Türkiye'deki uygulamalar yakından incelenerek hazırlanan, gençlere yol gösterebilecek bir şablon, bir çeşit kılavuz işe yarabilir diye düşündüm.
İşte gençlik şablonu...
G
Gevşeme - Bir genç gevşemez. Çünkü tehlike daimdir. Tehlike varken gevşemek gaflettir. Bunu Anayasa da saptamış ve devleti gençlerin gevşememesi ile görevlendirmiştir. Bkz. Madde 58 - "Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır."
Ola ki, merkezi yönetim uyursa, yerel yönetim uyumaz. Örneğin, Ankara'daki Gençlik Parkı'nda içki satılmamalıdır çünkü Madde 58 gençliği "koruyun" diye emretmektedir (aktaran, Melih Gökçek, 2005).
E
Elleşme - Bir genç elleşmez. Hele karşı cinsle hiç elleşmemelidir. Elleşirse çok yanlış olur. Bir üniversitede bir genç kadın ile bir genç erkeğin elleşmesi çok tehlikelidir ve mutlaka önlenmelidir. Önlemenin en sağlam yolu da cezadır. Rize'de uygulanmış ve etkili olmuştur. Ama elleşme tehlikesi bakidir. Bu nedenle yüksekokulun yönetimi 22 kamera ile elleşmeleri engellemenin yolunu sağlama almıştır.
Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı: "Okulda, yakın oturmalar, el ele tutuşmalar olabiliyor. O tip uygunsuz yakınlaşmalar olunca uyarıyoruz. Uyardığımız öğrenciler bir daha bu türlü yakınlaşma yaşamıyor." diyerek durumu bütün gençler için gayet netleştirmiştir.
N
Neşelenme - Bir genç neşelenmez. Neşe olsa olsa çocuk işidir. Çocuklar bile okula başlar başlamaz ciddi durmak zorundadır. Okul ciddi bir kurumdur; her yaşta ciddiyet gerektirir. Artık çocukluğu geride bırakan ve yetişkinliğe doğru sağlam adımlar atan bir genç ciddi ve edepli olur. Neşeleneceği zaman zaten ona neşelenmesi söylenecektir. Üniversitelerde neşelenme zamanı önceden belirlenmiştir. Neşe çok enerji tükettiği için dikkatle düzenlenmelidir. Örneğin, İTÜ Denizcilik Fakültesi'nde yüksek sesle kahkaha 10 puan ceza getirmektedir. Böyle kahkalarla bol bol neşelenenler 100 puan alıp okuldan atılırlar ve günlerini görürler. "Neşeli ol ki, genç kalasın" artık eskimiş ve geçerliğini yitirmiş bir sözdür. Ülkede milyonlarca genç varken, genç kalan insanların genç nüfusu arttıracağı ve bunun abes olduğu zaten ortadadır.
Ç
Çiftleşme - Bir genç çiftleşmez, çift olarak gezmez, bir çift çorabı bile dikkatli giyer. Dikkatli olmazsa, dikkatini çekmek üzere dikkatli ve zinde güçler devreye girebilir. Ateşle barutu bir arada bırakmak olamaz. Çift olmaya kalkanlar önce zinde güçleri oluşturan akranları tarafından çeşitli şekillerde uyarılır ve daha sonra okul yönetimince cezalandırılır. Çift olmaya kalkanlara göz yuman laçka kurumlar belki olabilir ama köklü kurumlar buna izin veremez. Örneğin, DTCF köklü bir kurumdur. Bu kurumda kız arkadaşıyla yakın dolaşan hem de uzun saçlı olan genç dayak yiyebilir. Kantindeki bu uyarının ardından genç erkek kınama, genç kadın 6 ay okuldan uzaklaştırma cezası alabilir. Ateşle barut çifti kamuya açık yerlerde bulunmamalıdır çünkü çok tehlikelidir.
L
Laçkalaşma - Bir genç kesinlikle laçkalaşmaz. Laçkalık ona yakışmaz; onu değersiz kılar. Değersiz olan şeylere yapılabilecek muameleyi devreye sokar. Yani, laçkalık hemen tepki toplar. Bir genç bol jöleli saç yaparsa lise müdürü, keçi sakal yaparsa ülkücü akranları, acaip sözler ederse öğretmenleri devreye girer. Rize Çayeli İmam Hatip Lisesi'nde birbirlerine "aşkım" diyen iki kız öğrencinin kafasına çanta atan öğretmenden tüm gençler dersler çıkarmalıdır. Öğretmenin de dediği gibi öğrenciler hemen derslerini çıkartmıştır. "Abartılacak bir durum yok. Sadece çanta fırlattığım doğrudur. Büyütülecek bir olay değildi. Bir anlık sinirlenmeden oldu. Zaten öğrenciler de polise gidip şikayetçi oldu ama sonra şikayetlerinden vazgeçtiler."
İ
İlişme - Bir genç olmadık şeylere ilişmez. Okul içindeki uygulamalara ilişmez, okul içinde sigara içen öğretmenlere ve idarecilere ilişmez, çalıştığı işyerindeki haksız uygulamalara ilişmez. Gençlik, ilişme ile ilişkili değildir. 70lerde yaşananlar, ciddi bir yanlış anlamadan kaynaklanmaktadır ve 12 Eylül ile bu yanlış anlama giderilmiştir. Üniversite koridorlarında yürüyen sivil polise bile ilişilmeyeceği artık ortadadır. Bunu atlayan öğrenciler olursa, sivil polisin YÖK görevlisi olduğu söylenir ve bu öğrenciler konuyu kavramakta zorlanacakları için okuldan atılırlar. Okul, işyeri, kamusal alan ilişme yeri değildir; bu kavramlar bir genç için yalnızca sorun yaratır. İdeal bir genç, büyüklerinin gösterdiği yol haritasına ilişir.
K
Konuşma - Bir genç olmadık yere konuşmaz. Derste olmadık sorular sorup dersin huzurunu bozmaz. Hele hele hak talepleri içeren, YÖK'ün kuruluş yıldönümünü protesto eden şeyleri konuşmak çok huzur bozar ve çok yanlıştır. Nitekim, böyle şeyler konuşanları üniversite yönetimi disiplin soruşturması ile ceza yağmuruna tâbi tutabilir. Sırılsıklam ıslanmak iyi bir şey değildir; bunu zaten herkes bilir. "Lübnan'a asker gönderilmesin" gibi sözleri konuşmak ise çok daha büyük bir yanlıştır ve cezasını çevik kuvvet ile zinde linçseverler hemen verirler. Linç edilmek de iyi bir şey değildir; bunu da zaten herkes bilir. Konuşmanın bir adabı olmalıdır. Adabı, ayarı, sınırı olmayan konuşmaları kim ister ki? Çağımızda geliştirilen keskin puanlama sistemleri ile konuşma adabı gençlere öğretilmelidir. İTÜ Denizcilik Fakültesi'nde uygulanan sistem işte böyle çağdaş bir örnektir: Yüksek sesle konuşmak 5, yakışıksız şaka 10, üste karşı gelmek 30 puan ceza. Toplam 100 puan alan okuldan atılır. Sisteme uymak gerekir.
Ne dersiniz gençler? Bu şablon size nasıl geliyor?(SD/EÜ)