"Türkiye'deki ev içi hizmette çalışan göçmen kadınlar, göçü sağlayan ajanslar tarafından öncelikle başka işlerde çalıştırılıyor, sonra kendi istekleri ve bilgileri dışında seks işçisi olarak ya da evde hizmetçi olarak istihdam edilebiliyorlar. Yatacak yerleri olmuyor koridorda taşta yatabiliyorlar.
Ankara Üniversitesi'nde bu alanda çalışma yapan Çağla Ünlütürk Ulutaş "Türkiye'de göçmen kadınların en yaygın istihdam alanı olarak ev hizmetlerinde ya da seks işçisi olarak iş bulabildiklerini, hatta bazı durumlarda bunların birbirinin içine geçebildiğini" söyledi.
"Genel olarak göçmen kadınlar aile birleştirmesi yoluyla göç ediyorlar. Yani önce eşleri gidiyor onlar da arkalarından gidiyor. Erkekleri izleyerek baba ya da eşleri izleyerek göç ederken son yıllarda kendileri göçün öncü kuvveti oldular."
"Yasallıkla yasadışılık arasındaki ince çizgi onları istismara açık hale getiriyor"
Ünlütürk göç eden kadınlarn çoğunun "kaçak (düzensiz) göçmen" olarak geldiklerini, bu nedenle de çalışma koşullarının ağırlaştığını şöyle anlattı:
"Düzensiz göçmen olarak gelen kadınlar ilk olarak turist vizesiyle giriş yapıyorlar, vizenin süresi geçince artık çalışma ya da oturma izni almaları gerekiyor. Çalışma ya da oturma izni olmadan istihdam edildiklerinde, bu çalışma koşullarının en belirgin özelliği oluyor. Çünkü polise gidemiyorlar, sağlık sorunları olduğunda hastaneye gidemiyorlar. Risk altında çalışıyorlar. Bu güvencesiz konumları yasallık ve yasadışılık arasındaki çizgide yaşadıkları için istismara açık hale geliyorlar. Geriye kalan tek seçenek sınır dışı edilmek ya da ülkelerine dönmek."
Ulutaş, "Moldova'da aylık ücretlerinin 30 dolar olduğunu söyleyen kadınlar olduğunu, burada ise, örneğin seks işçiliğinde 300-500 dolar gibi paralar kazandıklarını anlattıklarını" aktardı.
"Kadın o ücreti almak için her tür istismara açık oluyor. Genel olarak yatacak yerleri olmuyor, koridorda taşta yatabiliyorlar."
"Ev hizmetleri değil de otelde çalışıyorlarsa çok kötü koşullarda yaşıyorlar. Zengin bir evde çalışan kadınlar da ailenin yediği yemekten yiyemiyorlar, dışarıda kalanlar kendi ücretlerini yemek ve yatma yerine harcayamıyorlar."
"Ev içi hizmet piyasalaşınca, bu alanda çalışan göçmenler istismar ediliyor"
Ulutaş'a göre bunun en temel nedenlerinden biri ülkelerarası eşitsiz gelişim. Göçmen kadınların en yoğun istihdam edildiği sektör olan ev hizmetleri hiçbir şekilde kadınla erkek arasında paylaşılmıyor. Bu hizmet kadına atfediliyor. Orta-üst sınıftan kadınlar da bu hizmete piyasadan sahip olabildiği zaman bu hizmet "piyasalaşıyor". Piyasalaşmada da göçmenlerin istismarı söz konsu.
"Türkiye'de bu kadınların göçleri yasalaşmıyor. Devlet kısa süreli çalışma ve ikamet izni vermiyor. Kadınların düşük ücretlerle 6 gün, 24 saat çalışmaları pek çok çevrenin işine gelen bir süreç." (NZ/TK)