Kürtçe edebiyatın önemli kalemlerinden Mehmed Uzun'un 10. ölüm yıldönümünde Türkçe'deki kitaplarını yayınlayan İthaki Yayınları'nın düzenlediği anma toplantısında Ümit Fırat, Mehmed Uzun hakkında bir konuşma yaptı.
Muhsin Kızılkaya'nın da yazar hakkında Kürtçe bir konuşma yaptığı anmada Yılmaz Erdoğan ve Masum Elmas'ın seslendirdiği Ahmet Güneştekin'in Mehmed Uzun'un Anısına adlı video çalışması gösterildi.
Ümit Fırat'ın konuşmasını yayınlıyoruz.
***
İlk kez hangi anda ve günde tanıştığımı değil ama 1974 Genel Affı sonrasında Komal Yayınevi kuruluşu döneminde tanıştığımı hatırlıyorum.
Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu öğrencisi, henüz çiçeği burnunda bir genç delikanlıydı.
Sonrasında Komal bünyesinde hazırlanıp yayına başlayan Rızgari dergisi sorumlu müdürü olmuştu.
Derginin bütün sayıları toplatılıyordu. Mehmed Uzun da sorumlu olduğu sayılarla ilgili Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) Orhan Kotan ile birlikte yargılandı, Ankara Kapalı Cezaevi’nde bir süre tutuklu kaldı. Bu onun ikinci hapishane macerasıydı.
Aramız gayet iyiydi ve sıcak bir dostluk ilişkimiz vardı. Zaten birlikte olduğu bütün arkadaşlarıyla çok yakın bir dostluğumuz vardı. Benim Rızgari dergisini nasıl da gizlice sattığımı biraz da eğlenerek izlerlerdi.
Hapisten sonra ortalarda fazla gözükmedi. Bir süre sonra da Türkiye’yi terk ettiğini öğrendim. İyi ki de terk etmiş. Sürgünde yaşamak ona yeni ufuklar açmış, Kürtçesini geliştirmiş ve Kürtçe yazmaya başlamış. Kendi geleceği için daha iyi olmuş.
Ben hapisten çıktıktan sonra da İsveç’te yaşadığını ve artık edebiyata yöneldiğini öğrenmiştim. Zaman zaman da beni arayıp hatırımı sorardı.
1991 yılında BİLAR’da bir yenilenme olmuş ve Semra Somersan ile Ertuğrul Kürkçü beni arayarak bir dizi Kürt meselesi veya Kürdoloji başlıklı seminer hazırlamak istediklerini, Türkiye ve dünyada bu konuda kimlerle ilişki kurulabileceğini konuştular.
Batı Avrupa’da oldukça geniş bir temas alanı olan Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan’la yakın ilişkim nedeniyle arayıp destek istedim. Bazı isimler tespit ettik ve seminerler başladı.
İşte bu süreçte Mehmed beni aradı ve hakkındaki yakalanma kararının düşmüş olduğunu ve artık Türkiye’ye gelip gitmek istediğini söyledi.
Artık DYP-SHP [Doğru Yol Partisi- SosyalDemokrat Halkçı Parti] hükümeti işbaşındaydı, bir gevşeme bekleniyordu.
Bu arada BİLAR’daki seminerleri de duyduğunu kendisinin de Modern Kürt Edebiyatı konulu bir çalışması olduğunu ve bunu bir seminer olarak sunabileceğini bildirdi.
Geliş tarihinde kızı Zerya’nın doğumu nedeniyle bir erteleme oldu ve seminer tarihini de ona göre ayarladık. Ankara’ya indiğinde polis bir süre alıkoyunca semineri sonraki bir tarihte gerçekleştirdik.
Benim evim müsaitti ve artık sık sık geliyordu. Sanırım ikinci gelişinde bir sinema çıkışında tesadüfen rastladığımız Muhsin [Kızılkaya] ile de tanıştırdım. Daha pek çok kişi ile de tanıştırdım ve artık kendisi de yeni insanlarla tanışmaya başlamıştı.
Radikal bir siyasi gruba mensup olmasına rağmen, edebiyatla ilgilenmesi kimileri için enteresan olabilir, ama sürgündeki birçok Kürt arkadaşımız politika dışı alanlara ilgi duydular ve iyi sonuçlar da aldılar. Sanırım bu konudaki en başarılı sonuçlardan birini de Mehmed aldı.
Burada kalkıp Mehmed Uzun’un edebi değeri üzerine bir şeyler söylemek benim haddim değil. Ama onun Kürtçe yazmaya yönelmesi, başlı başına büyük bir başarı.
Kısa vadede okunmayacağını, satılmayacağını bile bile bu işe girişmesi ve birçok kişinin anadili ile yazmaya ve okumaya başlaması, ancak bu tür özverili çabalarla olurdu ve bana göre Mehmed bu konuda büyük bir pay sahibidir. İlk zamanlar kitaplarının Türkçeye çevrilmesine bile rıza göstermemişti.
