Türkiye’nin 13 Nisan 2023’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği’ne sunduğu güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nın Türkiye’nin yükümlülüklerine karşılık gelmemesi nedeniyle, uluslararası sözleşme kapsamında gerçekleştirilen kararın iptali için üç iklim aktivisti genç; Ela Naz Birdal, Seren Anaçoğlu ve Atlas Sarrafoğlu, Mayıs 2023’te dava açtı.
Davanın görüldüğü Danıştay ilgili dairesi, gençlerin iklim krizine karşı açtığı davayı incelemeden, davanın tarafları olan Cumhurbaşkanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava dilekçesini tebliğ etmeden ve davaya cevaplarını sormadan reddetti.
İklim aktivisti gençlerden Türkiye'ye dava
Küresel İklim İletişim Ağı’nın aktardığına göre iklim aktivisti gençlerin avukatı Deniz Bayram, kararla ilgili “Red kararının temyiz sürecinde bozularak, Türkiye’nin iklim değişikliği hakkında aldığı kararların temel hak ve hürriyetler boyutunu da içeren esaslı bir şekilde inceleneceğini umuyoruz,” dedi.
Red nedeni
Danıştay’ın iklim aktivisti gençlerin açtığı davayı incelemeden red nedeni şöyle:
“Uyuşmazlıkta konu edilen Ulusal Katkı Beyanının, Paris İklim Anlaşması kapsamında, anılan anlaşmanın bir parçası olarak, anlaşmada yer verilen taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin bir belge olduğu, tek başına iç hukukta etki eden bir yanının olmadığı, iç hukukta bu beyan kapsamında bir düzenleme yapılacağına ilişkin bir taahhüt niteliği taşıdığı, dolayısıyla idari işlem değildir ve idari işlemin iptali konusu yapılamaz.”
Red kararı oy çokluğu ile alınırken, iki üye “Ulusal Katkı Beyanı uyarınca iç hukukta gerekli düzenlemelerin yapılacağı, iş ve işlemlerin gerçekleştirileceği açık olduğundan kesin ve yürütülebilir bir işlem olması nedeniyle davanın esasının incelenerek karar verilmesi” gerektiğini savunarak red kararına karşı çıktı.
GÜNCELLENMİŞ ULUSAL KATKI BEYANI AÇIKLANDI
Türkiye’nin emisyon azaltım hedefi belli oldu: Yüzde 41
Gerekçeler
Genç iklim aktivistleri ise Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerinden şu sebeplerle uzaklaştığını vurguladı:
- Türkiye, üzerine düşen farklılaştırılmış ve adil mutlak azaltım yükümlülüğünü karşılamıyor.
- İklim krizine sebep olan sera gazı emisyonlarında mutlak azaltım taahhüdünde bulunmuyor.
- 2038 yılına kadar sera gazı emisyonlarını artırmayı planlıyor.
- Kömüre dayalı elektrik üretim sistemini yenilenebilir kaynaklardan yana dönüştürmüyor.
- 2053 net sıfır hedefini nasıl gerçekleştireceği kesin ve net değil. (TY)