Kendisi de bir adalı olan sanatçı İsmet Değirmenci’nin, ada fikri üzerinden yaşamı sorguladığı yeni sergisi “Bul Beni” Gümüşsuyu’ndaki Brieflyart’ta açıldı.
Sanatçı, deniz, ada ve Akdeniz metaforu üzerine çalışırken 16. yüzyıl harita ressamlarını okuyor. Günler süren seferlerdeki çizimlerinde boşlukta bir ada bırakmaya başlıyor ressamlar. Yıllar sonra çıkılan yeni yollarda, olmayan adaları arıyor denizciler.
“Bunu denize bırakılan bir boşluk, bir oyun olarak gördüm ben” diyor Değirmenci.
Haritacı ressamların uzun yolculuklar boyunca sevgilileri için çizdikleri bu olmayan adalar gibi sanatçı da kendi düş adalarını Alain de Botton’ın "Romantik Hareket" ve Nikos Temelis'in "Arayış" kitaplarının sayfalarına çiziyor.
Sayfalara çizdiği ada resimleri, kâğıt üzerine çini mürekkebiyle yaptığı resimler genelde yalnızlık temalı. Sırt sırta vermiş insanlar, bir kayıkta ya da adada yalnız bir figür.
Yaşamı; kendini bulma, uzaklaşma, yeni bir yer ve yaratma kavramları üzerinden ele alarak içinde bulunduğumuz distopik düzene karşı bir ütopya olarak yeniden oluşturuyor sanatçı.
Değirmenci, ada ve deniz kavramıyla hem mübadele hem de günümüzde botlarla çıkılan tehlikeli göç yolculuklarını da anlatıyor eserlerinde. Burada yalnızlık teması yerini, göçe bırakıyor. Kalabalık, yan yana gelmiş insanların olduğu tekneler, fırtınalı bir gün... Pişmiş topraktan oluşan “Göç portreleri” başlıklı büst serisi de izleyenleri bekliyor.
Marmara Adası’nda dünyaya gelen sanatçı yeni sergisiyle ilgili olarak şunları söylüyor:
“Bir Adalıyım ben. Biz, Rum Adalıların yerine yani gidenlerin yerine geldik. Göçmeniz. Hep o sorumluluk içinde yapıyorum resimlerimi. Topraktan yaptığım büst serilerinde de Ada'dan gelen ve gidenleri tasvir etmeye çalıştım. Hepsini hayalimden, doğaçlama olarak ürettim.
“Trajik bir dönemdeyiz ve kendimizi yeniden keşfetmeliyiz. 'Bul Beni' bir oyun. Kendimizi yeniden bulma, sonsuz sorgulama, ‘ben neredeyim’ deme ve bunu çevremize sorma zamanı.
“Hiçbir şeyin eleştirilmediği bir beğeni toplumu içindeyiz. Sanatçılar için de geçerli bu. ‘Biz kimiz’ diye düşünmeden fuarlara resim yetiştirmeye çalışıyoruz haldır haldır.
“'Bul beni' diyerek yeni bir yer inşa etmeye, yeni bir yer bulabilir miyiz demeye çalıştım. Küçük adalar yaptım ve bunu bir oyun gibi gördüm. Denize bırakılan seslerle adalara ulaştım. Aslında hepimizin kendi adası var. O adalara girebiliyor muyuz?
"Şehir hayatında gönüllü tutsaklık içindeyiz, eleştiriye izin vermeyen, her şeyin teknolojik düzeyde ilerlediği, duyumların azaldığı, düşünülmeyen ya da hayal kurulmayan bir dönem."
Emre Zeytinoğlu sergi için kaleme aldığı yazısında ise şöyle diyor:
"1920'lerin hemen başlarında yerlerinden edilen ve kendilerini Marmara Adası'na atan insanları anımsıyoruz, bugün teknelerden denizlere bırakılmış sığınmacıları da... Ya da kentlerdeki yaşamları bırakıp adaya yeni bir yaşama başlamak için gelenleri... Onlar için uzaktan bir 'ütopya adası' olarak mı görünüyor orası.? Bu soruların hiçbirine, onların yüzlerine bakıp kesin bir yanıt veremiyoruz, ama yine denizden şu sesi duyuyoruz: 'Bul Beni.' Kim olurlarsa olsunlar; onları adaya getiren bir hareket var ve o hareket, adayı deniz ile birlikte yeniden üretecek."
“Bul Beni”, 10 Aralık 2023'e kadar salı-cumartesi günleri 10.00 – 19.00; pazar günleri 13.00 – 19.00 saatleri arasında Brieflyart’ta ziyaret edilebilir.
İsmet Değirmenci kimdir?
(AÖ)