Galatasaray Lisesi önünde Das Afrika grubunun eğlenceli müziği ve dansları vardı.
Müziğe kulak kabartanlar “Ne turistim, ne zenginim”, “Bizi ihbar değil, tedavi edin”, “Sağlık bir insan hakkıdır” dövizlerini gördü.
Bu kez müzikten fazlası vardı. 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla dört örgüt ve Afrikalı göçmenler büyük bir soruna dikkat çekti: Göçmenler sağlık hizmetlerine erişemiyor.
Göçmen Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ASEM), İnsan Sağlığı ve Eğitimi Vakfı (İNSEV), Halkların Sağlık Hareketi (PHM)-Türkiye Çevresi ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) “Göçmenler için sağlık, herkes için sağlık” pankartıyla yaptıkları açıklamada göçmenlerin sağlık hizmetlerine dair sorunlarını ve talepleri dile getirdi.
Özellikle Avrupa dışından gelen göçmenler yasal statülerin olmaması, onları “turist” sayan genelgeler, gittikleri hastanelerde polise bildirilmeleri gibi bir dizi problemle karşı karşıya.
Yasal düzenlemeler, ayrımcılıktan arınmış bir sağlık hizmeti, bürokratik engellerin kaldırılması da talepler arasında.
Talepler:* Sağlık turizmi genelgesinin göçmenlere uygulanması acilen durdurulmalı. * Hiç kimse sağlık hizmeti alırken derisinin rengi, cinsiyeti, yasal statüsü ya da ekonomik durumu nedeniyle ayrımcılığa uğramamalı. * Hastanelerde yatış kararını muhasebeciler değil, doktorlar vermeli. * Hiçbir nedenle bir doktor veya bir sağlık çalışanı, bir hastayı ihbar etmemeli; ihbar etmekle tehdit etmemeli. * Hastanede yatan hastalar sebepsiz yere polise bildirilmemeli. * Türkiye’de dünyaya gelmiş bebeklere temel vatandaşlık ve tüm birinci basamak sağlık hizmetlerine ücretsiz ulaşım hakkı tanınmalı. * Acil servisler, acil bir durumla başvuran hiçbir hastayı geri çevirmemeli. * Aile hekimlerinden hizmet alabilmek için bürokratik engeller kaldırılmalı. * Tüm birinci basamak hizmetler herkes için ücretsiz ve erişilebilir olmalı. * Başta verem olmak üzere, bulaşıcı hastalıklarda gerekirse ikinci ya da üçüncü basamak hastanelerdeki tedavi hizmetleri de ücretsiz sunulmalı. |
“Her şey çok pahalı”
ASEM Başkanı Doktor Sekouba Conde üç yıldır İstanbul’da yaşıyor. Göçmenlerin hastanelerde karşılaştığı muamelenin çok kötü olduğunu anlattı.
“Afrikalı göçmenleri hastaneler kabul etmiyor. Suriye’den gelenlere sağlık hizmetine ulaşım hakkı tanındı ama Afrikalı göçmenlerin böyle bir hakkı yok.
“Hastane ücretleri de çok yüksek. Fiyatlar göçmenler söz konusu olduğunda beş katına dek çıkabiliyor. Her şey çok pahalı.”
“Eğitimde de problem var. Hükümet, burada doğan çocukları okula kabul etmiyor. Türkiye hükümeti göçmenlere yardım etmeli.”
“Turist” değil göçmen
Dört örgüt adına yapılan açıklamanın Türkçesini İNSEV’den Zeki Kılıçarslan, Fransızcasını ASEM’den Lerzan Caner ve İngilizcesini Sekouba Conde okudu.
Örgütler, Türkiye’nin göçmenler için önemli bir ara durak olduğunu ancak onlara elverişli koşulları sağlayamadığını anlattı.
“Avrupa dışından gelenlerin” sığınmacı ya da mülteci olarak kabul edilmemesi ve Kasım 2011 yılında yayımlanan ve göçmenleri “turist” sayan “Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Genelgesi”, sorunun yasal boyutları.
Temel sağlık hizmetine ulaşım hakkı olmayan göçmenler ya sivil toplum örgütlerinin sınırlı kaynağına ya da kendi kaderine terk ediliyor.
Göçmenleri turist sayan genelge nedeniyle de bir şekilde bu hizmete ulaşabilenler de normalden çok yüksek ücretlerle karşılaşıyor. (BK)