl başkanlığındaki Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) hükümetinin iktidara geldiği ilk yıllarda, göçmenleri kendi ülkelerine göndermek için aşırı bir çaba gösterildi. Sonraki yıllarda CDU göçmenlere karşı sert ve agresif politikaları dayatmaya çalıştı."
Merkel hükümetinin sadece bir CDU hükümeti olmadığını vurgulayan Arslan, Merkel'in kabinesinde Sosyal Demokrat Parti'li (SPD) bakanların çoğunlukta olduğunun altını çizdi.
"Bu yasanın çıkışında da SPD'li politikacıların eleştirileri olmuştu. Ancak genel olarak 2005'te yürürlüğe giren göç yasasının sertleştirildiği söylenebilir."
Almanya göç yasasını emeği düzenlemek üzerine nasıl kuruyor?
Arslan Almanya'da göç politikasının bazı çelişkili hedefler üzerine kurulduğunu söyledi.
"Hükümetler ve egemen medya bir yandan fakir ülkelerden göçmen akışını sanki bir işgalmiş gibi gösterip bunun ideolojik altyapısını topluma aşılamaya çalışırken Almanya'ya nitelikli göçmen çekmek gibi bir hedef koyuyor.
Alman kapitalizminin bilgisayar gibi yeni teknolojilerde üçüncü dünya ülkelerinden beyin gücünü çekmeye çalıştığını belirten Arslan, Almanya'nın bu konuda başarısızlık yaşadıklarını ifade etti. Arslan'a göre bu tür nitelikli göçmenler daha çok İngilizce konuşan ülkeleri tercih ediyor.
Tüm erken kapitalist devletler benzer uygulamalarda mı bulunuyor?
Diğer sanayi ülkeleri de son dönemlerde eğitimsiz göçmenin ülkeye girişini engellemek ama aynı zamanda kendi ülkelerine doğru beyin göçü sağlamak yönünde bir politika taşıyor. Ancak yöntemler ve uygulamaların şiddeti özdeş değil."
Arslan özdeş olmayan uygulamalara gerekçe olarak muhalif güçlerin örgütlülük seviyesini gösterdi.
Yasa göçmenlerin yaşamını nasıl etkileyecek?
"Eğer göçmenler Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya ve yasada isimleri anılan bazı başka devletlerden geliyorlarsa bir yük getirmeyecek. Ancak Türkiye, Rusya gibi ülkelerden gelen göçmenlerin önüne haklarına sahip olmaları için bir engel daha getirildi."
Yasanın aile birleşmesi yoluyla Almanya'ya gelmek isteyenler açısından büyük sorunlar yaratacağını vurgulayan Arslan, Alman hükümetinin iddia ettiği gibi zorla evliliklerin azaltılabileceği ifadesine katılmadı. (GG)