30 Ekim’de 6.9 büyüklüğünde bir depremle sarsılan İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bugün İstanbul Malta Köşkü’nde yaptığı toplantıyla girişimciler, yabancı misyonlar, iş dünyası ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. “Ortak akılla İzmir’den başlayarak yeni ve zamana uygun şehirler tasarlama” çağrısı yapan Tunç Soyer, herkesi İzmir gönüllüsü olmaya da davet etti.
Soyer, “Bu buluşmamız, doğamızla barışık, afetlere karşı dirençli, özgür ve uyum içinde bir yaşamı İzmir’den başlamak üzere inşa etmek için bir ortak akıl ve üretim çağrısıdır. Zira biz dönüşüme sadece mekânsal dönüşüm olarak değil fikirsel ve yönetimsel bir dönüşüm gerekliliği olarak bakıyoruz. Çünkü biliyoruz ki mekânsal dönüşüm fikirsel dönüşümle beraber yürüdüğü zaman yaşamın topyekün bir değişimden bahsedebiliriz” dedi. Etkinlikte kendisi de İzmirli olan oyuncu Haluk Bilginer’in seslendirdiği “İzmir Zamanı” tanıtım filmini de gösterildi.
"Tecrübelerimizi paylaşmak istedik"
Konuşmasına İzmir’de deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken neden İstanbul’da bir toplantı yapma gereği duyduğunu anlatarak başlayan Başkan Soyer, özetle şunları kaydetti:
“Son 18 ayda İzmir tarihinin en büyük orman yangınlarından birini, pandemiyi, tsunamiyi ve deprem felaketini ardından tekrar pandemiyi yaşadık. Bu zor süreçte zamanımızın önemli bir kısmı kriz yönetimiyle geçti. Çok acı tecrübeler yaşadık, hızla çözümler ürettik ve bunların ne kadar verimli olabildiğini gördük. Bugün burada olmamızın nedeni, bu tecrübemiz henüz sıcakken tüm Türkiye ile paylaşmak ve çözümleri nasıl güçlendirebileceğimizi birlikte konuşmak.”
“İzmir’de düşünce meydanı yaratalım”
“Doğa olaylarının yıkıcı felaketlere dönüşmesini beklemeden birleşelim. Yaşam hakkının güvence altında olduğu bir şehir iklimi yaratmak için İzmir’de bir düşünce meydanı oluşturalım. Zaten dünya çok kırılgan. Devasa küresel sorunlarımız var. Bu sorunlarla ancak dayanışmamızı büyüterek başa çıkabiliriz. Bu niyetlerimizi paylaşan herkesi, sosyal ve ekonomik girişimcileri, daha dirençli bir şehir, bir Türkiye, bir dünya yaratmak için İzmir’e katılmaya davet ediyorum.”
“Birliktelik ve dayanışmayı büyütelim”
“Yaşadıklarımız bize gösterdi ki, dirençli kent olmanın iki mucizevi anahtarı var. Bunlardan ilki, birliktelik ve dayanışma. Şehrin çeşitli dinamiklerinin aynı hedefe odaklanması ve bir ortak akıl etrafında buluşması. İkincisi ise yaşam hakkını gözetmenin kent yöneticileri tarafından en öncelikli görev olarak tarif edilmesi.”
“Afetlerde herkes eşitleniyor”
“Her şeyin olağan gibi göründüğü durumlarda aramızdaki farklara odaklanıyor ve hiç bitmeyen sen, ben ve öteki tartışmasının içine sürükleniyoruz. Oysa pandemi ve afet koşullarında bizi birbirimizden ayıran sebeplerin önemi kalmıyor, ortak değerlerimiz ve özelliklerimiz öne çıkıyor. Hepimiz, yaşam karşısında bir anda eşitleniyor ve aslında birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu anlıyoruz. Birbirimize sımsıkı sarılıyoruz. Dahası, birlikte hareket ettiğimizde neleri başardığımızı, ayrıştığımız da ise ne çok şeyi kaybettiğimizi daha iyi anlıyoruz. Çok daha büyük başarılar elde etmenin yegane yolunun birlik ve beraberlikten geçtiğini açıkça görüyoruz.”
