Yeniden görülen Gezi davasında dün (25 Nisan) verilen mahkumiyet kararları dünya basınında da geniş yankı buldu.
Gezi davasının dünkü duruşmasında 1.638 gündür tutuklu olan iş insanı Osman Kavala "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, yedi hak savunucusu ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası alıp tutuklanmıştı.
Karara geniş yer veren Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Almanya basını, Gezi davasının başından beri hak örgütlerince eleştirildiğini hatırlatarak yargılamada "siyasi saik" vurgusu yaptı.
ABD'nin New York Times gazetesi 2016 yılındaki darbe girişimine atıfla Gezi davasının o dönemden beri "Cumhurbaşkanı'nın muhalefete yönelik baskısının en yüksek profilli örneklerinden biri" olduğunu söylerken Tageszeitung gazetesi "Adalet Erdoğan'ın emrinde" başlıklı haberinde mahkemenin Osman Kavala'ya en ağır cezayı verdiğini vurguladı.
Dünya basınında öne çıkanlar şöyle...
Washington Post: Baskının bir sembolü
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Washington Post gazetesi, Osman Kavala'nın "hükümeti ortadan kaldırma" suçlamasıyla aldığı ağırlaştırılmış müebbet cezasını "Çokça eleştirilen yargılamanın ardından Türk hayırsevere ömür boyu hapis" başlıklı haberiyle duyurdu.
Kavala'nın uzun süren tutukluluğunun ABD ve Avrupa ülkelerince eleştirildiğini hatırlatan gazete, insan hakları örgütlerinin de Gezi davasını siyasi saiklere işaret ederek reddettiğini, söz konusu yargılamanın "Ankara'nın Batılı müttefikleriyle arasındaki gerginliği tırmandırdığını" yazdı.
Devam eden Rusya-Ukrayna savaşını da hatırlatan Washington Post'un dikkat çektiği bir diğer nokta da mahkeme kararının "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin Rusya ve Ukrayna arasında arabulucu rolü oynamak da dahil NATO müttefikleriyle yıllardır gergin olan ilişkilerini onarmaya çalıştığı bir dönemde verilmiş olması" oldu.
Gazete ayrıca söz konusu mahkeme kararının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres'in Ukrayna'da barışı tesis etme çabaları kapsamında Türkiye'de olduğu gün verildiğini hatırlattı.
Washington Post, "Kavala'nın uzun süredir çektiği çile, hükümetin 2016'da karşı karşıya kaldığı darbe girişiminden bu yana Erdoğan'ın muhalifler ve düşman olarak algıladığı diğer kişilere yönelik yorulmak bilmez baskısının bir sembolü haline gelmişti" yorumunda bulundu.
NYT: Protestoları kötülemeye devam ediyor
ABD'nin The New York Times gazetesi ise, Gezi davasında çıkan kararları duyurduğu haberinde davanın insan hakları örgütlerince kınandığını ve Batı ile Türkiye arasında gerginliğe sebep olduğunu yazdı.
Davada "bir düzineden fazla" sanık olduğunu hatırlatan New York Times da 2016 yılındaki darbe girişimine atıfta bulunarak Gezi davasının "Cumhurbaşkanı'nın muhalefete yönelik daha geniş baskısının en yüksek profilli örneklerinden biri" olduğunu ifade etti.
2013 yılındaki protestoların Erdoğan için "liderliğine karşı bir dizi ciddi meydan okuyuştan birini temsil eder hale geldiğini" belirten gazete, Erdoğan'ın protestoları kötülemeye devam ettiğini ve "kendisine karşı yabancı destekli bir darbe girişimi gözüyle baktığını" söyledi.
WSJ: Karar, gerginliği derinleştirecek
ABD'nin bir diğer gazetesi Wall Street Journal ise "Erdoğan Muhalifine Verilen Müebbet Hapis Cezası Batı ile Gerginliği Arttıracağa Benziyor" başlıklı haberinde, "İşadamı Osman Kavala Türk hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmak ile suçlandı; insan hakları örgütleri ise Kavala'nın siyasi bir mahpus olduğunu söylüyor" yorumuna yer verdi.
"Bir Türk mahkemesi ülkenin en ünlü siyasi mahpusunu ömür boyu hapse mahkum etti" diyen gazete, davanın "Türkiye'de hukukun üstünlüğünün karşı karşıya olduğun erozyonu sembolize ettiğini" yazdı.
