Fotoğraf: Adliye önündeki Gezi davası protestoları / Arşiv
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Gezi Davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Ali Hakan Altınay’ı cezaevinde ziyaret etti.
Erkek, “Adalete çok ihtiyacımız var; 85 milyon adalete susadı. Adalete susamış bir insanın susuzluğunu dünyanın tüm nehirleri bir araya gelse gidermez. Onun için adalet, çok hızlı bir şekilde yerine gelmeli, tecelli etmeli” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, bugün Silivri Cezaevi’ne giderek Gezi Davası tutukluları Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Ali Hakan Altınay’ı ziyaret etti. Erkek, ziyaretinin ardından cezaevi önünde ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
“Gezi onurlu bir halk direnişidir”
Erkek, şöyle konuştu:
“Bu insanlar kurguya dayalı iddialarla mahkûm edildiler. Gezi onurlu bir halk direnişidir. Gezi toplumun milyonların demokratik protesto hakkıdır ama Gezi’den o kadar çok korktular ki ve sarayın duvarları arasındaki korku o kadar büyük ki hiçbir suçu olmayan insanları, bu Gezi’den duydukları korku sebebi ile cezaevinde tutuyorlar.
"Ama her zaman ifade ettiğimiz gibi insanları hapsedebilirsiniz ama düşünceleri hapsedemezsiniz, fikirleri, özgürlükleri hapsedemezsiniz ve her kumpas davası bir gün gelir, mutlaka çöker.
"Bu da çökecek, bu insanlar dışarı çıkacak. Bu kararın istinafta bozulması lazım ve derhal ivedilikle bozulması lazım. Çünkü biz hukukçular olarak bu dosyaların içeriğini çok iyi biliyoruz. Tamamen kurguya dayalı iddialar ve tek delil bile yok, mesnetsiz.
"Tamamen dayanaksız dosyaların önüne böyle bir dava inşa edemesiniz. Onun için çökecektir, Taksim Gezi Platformu’nun üyeleri daha önce çok kez yargılandı. Beraat ettiler kaç kere.
"Ağır Ceza Mahkemesi en son oy birliği ile beraat ve tahliye kararı verdi. Şimdi hükümeti devirmeye teşebbüse sokmaya çalışıyorlar Gezi direnişini. İnsanların toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanması, insanların meydanlarda demokratik protesto haklarını kullanması hükümete devirmeye teşebbüs olabilir mi?
"Ancak ve ancak cebir ve şiddet kullanarak bir hükümeti devirmeye teşebbüs edebilirsiniz. Cebir ve şiddet nerede? Bu cezaevindeki insanlar gezi sürecinde tamamen barışçıl protestolar için o kadar çaba sarf ettiler ki… Bunu anlatan tanıklar bile var. Büyük bir haksızlık ile hukuksuzluk ile adaletsizlik ile karşı karşıyayız.
“85 milyonun adalete susadı”
"Bugün Gezi Davası’ndan yatanların aileleri de buradaydı, cezaevindeydi. Onlarla da görüştük; anneleriyle babalarıyla eşleriyle çocuklarıyla. Küçük Vera buradaydı, küçük Ege buradaydı. Vera biliyorsunuz, Tayfun Kahraman’ın kızı, Ege Hakan Altınay’ın oğlu. Salı günü de Meclis’te ağırlayacağız aileleri.
"Orada hem siyasi partileri ziyaret edecekler hem grup toplantısına katılacaklar. Onları Meclis’te ağırlamaktan da büyük mutluluk duyacağız. Adalete çok ihtiyacımız var; 85 milyon adalete susadı. Adalete susamış bir insanın susuzluğunu dünyanın tüm nehirleri bir araya gelse gidermez. Onun için adalet, çok hızlı bir şekilde yerine gelmeli, tecelli etmeli."
Gezi tutukluları hakkında
Osman Kavala, tüm yaşamını sanat aracılığıyla kültür ve diyaloğu desteklemeye adamış bir iş insanıdır. Anadolu Kültür’ün yanı sıra ülkenin dört bir yanında çok sayıda ilde sanat merkezleri kuran ve sanatsal ifadeyi geliştirmeye yönelik projeler yürüten Kavala, bu yolla daha önce sanat alanına kolayca erişemeyen kişiler için fırsatlar yarattı.
Mücella Yapıcı bir mimar. Gezi Parkı protestoları sırasında Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin Genel Sekreteri olan Yapıcı, “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamasıyla yargılanan 26 kişiden ve Taksim Dayanışması’nda yer aldıkları için “[yasadışı] örgüt kurmak ve yönetmek” ve “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ile suçlanan beş kişiden biriydi. 26 kişinin tamamı 2015’te beraat etti. Yeniden görülen Gezi Davası, Mücella Yapıcı’nın 2013’teki kitlesel protestolarla bağlantılı olarak karşı karşıya kaldığı üçüncü yargılamaydı.
Tayfun Kahraman, şehir plancısı ve Taksim Dayanışması üyesidir. Kahraman, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Şehircilik Proje Koordinatörü olarak çalışıyor.
Can Atalay, 2013’teki Gezi Parkı protestoları sırasında Taksim Dayanışması’nın ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin avukatıydı. Atalay, aynı zamanda, 2014’te 301 madencinin patlama sonucu hayatını kaybetmesinin ardından açılan Soma Davası ve 2018’de 24 kişinin öldüğü olayın ardından açılan Çorlu Tren Kazası Davası gibi önemli cezasızlık davalarında yakınlarını kaybeden aileleri temsil ediyor.
Mine Özerden, Taksim Meydanı’ndaki kentsel dönüşüm projesine karşı 2011’de kurulan bir diğer sivil toplum çatı örgütü olan Taksim Platformu’nun üyesidir. Belgesel film yönetmeni Özerden, reklamcılık sektöründe ve sivil toplum örgütlerinde çalışmıştır.
Çiğdem Mater, film yapımcısıdır. Daha önce Boston Globe, Le Nouvel Observateur, the LA Times, RFI ve Sky News gibi çeşitli uluslararası basın örgütlerinde muhabir, çevirmen ve yapımcı olarak çalıştı. 2010’dan bu yana çok sayıda yerel ve uluslararası film ve belgeselin yapımcılığını üstlendi. Mater’in yapımcısı olduğu “Kurak Günler” adlı filmin galası bu yıl Cannes Film Festivali’nde yapıldı ancak kendisi cezaevinde olduğu için gösterime katılamadı. Galada bir koltuk Mater onuruna boş bırakıldı.
Hakan Altınay, Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu’nun Direktörü ve Global Civics Academy’nin Başkanıdır. Financial Times, International Herald Tribune ve New York Times gazetelerinde yazıları yayımlandı. Altınay, Açık Toplum Vakfı Türkiye’nin kurucu direktörüydü.
(EMK)