Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. yılı kapsamında başlatılan uluslararası konuk programı Boğaziçi Chronicles’ın ilk konuğu Susan Buck-Morss oldu.
Eleştirel düşünce, görsel kültür ve ekonomi politik üzerine disiplinlerarası çalışmalarıyla tanınan Susan Buck-Morss, konuşmasına “Arap Baharı”nı işaret edip Mısır, Tunus, Libya ve Türkiye’deki Gezi Parkı gibi kitlesel halk hareketlerine ait görseller kullanarak başladı, kitlesel halk hareketlerinin çeşitliliğini vurguladı.
Kitlesel halk hareketlerinin bulundukları yerellikte farklı otoriter sistemler olduğunu, totaliterlik unsurunun değişkenlik gösterdiği yerlerde geliştiğini söyledi.
Dünyada gerçekleşen kitlesel hareketler üzerine çalışan Susan Buck-Morss, eylemlere katılan kitleyi “Küresel Kalabalık” olarak nitelendiriyor.
Buck-Morss, son dönemde dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen eylemleri değerlendirirken bu eylemlerin çoğunluğunun çok partili sistemlere sahip, sivil yöneticilerin bulunduğu ülkelerde olduğuna dikkat çekti.
“Dünya son dönemde demokrasi adına, farklı bir yaşam önermek için gerçekleşen pek çok kitlesel ve popüler eyleme tanıklık etti.
“Bu eylemlerin önemli bir kısmının ise çok partili seçimlerin, sivil yöneticilerin olduğu ‘demokratik yönetilen’ ülkelerde gerçekleştiğinin de altı çizilmeli. Demokrasinin yeni anlamına göre kitlesel hareketler yalnızca o ülkenin sınırları içindeki olaylar için gerçekleşmiyor.”
Küresel mücadele
ABD’de yaşanan ‘’Occupy Wall Street’’ işgaline küresel bilinç penceresinden bakılmasının gerekliliğini savunan Buck-Morss küresel mücadeleye vurgu yaptı.
Buck-Morss ulusal hükümetlerin neoliberal politikaların yanında yer almasıyla ilgili olarak küresel kapitalizmin büyümek zorunda olduğunu hatırlattı.
“Başka bir alternatifi yoktur. Devlet küresel sermayenin yolunu giderek daha çok seçecektir.
“Demokrasi bugün küresel mücadele halini almıştır. Küresel kalabalık bir çeşitliliktir, bir sınıf çeşitliliği halidir.
“Çeşitlilik çoklu kimlik değildir. Bu küresel eylemlerdeki paylaşım, ortak olma hali, örneğin Türkiye’de yaşanan Gezi parkı dayanışması çok önemli bir semboldür. “
Küresel kalabalıkla konuşmak
Buck-Morss konuşmasında küresel kalabalığın demokrasiyle ilişkisine de değindi.
“Mısırdaki Tahrir Meydanı sürecinde insanlar birbirlerinin cep telefonu numaralarını alıp verdiler birbirlerine. Tüm insanların soyadları aynıydı ‘Leyla Tahrir, Muhammed Tahrir’ gibi.
“Marks sosyal bilincin önemini vurgulamıştır. Bu çok önemlidir. Küresel kalabalık diplomasisi kendi sokak sanatlarını, politik performanslarını, ortak kültürlerini, tweetlerini ve bunun benzeri pek çok şeyi üretir.
“Bu kitlenin içinde gelir düzeyi önemli olmadığı gibi özellikle genç insanlar vardır.
“Küresel kalabalıkla konuşmak, ayrıca da küresel kalabalık hakkında konuşmak demokrasinin gelişmesi için yardımcı olacaktır.”
Polis şiddeti
“İnsanlar neoliberalizme karşı olmayı Marksist olmak olarak düşünüyor.
“Polis şiddeti aslında bir semptomdur, şekil değiştirmiştir, polisler düşmanımız değildir.
“Spontone olarak gelişen sokak hareketlerine bu kadar güçlü bir müdahalenin nedeni nedir, bunun üzerine düşülmesi gerekir.”
Susan Buck-Morss kimdir?
ABD’li yazar ve akademisyen Susan Buck-Morss, Cornell Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde siyaset felsefesi ve toplumsal teori, Sanat Tarihi Bölümü’nde de görsel kültür dersleri veriyor.
Frankfurt Okulu özellikle de Adorno ve Benjamin’in eserleri hakkındaki birçok dile çevrilen özgün çalışmalarıyla tanınıyor. (MÖ/YY)
Fotoğraf: Miray Özturan