Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi Gezi direnişi boyunca çok 59 gazetecinin ya işten çıkarıldığını ya da istifaya zorlandığını açıkladı.
TGS Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya Gezi direnişi sürecinde işten atılan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) el koyduğu Akşam Gazetesinin eski yazarı Tuğçe Tatari ile NTV eski kültür sanat editörü Hasan Cömert de katılarak kendi deneyimlerini aktardı.
Durmuş: Medya en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor
Basın açıklamasını okuyan TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş “Halka değil iktidara hizmet eden, bu amaç doğrultusunda sansür ve dezenformasyona dayalı yayın politikalarıyla halkın haber alma özgürlüğünü gasp eden medya, en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor ” dedi.
”Siyasi iktidar, medya patronlarıyla kurmuş oldukları çıkar ilişkileri üzerinden medya üzerindeki tahakkümünü her geçen gün daha da güçlendirirken, bu baskılara gazetecilik faaliyetleriyle; haberleri, yazıları, programlarıyla direnen medya emekçileri mobbinge uğruyor, işten atılıyor, istifa etmek zorunda bırakılıyor. Medya sektöründeki örgütsüzlük, emekçileri bu baskılar ve saldırılar karşısında daha da savunmasız bir duruma itiyor.”
22 işten çıkarma, 37 istifa
Gezi direnişinin başlangıcı olan 27 Mayıs’tan bu yana 59 basın çalışanının işsiz kaldığını ve 14 kişinin durumunun belirsiz olduğunu ifade eden Durmuş bu 59 gazetecinin 22’sinin işten çıkarıldığını, 37’sinin ise istifa etmek zorunda bırakıldığını söyledi.
“Bu istifaların ve işten atmaların hepsi değilse de büyük çoğunluğu, Gezi Parkı direnişinde medya kuruluşlarının izlediği sansüre ve dezenformasyona dayalı yayın politikalarıyla doğrudan ilişkili. Meslektaşlarımız, AKP iktidarının ve patronların baskısına, sansür ve dezenformasyona karşı gazetecilikleriyle direndiler, halkın doğru haber alma hakkı için çabaladılar ve bunun bedelini işlerini kaybederek ödediler.
”Kiminin dergisi kapatıldı, kiminin televizyon programı kaldırıldı, kiminin yazısı, haberi sansürlendi. Tweet attığı için işten atılan meslektaşlarımız oldu. Bir meslektaşımız, yalnızca çalıştığı işyerinin önünde eylem yapan protestoculardan birine selam verdiği için kovuldu. İşten atılan meslektaşlarımızın bir bölümünün henüz tazminatlarını dahi alamadığını biliyoruz.
“Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak medyadaki bu kıyıma, güvencesiz çalıştırmaya, iktidar ve patron baskısına, sansüre ve dezenformasyona karşı mücadelemizi yükselterek sürdüreceğimizi; işten atılan, istifa eden, tüm bu baskılar altında işini yapmaya çalışan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu buradan bir kez daha duyuruyoruz.”
“Son olarak hükümete ve medya patronlarına sesleniyoruz. Bu kıyıma ve baskılara derhal son verin! Siz ne yaparsanız yapın bu ülkede meslek onuruna sahip çıkan, gerçeğin peşinde koşan, halkın haber alma hakkı için bedeli ne olursa olsun ‘direnen’ gazeteciler her zaman olacak.”
Tatari: TMSF görevinin dışına çıktı
Basın açıklamasının ardından konuşan Tatari bilhassa Gezi direnişinde TMSF’nin kendi görev tanımının dışına çıkarak hükümet yanlısı bir medya yaratma çabasına giriştiğini ifade etti.
“TMSF el koyduğu kuruluşlarda birilerini işten çıkarabilir. Ama bunu yerine daha popüler ya da daha çok okutacak bir yazar almak suretiyle yapar, bu şekilde bir ‘yeniden yapılanmaya’ gidebilir. Ancak daha önce kim olduğunu bilinmeyen kişileri köşe yazarı olarak gazeteye alarak yapamaz, bu şekilde gazeteyi kar ettiremez, ki Akşam’ın satışları düşmüş durumdadır.
“TMSF’nin görevi el koyduğu batmakta olan kurumları yeniden kar eden kuruluşlar haline getirip yüksek fiyata satmaktır, yayın politikalarını değiştirip hükümete yakın kuruluşlar haline getirmek değildir. Bu durum ne basın etiğine ne de hukuka uymuyor.”
Cömert: Ana akım medyada habercilik yapılamıyor
Cömert ise ana akım medyada gerçek anlamda gazetecilik yapılabileceğine inanmadığını, çünkü medyanın iş insanlarına ait olduğunu ifade ederek “Kendimizi kirlenmiş hissettik, çünkü işe girdiğimizden beri bize yapılmaması gereken şeyler öğretiliyor. Hangi haberleri nasıl yapman gerektiği sana öğretiliyor. Bu bile yeterince korkunç bir şey" dedi. (EA)
* Fotoğraf: İpek Şahinler