19-20 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleşen sempozyumda, küreselleşmeyle enformel emek kullanımının artması, emeğin küreselleşme olanakları, toplumsal cinsiyet faktörü, ulus devlet ve emekçilerin uluslararası dayanışma olanakları konuşuldu.
Ana saptamalardan biri, erken kapitalistleşmiş ülkelerin, göçleri nitelikli işgücünü seçmek için kullanması, "kaçak" göçmenlerin savunmasız ve güvencesiz, enformel olarak çalıştırılmasınaysa ilişmediğiydi.
Sermayenin enformel ilişkilere ihtiyacı var
Ayşegül Kars New York, Londra, Tokyo gibi çokuluslu şirketlerin yönetim merkezlerinin bulunduğu, sermayenin biriktiği ve yönlendirildiği "küresel kentlerde", merkezde çok nitelikli emek gücü yer alırken, çevrede niteliksiz emek gücüne dayanan, enformel emeği hem hizmet hem de küçük ölçekli imalat sektörünün yoğunlaştığını, burada da en çok kadın emeğinin sömürüldüğünü anlattı.
Marmara Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Kurtar Tanyılmaz ve Meryem Kurtulmuş Kıroğlu, küreselleşmeyle birlikte üretim ilişkilerinin değiştiğini, üretimin parçalandığını böylece sermayenin "kaçak yabancı işgücüne" ihtiyaç duyduğunu, bunu da "yerli" ve "yabancı" işgücünü birbirine karşı kullanarak ücret baskısı ve hakların geriletilmesi için kullandığını belirtti.
Akademisyenler, bu sorunun aşılabilmesi için sendikaların yabancı işçileri de kapsayacak şekilde çalışması, yabancı işçilerin köken ülkelerindeki sendikalarla işbirliği ve bütün çalışanlara eşit haklar için mücadele edilmesi gerektiğini söylediler.
Enformel ilişkilerin merkezinde kadın emeği ve ev içi hizmetler
Ankara Üniversitesi'nden (AÜ) Prof. Dr. Gülay Toksöz de çok göç alan Güney Avrupa ülkeleriyle Türkiye üzerinden yaptığı karşılaştırmada, devletin kamu hizmetlerinden, özellikle bakım hizmetlerinden çekilmesinin ardından, göçle gelen işgücünün enformel olarak bu alanda çalıştırılmasına, burada da kadın emeğinin sömürülmesine dikkat çekti.
Doktora öğrencisi Başak Ergüder de kadın emeğinin enformel ilişki ağlarının merkezinde yer aldığını saptadı; ayrıca değişim değeri olmayan kadın emeğinin "emekten sayılmamasına" dikkat çekti. Hem emek örgütlerinde hem de kadın örgütlerinde ayağı olan bir örgütlenmenin önemini vurguladı.
Saniye Dedeoğlu, Londra'daki alan araştırmasından yola çıkarak ev içi hizmetlerde enformel olarak çalıştırılan göçmen kadınların durumunu ve burada ilişkilerin nasıl şekillendiğini anlattı. Emeğin denetiminin daha fazla, maliyetinin çok daha düşük oluşunun altını çizdi.
AÜ'den Çağla Ünlütürk de Türkiye'deki ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadınlarla yaptığı alan çalışmasından bilgileri aktardı; haftada 160 saatten fazla, evde bir anlamda tecrit edilmiş halde çalıştırılan kadınların aynı zamanda sınırdışı edilme tehdidiyle haklarının ihlal edilişinden örnekler verdi. (TK)
* Sempozyumda yer alan bildirilerin özetleri için tıklayın. Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV) ve TÜSAM, bildirilerin tam metnini daha sonra bir kitap olarak yayınlayacak.