Hüget Eyüboğlu ünlü ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboglu'nun gelini... Agos Gazetesi Zamanında Bedri Rahmi'nin de yaşadığı, her yanı tarih kokan evde görüştü Hüget Eyüboğlu'yla
Derneğiniz ne zaman kuruldu, neden böyle bir ihtiyaç duydunuz?
1998'de kuruldu, ilkin yabancı eşler olarak Noellerde, Bomonti'deki rahibelere para bulmak için büyük bir kermes düzenliyorduk. Bu kermeslerden büyük miktarda para kazanıyorduk ama yasal bir dernek olmadığımız için izin almakta sıkıntı çekiyorduk.
Çünkü Türkiye'de bir araya gelmek, toplantı yapabilmek kanunlara bağlı. O zaman "Uluslararası Kadınlar Derneği" diye bir dernek kurduk ve yasallaştık. Aramıza sadece yabancı pasaportlu hanımları alıyorduk. Ancak orada iki ayrı grup olduğunu fark ettik. Birisi, geçici bir süre için Türkiye'ye turistik amaçlı gelen yabancılardı, diğeri de Türklerle evlenmiş yabancılar.
Bu dernekte 5-6 sene birlikte çalıştık ancak gördük ki problemler, ihtiyaçlar farklı. Esas problemli grup ise Türk'le evli olanlar. Bu yüzden işte şimdiki Yabancı Eşler Derneğini kurduk. Dernek kurucuları olarak benimle birlikte Türklerle evli altı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı arkadaş daha var. Amacımız Türkiye'ye yeni gelenlere destek olmak, yasal hakları savunmak.
Türkiye'de yabancı olmayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Türklerden bize karşı bir hareket görmedik. Her kadının rahatsızlık duyduğu cinsel taciz olayları var belki... Biraz görkemli bir şekilde giyinip sokağa çıktığınızda erkekler rahatsız edebiliyor. Ama onun dışında ters bir tavır görmüyoruz. Eşimizin Türk olduğunu anladıklarında "Yenge" oluyoruz , "Abla" oluyoruz, mesele kapanıyor.
Türkiye'ye uyumda bir sıkıntı çekiyor musunuz?
Her yabancı için, Türkiye'de değişik bir entegrasyon süresi var. Genellikle bir grup tamamen, bir grup yarım yamalak entegre oluyor, bazılarıysa hiç beceremiyorlar. Bunun neye bağlı olduğunu ben de bilmiyorum.
Şüphesiz ki, Türkçe öğrenmek entegrasyonda önemli bir faktör. Bazı kişiler evde Türkçe konuşmuyor, haliyle kendi ana dillerini konuşuyorlar. O zaman kişi kendi kendini sınırlayıp sadece sokakta alışveriş için, sağa sola gidebilmek için gerekecek kadar Türkçe öğreniyor. Fakat televizyon takip edecek veya gazete okuyabilecek kadar Türkçe öğrenilemiyor . Yani bir getto hayatına mahkum ediyor kendisini.
Çoğu, çocuklarının kendi lisanlarını öğrenmesini istiyor. Başlangıçta karışıklıklar oluyor ama onlar sonradan düzeltiliyor. Mesela oğlum bana Türkçe'yi ve İngilizce'yi birleştirerek "Mamicim" diyordu.
Dil dışında başka uyum sorunlarınız var mı?
Bambaşka adetler var. Zaten Türkiye'de evlilik iki kişi arasında değil iki aile arasında. Bizim ailemiz yok, adam rahat ama bizim onun ailesiyle uğraşmamız gerekiyor. Bilhassa batıdan gelen kadınlar daha hür, açık sözlü... Kayınvalidenin karışmasına alışık değil, bunlar sorun oluyor. Mesela davetsiz misafirliğe gelmek, habersiz yemeğe gelmek,burada çok normal, ama bizde şaşırtıcı bir şey
Hep "kadınlar" diye bahsediyorsunuz, neden?
Çok az erkek var. Daha çok öğretmenlik yapıyorlar. Türkiye'de damat olmak çok zor, çünkü evlilikte kadınlar gibi Türk vatandaşlığı verilmiyor onlara. Bir yabancı kadın bir Türk'le, Türkiye'de evleniyorsa nikah sırasında Türk vatandaşlığını alabiliyor. Damatlara o hak verilmiyor.
Derneğinizin bugüne kadar ne tür çalışmaları oldu?
İki çalışmamız var: Biri entegrasyon, birisi yasal durumumuz. Yasal durumumuzu düzeltmek için ilk önce İstanbul Hukuk Fakültesini ziyaret ettik ve uluslar arası biriminden yardım istedik. Kanunlarda ne şekil değişiklikler yapılabileceğini açıkladılar. Biz de sorunlarımızı ve isteklerimizi anlatan bir dosya hazırladık. Oturma, çalışma izinleri, mal edinme hakları. Bir de cenaze işleri var. Çoğu yabancıya burada defnedilme hakkı verilmedi. Türk'le evli bir kadın belki kocasının yanında gömülmek ister, izin verilmezse nasıl olacak bu iş? Öğrendik ki aslında öyle bir yasa yok.
Türk vatandaşlığını alınca, isimlerimizi değiştirmemizi istediler, Ankara'ya konuşmaya gittiğimizde onunla da mücadele ettik, çünkü kanunda öyle bir zorunluluk da yok.(NR/VU/ÇM)