“İşte bu yüzden bu buluşmayı tam bugün, beraber düşünmeye ve hareket etmeye ihtiyacımızın çok daha iyi anlaşıldığı bu zor dönemde gerçekleştirmek istedik. Çok kısa sürede İzmir’deki deprem felaketinin üstesinden gelmemizi sağlayan birlikteliğimizi, İzmir’in ortak akıl çağrısına dönüştürmeyi hayal ettik. Depremi de, dayanışmamızı da unutmamak ve unutturmamak için.”
“Ticareti, tarımı, turizmi, sanatı da tasarlayalım”
“Gelin, doğa olaylarının yıkıcı felaketlere dönüşmesini beklemeden, bu acılar bir daha yaşanmasın diye şimdiden birleşelim. Yaşam hakkının güvence altında olduğu bir şehir iklimi yaratmak için İzmir’de bir düşünce meydanı oluşturalım. Bunu tüm Türkiye’ye taşıyalım. Yalnızca binalarımızı, park ve caddelerimizi değil; ticareti, tarımı, turizmi, kültür ve sanatı, yaşamın tüm alanlarını birlikte tasarlayalım.”
“Depremi unutmayalım”
“İzmir’in stratejik planının yedi ana hedefinden biri altyapı ve bunun da en önemli parçası kentsel dönüşüm. Yaşadığımız deprem felaketi şehirlerimizdeki mekansal dönüşüm ihtiyacını bir kere daha göz önüne serdi. Depremle ilgili en büyük yanılgımız ise unutmak. Depremi yaşıyoruz, birçok tedbir alınsın kararı veriliyor, fakat daha sonra bunların hepsi unutuluyor ve kaybolup gidiyor. Biz, depremin ardından oluşan bu tecrübeyi unutmamak ve unutturmamak istiyoruz.”
“Afet mevzuatı yenilenmeli”
“Bizim afet mevzuatımız 1959 tarihli bir yasa ile sürdürülüyor. İmar mevzuatı ise 1985 yılında yani 35 yıl önce çıkarılmış bir mevzuatla devam ediyor ve her ikisi için de kapsamlı bir revizyon henüz yapılmadı. Kentlerin gelişim hızı ve geldiği nokta bu mevzuatlarla yönetilecek gibi değil. Ortaya çıkan sorunlar çözülecek gibi değil. O nedenle imar mevzuatı ile ilgili, ruhsatlandırma ve denetleme süreçleri ile ilgili çağdaş, yenilikçi bir vizyona ihtiyaç var. Bu vizyonun odağında ise yerel yönetimlerin gücü ve kaynaklarının artması yer almalı.”
“Kültür sanatın yeri ayrı”
“Kültür kentlerimizin zorluklara direncini artıran, hayatlarımızın daha anlamlı ve daha üretken olmasını sağlayan belki de en değerli varlığımız. Kültür yaratıcılığa, yenilikçiliğe, dayanışmaya hep ilham veriyor. Ortak akıl çağrımızın içinde kültür ve sanatın ayrı bir yeri var.
“İnsanların, hayvanlara ve doğadaki diğer canlılara merhamet değil, yaşam alanlarını tahrip ettiği için 'adalet' borçlu olduğunu düşünüyoruz. Gelin, İzmir en güzel ortak işlerimizi başardığımız bir laboratuar olsun. Bu ortak akıl meydanında oluşturduklarımızı, başardıklarımızı, tüm diğer kentlere armağan edelim.”
İzmir Zamanı’na katılmak için
İzmir Vakfı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklığıyla gerçekleştirilen İzmir Zamanı ortak akıl çağrısına katılmak için İzmir Vakfı’nın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Çağrıya, İzmir gönüllüsü olarak, bir proje fikri sunarak veya İzmir Şehir Fonu’na destek olarak katılım mümkün.
(NÖ)