Hatta, anladığımız kadarıyla, birden fazla var ve bu gizli yönetmeliklerin kendi aralarında gizlilik yönünden bir derecelenmesi yani bir gizlilik sırası da var. Bunu nereden mi çıkarıyorum? 2945 Sayılı, Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunundan.
Bu Kanunun 21. Maddesinde aynen şöyle deniyor: Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usuller ile kanunda belirtilen konular Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından hazırlanarak, Milli Güvenlik Kurulunda görüşülen ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen GİZLİ gizlilik dereceli bir yönetmelikle düzenlenir.
(Bu yönetmeliğin -büyük harflerle- GİZLİ gizlilik dereceli oluşundan küçük harflerle- gizli gizlilik dereceli yönetmeliklerin de bulunabileceği sonucunu çıkartabilir miyiz?)
Şimdi ben iddia ediyorum ki, bu hüküm Anayasaya aykırıdır. Mevcut Anayasada, gizli yönetmeliklere izin veren bir düzenleme yok. Olması da düşünülemez. Böylesi bir uygulama, her şeyden önce Hukuk Devleti ilkelerine tamamen aykırı. Bu öylesine olmazsa olmaz bir koşuldur ki, ya gizli yönetmelik düzenlemesi yasadan çıkarılır ya da Hukuk Devleti İlkesi Anayasadan. İkisi bir arada olamaz.
Hukuk Devleti, yönetilenlere hukuk güvenliğinin sağlandığı devlet düzenini anlatır. Bilinmeyen, açıklanmayan, ulaşılamayan, gizli birtakım kuralların mevcut olduğu bir ortamda kim kendini güven içinde hissedebilir?
Bilmediğiniz, öngöremediğiniz birtakım kuralların günün birinde karşınıza çıkmayacağının garantisi var mıdır? İşte bu nedenle, hukuk devleti olduğu iddiasında olan bir devlet, yasaları, genel düzenleyici işlem mahiyetinde olan tüzükleri, yönetmelikleri vs gizleyemez.
Gizli Yönetmelik uygulaması ayrıca, Yargısal Denetim ve Hakların yargısal korunması ilkelerini de işlevsiz hale getireceğinden hukuk devleti ile asla bağdaşmaz.
Ayrıca, MGK Kanununda, yönetmelikle düzenlenecek hususların kapsamı o kadar geniş ve o kadar muğlaktır ki, bu durum, yaşamımızın hemen her alanına ilişkin düzenleyici işlem yapma yetkisi olan bir kurumun yetkilerinin, eylem ve işlemlerinin yargısal denetim dışında tutulması anlamına geleceğinden hukuk devleti ilkesine ve mevcut Anayasamızın, idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olacağını hükme bağlayan 125. Maddesine de aykırıdır.
Anayasanın yönetmelikleri düzenleyen 124. Maddesinde, yönetmeliklerin şekil ve şartları açıklanmış. Bu düzenlemede, yönetmeliklerin gizli de olabileceği hususunda bir açıklama yok.
Şimdi bütün bu söylediklerimizden çok net bir sonuca ulaşmak mümkün: 2945 Sayılı Kanunun 21, 12/son ve 18/2 maddeleri Anayasaya ( Any.md. 2, 8, 124, 125) açıkça aykırıdır.
Gizli yönetmeliğin uygulama kabiliyeti var mıdır?
Hukuk Devleti ilkelerinin yaşama geçirildiği ülkelerde, yasalar gibi tüm düzenleyici işlemlerin de yayınlanması ve bireylerin bilgisine sunulması zorunludur. Bireylerin bilgisine sunulmayan normun uygulama kabiliyeti yoktur.
Yayınlanmayan ve yürürlük tarihi gösterilmeyen bir yönetmelik yürürlüğe girmeyeceğinden hukuki sonuç doğurmaz, yani uygulanamaz. Hukuk diliyle söyleyecek olursak, o norm uygulama kabiliyetinden yoksundur, yok hükmündedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasında ise usulüne göre yayınlanmış ve yürürlüğe girmiş olsa da bir normun hukuki sonuç doğurabilmesi için iki kriter daha öngörülüyor.
Birincisi, bireyler o norma, o kurala kolay ulaşabilmelidirler. İkincisi ise kurallar, bireylerin öngörebileceği içerikte, anlaşılabilir olmalıdır. Mahkeme kararlarında, özellikle yürütmeye takdir yetkisinin tanındığı durumlarda, keyfi uygulamaların önlenebilmesi için, yasal düzenlemelerin kafalarda soru işareti yaratmayacak netlikte ve anlaşılabilir olması gerektiği vurgulanıyor.
Bu açıklamalardan yönetmeliklerin tümünün Resmi Gazetede yayınlanması gerektiği sonucu çıkarılmamalı. İlle de Resmi Gazetede yayınlanması şart değildir. Ancak ilgililerce bilinen bülten, sirküler vs. gibi bir yerde yayınlanmak suretiyle ilgililerin o yönetmeliğe çok kolay ulaşabilmelerinin koşulları yaratılmalıdır.
Örneğin, cezaevindeki bir hükümlü ya da tutuklu, kendisini ilgilendiren bir düzenlemeye, örneğin genelgeye çok rahat ulaşabilmeli, hiçbir zorlukla karşılaşmamalıdır. Bu koşulları sağlayacak tedbirler Devlet tarafından alınır.
Peki, bırakınız AİHM yaklaşımını, iç hukukumuzun mevcut sistemine dahi aykırı olan gizli yönetmelik yıllardır uygulandığına göre, uygulama kabiliyetini nereden alıyor?
Hukuk fakültesinde okumuş bir birey olarak bu sorunun cevabını çok merak ediyorum? Acaba yönetilenlerin açık ya da zımni onayından mı alıyor uygulama yeteneğini? Yani bizlerden mi kaynaklanıyor?
Biz kendimizi, demokratik, şeffaf bir ortamda ve hukuk güvenliği altında yaşamaya layık görmüyor muyuz? Peki ama neden? (FÇ/NM)
* Fethiye Çetin: Hukukçu