Kaynak ve fotoğraf: MA
Taksim Dayanışması, yarın görülecek Gezi Davası öncesinde dava sürecine dair Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
TIKLAYIN - Gezi'de karar 22 Nisan'da: Davadan ne sonuç çıkacak?
Milletvekilleri, siyasi parti ve sendika temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Dayanışma adına Esin Köymen açıklama yaptı.
Yargılanan hak savunucularına esasa karşı savunmalarını yapmaları için "son kez süre veren" İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yeni duruşma tarihi olarak 22 Nisan Cuma (yarın) gününü belirledi.
"Somut delil yok"
Dava ile ilgili hiçbir somut delil, gerekçeli iddia ve inandırıcı suçlamanın olmadığını belirten Köymen, "Aynı suçlama ile açılan iki davadan beraat eden meslek odası yöneticileri ve avukatlarının yine aynı suçlama ile Gezi Parkına ve yaşamın bütün renklerine sahip çıkmış olmalarına bu kez el yükseltircesine 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' cezası talep etmenin ne demek olduğunun farkında mısınız?" dedi.
Kimler yargılanıyor: Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Emekçi, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Henry Jack Barkey. Müştekiler (şikayetçiler) kimlerdi: 61. hükümet dahil 746 kişi. Müştekilerin başında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan var. Yine dönemin Başbakan Yardımcıları ve bakanları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar, Ahmet Davutoğlu, Muammer Güler, Ömer Çelik, Mehmet Şimşek, Nabi Avcı, Zafer Çağlayan, Sadullah Ergin gibi isimler müştekiler arasında. Hak savunucuları ne ile suçlanıyor: İddianamede Gezi Parkı protestoları "bir darbe kalkışması" olarak tanımlanıyor. 16 (+Henry Jack Barkey) hak savunucusu temelde, "protestoları örgütlemek ve finanse etmekle" suçlanıyor. | |
"Seçim hesapları üzerinden kutuplaştırma"
Bu dava ile muhalif kesimlere gözdağı verilmek istendiğinin altını çizen Köymen şöyle devam etti:
"'Ağırlaştırılmış müebbet' istenen bu davaların seçim hesapları üzerinden ülkemizi ve yurttaşlarımızı kutuplaştırma siyasetinin bir parçası olduğunu dünya alem de biliyor.
"Siyaset ülkenin sorunlarını çözmek üzere kendi kuralları ile yapılmalı. Adalet, başta Anayasa olmak üzere, mevcut yasalar, teamüller, etik değerler ve ülkemizce onaylanmış uluslararası hukuk normları ile hukukun üstünlüğü ve evrensel ilkeler üzerinden işlemelidir. İktidarın ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemeler ülkenin demokrasisini ve geleceğini tahrip etmekte, birçok dava dosyasında mağduriyetler yaratmaya devam etmektedir.
"Polis şiddetine tepki göstermek suç değildir"
"İstanbul için çok yanlış olacağı, geleceğimiz ve torunlarımız için yeşili, parkı olmayan bir şehri ve rantı doğaya tercih eden bir anlayışı miras bırakacağı açık olan bu zihniyete teslim olmamak da bir başka tercihi ifade eder.
"Gezi parkına sahip çıkmak suç değildir. Parka sahip çıkanlara yönelen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Bu süreçte polis şiddeti ile hayatını kaybeden ve yaralanan gençlere sahip çıkmak suç değildir. Ülkemizde adalete olan inancın kırıntısına bile yer bırakmayan bu anlayış demokratik olmadığı gibi meşru da değildir."
"Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin adıdır."
(AÖ)