Kendisiyle burada anlatmakla bitiremeyeceğim kadar özel anım var. Ama son olarak 2006 Mart ayında bir Kürt Konferansı düzenlemekte olduğumuzu anlatıp kendisinin de konuşmacı olmasını istemiştim.
Memnuniyetle kabul etmişti tabii. Ama hızla bozulan sağlık durumu nedeniyle konferansa katılamadı ve programdaki konuşmasını gerçekleştiremedi.
Hastalığı boyunca telefonla görüşüyordum, uygun olmadığında sevgili eşi Zozan’dan bilgi alıyordum.
Neticede Kürdistan’a geldi ve tedavisine Diyarbekir’de devam etti. Tabii yine defalarca görüştük, ama ancak 14-15 ay kadar yaşayabildi.
Birçok yakın dostumuz gibi, erken bir vedaydı. Benim için değerli ve yeri farklı bir dosttu. Hasret ve sevgiyle anacağım. (ÜF/HK)
Mehmed Uzun hakkında(1953-11 Ekim 2007)Modern Kürt edebiyatının yaratıcılarından. 1953 yılında Siverek’te doğdu. 1977 yılından ülkeye döndüğü 2006 Temmuz’una dek Avrupa’da, İsveç’te yaşadı. Kürtçe, Türkçe ve İsveççe edebi çalışmalarıyla çokdilli, çokkültürlü bir yazar olan Mehmed Uzun, uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. İsveç ve Uluslararası PEN'de aktif olarak çalıştı. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği üyesiydi. Kürtçe yedi roman yazdı. Romanları başta Türkçe olmak üzere birçok dile çevrildi, halen çevriliyor. Denemeleri de çeşitli dergi ve gazetelerde yirmiye yakın dilde yayındı, yayınlanıyor. ‘Aşk Gibi Aydınlık-Ölüm Gibi Karanlık’ romanı ve ‘Nar Çiçekleri’ adlı deneme kitabı ile ilgili olarak 2001 baharında yargılandı ve beraat etti. 2001'de Türkiye Yayıncılar Birliği’nin her yıl verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü’nü; roman sanatına ilişkin belirleyici katkılarından dolayı Berlin Kürt Enstitüsü’nün Edebiyat Ödülü’nü; yarattığı edebiyat ve sözün özgürlüğüne ilişkin duruşundan dolayı İskandinavya’nın en önemli ödüllerinden Torgny Segerstedt Özgürlük Kalemi Ödülü’nü; 2002’de İsveç kültür yaşamına sunduğu değerli katkılarından dolayı İsveç Akademisi’nin Stina-Erik Lundeberg Ödülü’nü; 2005 yılında ise Irak Kürdistan Bölgesi Onur Ödülü’nü ve Diyarbakır Belediyeleri Onur Ödülü’nü aldı. 11 Ekim 2007'de uzun süre mücadele ettiği mide kanserin nedeniyle veda etti. Yaşar Kemal’in “Kürt romanının dilinin dikenli yolunu açmıştır” dediği Mehmed Uzun, sanatıyla ölümsüzlüğe erişebilen ender sanatçılardan biridir. YapıtlarıTu (Sen), Roman, İthaki 1985; Mirina Kalekî Rind (Yaşlı Rind’in Ölümü), Roman, İthaki 1987; Siya Evîne (Yitik Bir Aşkın Gölgesinde), Roman, 1989; Rojek Ji Rojên Evdalê Zeynikê (Abdal’ın Bir Günü), Roman, 1991; Destpêka Edebiyata Kurdî (Kürt Edebiyatına Giriş), İnceleme, 1992; Hêz û Bedewiya Pênûsê (Kalemin Gücü ve Görkemi), Denemeler, 1993; Mirina Egîdekî (Bir Yiğidin Destanı), Destan-Ağıt, 1993; Världen i Sverige (Tüm Dünya İsveç’te), Edebiyat Antolojisi, M. Grive ile Birlikte, 1995; Antolojiya Edebiyata Kurdî (Kürt Edebiyatı Antolojisi), Antoloji, iki cilt, 1995; Bîra Qederê (Kader Kuyusu), Roman, İthaki 1995; Nar Çiçekleri, Deneme, İthaki 1996; Ziman û Roman (Dil ve Roman), Söyleşiler, 1997; Bir Dil Yaratmak, Söyleşiler, 1997; Dengbêjlerim, Deneme, 1998; Ronî Mîna Evînê-Tarî Mîna Mirinê (Aşk Gibi Aydınlık-Ölüm Gibi Karanlık - İthaki), Roman, 1998; Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler, Deneme, 2002; Dicle’nin Sesi I – Hawara Dîcleyê (Dicle’nin Yakarışı), Roman, 2002; Dicle’nin Sesi II – (Dicle’nin Sürgünleri), Roman, 2003; Ruhun Gökkuşağı, Anlatı, 2005; Küllerinden Doğan Dil Ve Roman, Söyleşi, 2005; Bir Romanın Hatıra Defteri, Günlük, 2007. Kaynak: İthaki Yayınları |