Gezi Parkı davasında Osman Kavala’nın yanında 18 yıl hapse mahkum edilen Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ile Tayfun Kahraman’ın 25 Nisan 2022'de tutuklanmasının üstünden tam 500 gün geçti.
500. gün dolayısıyla bir mesaj paylaşan Tayfun Kahraman demokrasi ve adalet talebini yeniledi. Şunları kaydetti:
Sevgili dostlar,
Tutukluluğun üzerinden tam 500 gün geçti ve bu hukuksuzluk hala devam ediyor. Muktedir; güç göstermek, korku duvarları örmek üzere bizleri 500 gündür esir tutuyor. Gezi ile hep beraber demokrasi, adalet, özgürlük ve eşitliğe açtığımız kapıyı yüzümüze çarpmak istiyor. Fakat demir parmaklıklar arkasında tutulsak da birlikte çıkılan bu yolda haklı taleplerimizi dillendirmeye, mesleki bilgi birikimimizi ülkemiz yararına kullanmaya, demokrasi ve adalet mücadelesine devam edeceğiz.
Cezaevinde geçen 500 günde memleketimiz birçok olaya sahne oldu. En önemlisi, 6 Şubat depremleri ile bugüne kadar meslek insanları olarak dikkat çektiğimiz deprem, uyarılara rağmen çok acı bir felakete yol açtı. Karşı çıktığımız için esir tutulduğumuz rantçılık, kentlerimizin yerle bir olmasına neden oldu. Deprem tüm süslü sözleri boşa çıkan iktidarın afetlere karşı hoyratlığını ve iş bilmezliğini gün yüzüne çıkardı. Buna karşın 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yapılan hatalar ile demokrasi ve adalet isteyen milyonlar büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bizler bu karamsar tabloya rağmen demokratik, adil ve özgür bir ülkede, güvenli ve sağlıklı kentlerde eşit yurttaşlar olarak yaşam hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bizler karamsar tabloya rağmen demokratik, adil ve özgür bir ülkede, güvenli ve sağlıklı kentlerde eşit yurttaşlar olarak yaşam hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Sevgili dostlar, geçen 500 günde demokrasi ve adalet talebine verdiğiniz destek ve yaşanan hukuksuzluğa karşı gösterdiğiniz dayanışma için teşekkür ederim. Umarım çok yakında bu hukuksuz tutukluluk sona erecek ve özgür günlerde yine birlikte olacağız o günün bir an önce gelmesi ümidi ile hepinizi hasretle selamlıyorum.
TMMOB'dan hukuksuzluk kılavuzu
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gezi yargılaması üzerine bilgilendirme kartları hazırladı. Adına “Hukuksuzluk Kılavuzu” diyen TMMOB kartları Twitter’dan paylaştı. Onlardan bazıları şöyle:
» Gezi Davası sanıkları Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay ve Mine Özerden'in iddia edilen suçun asli unsuru olan cebir ve şiddete karıştığına, teşvik edip övdüğüne dair tek bir somut delil ya da şahitlik, dolayısıyla hiçbir suç unsuru yoktur.
» İddianame, FETÖ sanık/hükümlülerinin hukuksuz dinlemelerinin -hukukta hiçbir yeri olmayan- 'yeniden kıymetlendirilmesi' ile oluşturuldu. Buna rağmen iddianamede yer verilen dinlemelerin içeriğinde de hiçbir suç unsuru bulunmadı.
» Tutuklu sanıkların tüm duruşmalara katılmış olmalarına rağmen hiçbir emaresi olmayan 'kaçma şüphesi' ile tutuklanmaları, kararın hukuki değil siyasi gerekçelerle alındığını açıkça ortaya koymaktadır.
» 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'somut ve kesin delil' olmadığı için 18 Şubat 2020'de oybirliğiyle beraat kararı verdiği davada hiçbir yeni delil eklenmeden başka bir heyetin oy çokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıllık hapis cezalarına hükmetmesi arasındaki uçurum hukuki değil, ancak keyfi olabilir.
» İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, beraat kararını 22 Ocak 2021'de 'deliller tartışılmadığı' için ve dosya Çarşı Davası ile birleştirilmesi gerekir diyerek bozdu. 30. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Gezi ve Çarşı Davaları'nın birleştirilmesi talebini 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdikten iki hafta sonra, bu talebi 'geçici görevlendirmeyle' 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı sıfatıyla bu kez kabul etti. 21 Şubat 2022'de ise sadece bir an önce 'mahkumiyet kararı verebilmek' için Gezi ve Çarşı Davaları yeniden ayrıldı.
» Gezi Davası'nda ilk heyet oybirliğiyle beraat vermişken, yeni heyet 25 Nisan 2022'de oyçokluğuyla mahkumiyet verdi. Yani karar veren toplam 6 yargıçtan 4'ü beraat derken, sadece 2 yargıcın kararıyla mahkumiyet ve tutuklamaya gidildi. Üstelik mahkumiyet diyen iki yargıçtan biri de AKP'den milletvekili aday adayı olması, yani açıkça taraflı olması nedeniyle reddedildi. Ancak bu ret talebi dikkate bile alınmadı.
» Bir ağır ceza mahkemesinde önceden belirlenmiş 3 yargıç görev alması gerekirken, Gezi Davası'nda toplam 13 yargıç görev aldı. Oybirliğiyle beraat kararı veren heyetin başkanı bu kararı nedeniyle disiplin soruşturması geçirdi ve beraat diyen 3 yargıç bir daha Gezi Davası'nda görev alamadı.
» 2019 ile 2022 arasında süren davalarda toplam 20 duruşma yapıldı ancak bu duruşmalarda tek bir kez dahi delil değerlendirmesi yapılmadı. Beraat kararını 'delil tartışılsın' kararı ile bozan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, delil tartışılmadan verilen mahkûmiyet kararını bu kez hiçbir hukuki değerlendirme yapmadan 28 Aralık 2022'de hızla onadı.
Cem Dinlenmiş çizerek anlattı
Çizer Cem Dinlenmiş, 2019’da başlayan yargılama sürecini çizgilerle anlattı.
(HA)