Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde 34 köylünün yaşamını yitirdiği katliam ile ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapor ile Askerî Elektronik Sanayi'nin (ASELSAN) Heron görüntülerini değerlendiren raporu, Meclis komisyonuna geldi.
Taraf gazetesinin haberine göre, raporda dikkat çeken en önemli unsur, katliam sonrası "Saldırı istihbaratı aldık" açıklamasında bulunan Genelkurmay'ın raporda "istihbarat alınmadı" yazması.
İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere alt komisyonu üyelerine, gizlilik kararı nedeniyle raporun sadece 20 sayfalık değerlendirme bölümü okundu.
Uludere Alt Komisyonu Başkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Ordu Milletvekili İhsan Şener, gazeteye yaptığı açıklamada, "Raporlar, bizim fiili olarak tespit ettiklerimizin yazılı hale gelmiş hali, yani gözlemlerimizi doğrular nitelikte" dedi.
"İçişleri Bakanlığı raporu, ilk görüntüden sonra yerel kaynaklarla bir istihbarat paylaşımı olmadığını gösteriyor. Rapor, ölenlerin köylü olduğunu yazıyor, bunu biz de biliyoruz. Ölenlerin PKK'lı değil köylü olduğunu yazacağız rapora."
"İçişleri raporu, İl İdaresi Kanunu bakımından bir zaaf ve eksiklik olup olmadığını tespit ediyor. Olay mahallindeki sorumlular ve suçlular kimse onlara işaret ediyor. ASELSAN raporu, bir yargıda bulunmuyor. Sadece bizim izlediğimiz görüntüleri koordinat ve saat olarak yazıya dökmüş."
"Ankara'dan yönetildi"
Komisyon Üyesi ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ise raporun çok kapsamlı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Henüz kurumlara resmen verilmediği için raporlarda gizlilik kararı var. İnsan Hakları Komisyonu'na da kurum olarak teslim edilmediği için bize henüz verilmedi."
"Bakanlık raporunda, 'Meclis'in hükümete vermiş olduğu yetki çerçevesinde, bir sınır ötesi operasyon olması sebebiyle hava harekâtının Ankara'dan yönetildiği' yazılı. Bu grupta ölenlerin, yaralananların ya da o ateş alanı bölgesinde hiçbir PKK'lının olmadığı yazıyor."
Özdemir şöyle devam etti:
* Raporda, "Heron görüntüleri izlendiği zaman bu kalabalık grubun, yaya hareketiyle askerî birliğe bir saatten önce gelmesi mümkün değilken, arada bu kadar mesafe varken, bombalamanın yapılmış olmasının araştırılması gerekiyor" deniyor.
* Heron görüntüleri yerel askerî birliklerle paylaşılmış olsaydı, çünkü o birliklerin geçmiş dönemde kaçakçılığa ilişkin Heron görüntülerini izlemiş olmaları lazım, onların tecrübesinden faydalanılsaydı, bunların kaçakçı grup olduğu daha rahat tespit edilebilirdi, bu facia yaşanmayabilirdi.
* Heron görüntülerinden, bu kişilerin PKK grubu olmadığı anlaşıldığına göre "Vur" emrini veren komutanlık kim? Genelkurmay'a, "Başkaca istihbarat bilgileri var mı, bu bilgileri hangi kurumdan aldınız" diye sorduk, cevabı bekliyoruz.
* Bir siyasi otoritenin yazılı talimat vermesi gerekiyor, bu talimatı kim verdi? Rapordan Genelkurmay ve hükümet dışında bir kurumun kusurunun olmadığı anlaşılıyor. Başbakan'ın özür dilemesi ve "Vahim bir hataydı" demesi gerekiyor.
* ASELSAN raporunda, izlediğimiz Heron görüntülerinin tespiti var. Raporda, yedi aracın Irak tarafından Türkiye'ye girişi takip ediliyor. Daha sonra Türkiye'de, katır ve insan grubunun geldiği ifade ediliyor. Alışveriş yapıldıktan sonra grubun aynı güzergâhtan Türkiye'ye doğru geldiği ve hatta ikiye üçe bölünmüş gruplarda kaç katır kaç insan olduğuna varıncaya kadar hepsi raporda var.
"Örgüt üyesi olmadıkları net"
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de, Heron görüntülerinden köylülerin PKK'li olarak değerlendirilmesinin ciddi bir hata olduğunu vurgulayarak, "Çünkü başka operasyonlarda bu ihtimal düşünüldüğü için operasyondan vazgeçilmiş" dedi.
"İçişleri Bakanlığı raporunda, 'Ölen kişilerin sınır ticareti yapan insanlar olabileceği niçin sorulmadı?' diye ısrarla vurgulanıyor. Esas aradığımız soruların cevapları ortada duruyor. Raporda, bu olaydan sonra ölenlere yardım edilmemesi de zafiyet olarak görülüyor. Ölenlerin terör örgütü mensubu olduklarına dair hiçbir somut bilgi, istihbarat bilgisi yok."
Komisyon üyesi ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de raporda Genelkurmay Başkanlığı'nın, bu hava harekâtı ile ilgili herhangi bir spesifik istihbarat bilgisinin kendilerinde olmadığını söylediği bilgisinin yer aldığını söyledi.
Oysa 28 Aralık 2011'deki katliamdan bir gün sonra Genelkurmay tarafından konu ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, operasyonun gelen istihbaratlar üzerine yapıldığı belirtilmişti.
Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
* Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinat-Haftanin'e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır...
* Bölücü terör örgütü mensuplarının, Irak Kuzeyinden gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır.
* Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tesbit edilmiştir. Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır.
Genelkurmay Başkanlığı'na yazdıkları yazının cevabını beklediklerini söyleyen Kürkçü, "İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün ile görüştüm, bir ay içerisinde raporu bitirmemiz bekleniyor, zaten çok uzadı. Genelkurmay Başkanlığı, bu hava harekâtı ile ilgili herhangi bir spesifik istihbarat bilgisinin kendilerinde olmadığını söylüyor. Yani, "Bu grupta düşmanlar var. Düşmanları öldürmemiz lazım" diye bir istihbarat raporu onlara gelmemiş."
Kürkçü, "Raporda, 'Heron görüntülerinin incelenmesinden buradaki faaliyetin herhangi bir biçimde askeri faaliyete tekabül etmediği, bunların bir örgüt grubu olmadığı her şeyden anlaşılmaktadır' diye net ifadeler var" diye konuştu. (AS)