Üniversite mezunu gençler, mezuniyetin ardından hayalini kurdukları mesleği yapamadan işsizlik, düşük ücret ve belirsizlikle karşılaşıyor.
Kimileri alanından uzaklaşmak zorunda kalıyor, kimileri ise iş bulsa dahi güvencesiz ve düşük ücretli pozisyonlara sıkışıyor.
Deneyim bahanesiyle gençlerin iş yaşamından dışlanması da artık kronikleşmiş durumda.
“Medya sektörü mesleğimi bırakmaya zorladı”
Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden bir sene önce mezun olan Deniz Çam, “Kendimi mesleğimi yapacağım, geçinebileceğim bir işe başlamış olarak hayal ediyordum. Ama medya sektörü mesleğimi bırakmaya zorladı” diyor. 10’dan fazla medya kurumuna başvuru yaptığını, ancak çoğundan yanıt alamadığını söylüyor.
Aynı üniversiteden mezun olan Sibel Sevindik de bir yıldır işsiz. 50’den fazla işe başvurduğunu, ancak çoğunda deneyim şartı nedeniyle elendiğini belirtiyor.
“İlanlarda 3 ila 5 yıl deneyim aranıyor. Yeni mezun birinin bu şartı karşılaması mümkün değil” diyerek iş bulamamanın psikolojik ve maddi yüküne dikkat çekiyor.
Veriler ne diyor?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran 2025 İşgücü İstatistikleri’ne göre, 15-24 yaş arası genç nüfusta dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 16,2. Erkeklerde bu oran yüzde12,3 iken, kadınlarda yüzde 23,7’ye kadar çıkıyor. Bu 949 bin gencin işsiz olduğu anlamına geliyor. 370 bin erkek, 579 bin kadın.
Geniş tanımlı işsizlik verisi ise dar tanımlının iki katından fazla. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi‘nin (DİSK-AR) TÜİK’in meta verisinden yaptığı hesaplamaya göre geniş tanımlı genç işsiz sayısı toplam 1 milyon 937 bin kişi. Bunun 847 bini erkek, 1 milyon 90 bini ise kadın.
Dar tanımlı işsizlik sadece son dört hafta içinde aktif bir şekilde iş aramış, iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişileri içine alırken geniş tanımlı işsizlik atıl işgücüne de kapsıyor. Yani part-time çalışan ama tam zamanlı iş arayanları (zamana bağlı eksik istihdam) ve iş aramayı bırakmış ama çalışmaya hazır potansiyel işgücünü de kapsıyor.
Gençler ne istiyor?
bianet’e konuşan iki genç işsiz çözüm için kamu istihdam projelerinin artırılmasını, mezunlara yönelik destek programlarının genişletilmesini, deneyim şartının esnetilmesi, özel sektörün ücret politikasının denetlenmesini ve ülke sorunlarına dair daha kapsayıcı ve adil bir politika talep ettiklerini dile getirdiler.
Genç işsizliği üzerine konuştuğumuz Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, işverenlerin “deneyim” gerekçesiyle gençleri dışlamasını anlamsız buluyor. Çelik'e göre bu, işsizlik baskısıyla işverenlerin sığındığı kolay bir bahane. Gençler ilk işlerine elbette deneyimsiz başlayacak. Ancak artan işsizlik oranları, onları ya stajlara yönlendiriyor ya da “ne iş olsa yaparım” çizgisine sürüklüyor. Ne var ki stajların da çoğu zaman bir öğrenme sürecinden çok, ucuz işgücü arayışına döndüğünü söylüyor.
Üniversite mezunlarının büyük kısmının mezun oldukları alanda iş bulamadığını, bunun da toplumsal kaynak israfına yol açtığını belirten Çelik, özellikle düşük ücretli, güvencesiz işlerde çalışma zorunluluğunun yaygınlaştığını vurguluyor. Çelik “Gençlerin çoğu, asgari ücretin bile altında tekliflere maruz kalıyor.” diyor. Ona göre bu sadece emek sömürüsü değil, “vahşi kapitalizmin” açık göstergesi.
TÜİK ve DİSK-AR arasındaki işsizlik verisi farkının geçmişte daha büyük olduğunu belirten Çelik, DİSK-AR’ın ısrarlı takibi sonucu TÜİK’in artık geniş tanımlı işsizliği yayımladığını belirtiyor. Genç işsizliğinin görünmeyen boyutları olduğunu söyleyen Çelik “Özellikle ‘ne eğitimde ne istihdamda (NEET)’ olan gençler açısından işsizlik ciddi sosyal riskler barındırıyor. Bu durum, sadece ekonomik değil, aynı zamanda derin bir toplumsal dışlanma, umutsuzluk ve yoksulluk anlamına geliyor.” diyor.
Genç işsizliğine çözüm için kamunun iş yaratma kapasitesini artırması gerektiğini anlatan Çelik, eğitimin yeniden planlanmasını, çalışma saatlerinin düşürülmesini ve genç istihdamının ciddi şekilde teşvik edilmesini öneriyor. Ayrıca emeklilikte geçinemediği için iş aramak zorunda kalan yaşlı nüfusun durumuna dikkat çekiyor: “Emeklilerin yüzde 65’i tekrar işgücü piyasasında. Bu gençlerin yerini daraltıyor.”
Çelik’e göre umut ve çözüm örgütlenmeden geçiyor. Gençlerin sendikalarda, platformlarda bir araya gelmesi ve kolektif hak mücadelesi yürütmesi, çıkış yolunun en önemli adımı.
*Öğrencilerin isimleri, adlarını gizlemek istedikleri için değiştirilmiştir.
(SÖ/HA)















