6 Mayıs günkü Hürriyet'te bir haberi okuyunca bir hüzün bastı beni. "Odunla fikir savaşı" başlıklı haberin yanında "Hepsi okumuş çocuklar" şeklinde bir ibare yer alıyordu. "Okumuş çocuk" meseleleri iyi kavrar denir ama Hürriyet'e göre "meseleyi tersten anlamışlar" ve fikri odunla savunmuşlar daha doğrusu fikri savaşlarını odunla gerçekleştirmişler...
Hürriyet ve Sabah'ın haber verişine dikkat isterim
Bu haberi okuyan neyi öğreniyor: Yıldız Üniversitesi önünde farklı iki gruba mensup öğrencilerin kavga ettiğini mi? Kavganın bir afiş yüzünden çıktığını ve bu kavgaya polisin müdahale edemediğini mi? Ya da masum bir haberde olması gereken (malum 5 N 1 K hikayesi) şeyleri mi? Hayır....
Hürriyet haberin içerisinde olayın müsebbiplerini, olayın geçtiği yeri veriyor ama bütün bu zaruri bilgiler "Odunla Fikir Savaşı" başlığının ve de "Hepsi Okumuş çocuklar" ibaresinin gölgesinde kalkıyor. Bu durum bir habercilik kusuru olabilir mi diye düşündüm. Cevabı bulmak zor değil; amaç haber değil ki zaten....
Ertesi günkü Sabah gazetesine göz attım. Başlık: Türk Rambosu Tinerci Kurbanı" SAT komandosu kendisine sigara vermediği için Taksim'de bir tinerci tarafından bıçaklanmış. Sabah Hürriyet'in haberciliğinden daha iyisini yaparak çocukların sözlerine de yer vermiş...
Sabah gazetesi haberde geçen bütün zaruri bilgileri veriyor ama "Türk Rambosu tinerci kurbanı" başlığının gölgesi altında... Bu durum bir habercilik kusuru olabilir mi diye düşündüm: Cevabı bulmak zor değil; amaç haber değil ki zaten...
Aslına bakarsanız eleştirilmesi gereken burada haberin verilmesi değil, haberin veriliş biçimi.
Haberi veriş biçimi habere dahası meselelere nasıl baktığını da gösterir.
Hürriyet haber verirken şunu söylüyor bence: Bu öğrenciler okumaya değil, fikirlerini odunla savunacak kadar korkaklaşanların egemen olduğu örgütlerin egemenliği altında olduğu üniversitelere gelmişlerdir. Yöneticilerimiz uyuyor mu üniversite elden gidiyor çaresine baksanıza..."
Sabah şunu söylüyor: Tinerci denen ne idüğü belirsiz insanlar Türk'ün gücünü dünyaya duyurmuş bir yüzbaşıyı katletmişlerdir. Masum bir eğlenceden dönen yüzbaşı tekinsiz sokakların kurbanı olmuştur, sokaklar temizlensin, yüzbaşılar rahatça eğlensin..."
Tabii affınıza sığınarak birazcık ironi yaptım, Sabah ve Hürriyet'in sıfatlı, maksatlı başlıkla haber vermesinin habercilik açısından zararlı olduğunu göstermek için bu kadar "kusur"a da katlanıverin...
İnsan dek durmayı bilmeli...
Demem o ki; insan "dek" durursa öğrenci eylemini de Taksim'de yaşanan bir cinayeti de soğukkanlılıkla verebilir. Bunlar öncelikle bir haberdir, orada olmayanlara bir duyuru yaparsınız ama Sabah ve Hürriyet'in haberciliği duyuru yapmaktan çok, maksatlı bir çağrı içermiyor mu? Dahası bu tür haber veriliş biçimi medyaya olan güveni zedelemiyor mu?
Mesela aslında başka bir şey olmuştur ama gazete onu vermek istediği gibi sunmuşsa ...
Heyhat sevgili karii bu güvensiz, tekinsiz durum insanı paranoyak yapmaz mı?
Haberde sıfat kullanmak "Türk rambosu", "fikir savaşı" gibi ifadelerin ne kadar geçerli olduğu ve ne manaya geldiği konusunda benim yaşlı kafamın ağır işlemesine binaen etraflı bakamıyorum ama ben de ilgililerin (aslında herkes) bu işe dikkat etmesi gerektiğini vurgulamak istedim....
Neyse ben derim ki insan dek durmayı bilmeli, bilmeli ki, bir haberi verirken "terör" yaratmamalı, işi neyse onu yapmalı...(NK)