Batılı devletlerin Osman Kavala'nın serbest bırakılması için tutuklandığı 2017'den bu yana Ankara'ya baskı yaptığını da hatırlatan Wall Street Journal, Kavala'nın mahkumiyetinin Erdoğan hükümeti ile söz konusu devletler arasındaki "gerginliği derinleştirebileceğini" ifade etti.
Kavala'nın üzerine atılı suçları reddettiğini söyleyen gazete, "İnsan hakları savunucuları da dahil davayı takip eden bazı gözlemciler yargılamanın göstermelik olduğunu ve hükümetin Türkiye'de ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki yaratma çabasının bir parçası olduğunu söylüyor" dedi.
Guardian: "Hukuk garabeti"
İngiltere'nin The Guardian gazetesi de yeniden görülen Gezi davasında çıkan karara geniş yer ayırdı. Uluslararası Af Örgütü'nün kararı "hukuk garabeti" ve "siyasi saiklerle gerçekleştirilen bir saçmalık" olarak nitelendirmesine atıfta bulunulan haberde, karar açıklandıktan sonra duruşma salonunda "Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat" sloganlarının atıldığı ifade edildi.
The Guardian ayrıca Gezi davasında çıkan kararı, "Türk yetkililerin son on yıl içinde muhalefet ve toplanma özgürlüğüne yönelik en derin ve en kamusal baskı" olarak niteledi, söz konusu kararın Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkilere zarar verme tehlikesi olduğunu yazdı.
Gazete, "Sanıklar ile gözlemcilerin zayıf kanıtlara dayandığını savunduğu acımasız cezalar, yargılamanın siyasi müdahaleye maruz kaldığına ilişkin eleştirilerin ardından geldi" yorumunda bulundu.
Taz: Adalet Erdoğan'ın emrinde
Almanya'nın Tageszeitung gazetesi de Gezi davasında çıkan mahkumiyet kararlarına geniş yer veren gazetelerdendi.
"Adalet Erdoğan'ın emrinde" başlıklı haberde, mahkemenin Osman Kavala'ya en ağır cezayı verdiği vurgulandı.
"Yargılama, son yılların en önemli siyasi davası olarak kabul ediliyor" diyen Tageszeitung, davanın "İstanbul'daki Gezi Parkı'nda başlayan ve zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ülke çapında gerçekleşen protestolar ile bir siyasi hesaplaşma" olduğunu yazdı.
"Sanıkların suçlandığı darbe girişimi iddialarına ilişkin savcılığın elinde kanıt olmadığını" vurgulayan Tageszeitung, "Protestoların sanıklar tarafından finanse edilip yönetildiği ve Kavala'nın dış güçlerin emrinde hareket ettiğine ilişkin iddialara dair hiçbir kanıt yoktu" dedi:
"Konu, sadece 2013'teki protestolardan intikam almaktı."
Die Zeit: "Siyasi bir dava"
Almanya'nın Die Zeit gazetesi, Gezi davasında çıkan mahkumiyet kararlarına ilişkin haberinde, Almanyalı siyasetçilerin kararı eleştirdiğini vurguladı. Gazete, Federal Tarım Bakanı Cem Özdemir ve Almanya PEN Başkanı gazeteci Deniz Yücel'in tepkilerine yer verdi.
Cem Özdemir, "Burada rakipsiz bir göstermelik siyasi davayı izlemek zorunda kaldık. Türk yargısı bitti" derken Deniz Yücel davanın "hukukun üstünlüğünün olmadığı siyasi bir dava olduğunu" ifade etmişti.
Die Welt: "Hukukun üstünlüğü geçerli değil"
Almanya'nın bir diğer gazetesi Die Welt de "insan hakları örgütlerinin Kavala kararını keyfi olarak tanımlayarak kınadığını" yazdı.
Uluslararası Af Örgütü'nün Almanya'daki Türkiye uzmanı Amke Dietert'in "hukukun üstünlüğü ilkeleri Türkiye'de geçerli değil" yorumuna yer veren gazete, Dietert'in yargılamayı "kurgu" olarak nitelendirdiğini ve "suçlamaların siyasi saikler taşıdığını" söylediğini ifade etti.
Gazete ayrıca İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Emma Sinclair-Webb'in "göstermelik davanın olabilecek en kötü şekilde bittiği" yorumuna da yer verdi. (SD)